‘’ÖZEL ÇOCUKLARIMIZIN TAM YANINDAYIM!’’

Merve ÖZDEMİR
Merve ÖZDEMİR
‘’ÖZEL ÇOCUKLARIMIZIN TAM YANINDAYIM!’’
12-11-2023

[email protected]

ÖZEL EĞİTİM VE REHBERLİK HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRÜ SAYIN DOÇ. DR. MUSTAFA OTRAR İLE ÖZEL RÖPORTAJ İKİNCİ BÖLÜM:

‘’BİZATİHİ GÖREREK BİZATİHİ DERDİ PAYLAŞARAK’’

Buyurunuz.

Merve ÖZDEMİR:

-Sayın Genel Müdürüm ailenizde, yakınınızda özel gelişim gösteren birey var mı? Bu süreçlere yakından tanık olduğunuz oldu mu?

Genel Müdür Doç. Dr. Mustafa OTRAR:

Evet, her zaman oldu. Staj yaptığım okullarda da oldu, akrabalarımda da oldu, komşularımın arasında da oldu. ŞÖYLE SÖYLEYEYİM; BİZATİHİ GÖREREK GÖZETEREK BİZATİHİ DERDİ PAYLAŞARAK, NE YAPABİLİRİZ DİYE DÜŞÜNEREK ZAMAN GEÇİRDİĞİMİZ GÜNLERİMİZ OLDU.

Merve Özdemir:

-Göreve başlarken ilk neleri değiştirmek istediğiniz? Sizce göze çarpan en büyük gelişim/değişim/yenilik hangi alanda olmalı?

Genel Müdür Doç. Dr. Mustafa OTRAR:

-Bence değişiklik ilk algılarla ilgili; çünkü İNSANLARI OLGULAR DEĞİL ALGILAR YÖNETİYOR. Yani, algılar olgulardan önce geliyor. Dolayısıyla bizim kendi sunduğumuz hizmetlere ilişkin özellikle insanların algılarını anlayıp ona göre hareket etmek çok daha bana öncelikli geldi. ÖZEL EĞİTİME BAKIŞ, KAYNAŞTIRMAYA BAKIŞ. Bir örnek vereyim mesela; kaynaştırma deyince çocuklarımızı sanki sınıfa kaynaştırmak gibi yani hangi sınıfa verildiyse o sınıfa kaynaştırmak gibi bir algı var; ama mesela ASIL OLAN ORDA ÇOCUKLARIMIZI HAYATA KAYNAŞTIRMAKTIR. ÇOCUKLARIMIZI GERÇEK HAYATA KAYNAŞTIRMAKTIR. Onun misyonu o dur. Bu bir mikro örnek. Temelde benim üzerine oynadığım şey daha çok bu noktada başlangıç noktası olarak bu noktadaydı. Onun dışında da hizmetlerin mümkün olduğu kadar niteliğini arttırmak, standartlaştırmak, bütün kurumlara eşit mesafede olmak ve kamunun kaynaklarını çocuklarımızın menfaatlerini en iyi oluşturacak şekilde harcamak gibi bir misyonla hareket etmek.

Merve ÖZDEMİR:

-Rehber öğretmenlik yıllarınızda görevli olduğunuz birimde kaynaştırma öğrenciniz oldu mu? Sınıf öğretmenine destek ve kriz yönetimi konusunda bir özel eğitim öğretmeni olsaydı yanımda diye bir düşünceniz oldu mu?

Genel Müdür Doç. Dr. Mustafa OTRAR:

-Tabi ki. Şöyle bir kere ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENLİĞİ AYRI BİR İHTİSAS ALANIDIR. Ben o alana ayrı bir ihtisas alanı olarak bakıyorum. Her ne kadar ben Rehberlik menşeliyim. Psikolojik Danışmanım. Bu noktada onlarla benzer eğitim etkinliklerine katıldığımız olur; ama benzerlik aynılık değil. ÖZEL EĞİTİM GRUPLARI TAMAMEN KENDİNE ÖZGÜ TAMAMEN KENDİ İHTİSASINDA SÜRDÜRÜLEN HİZMETLER, TABİ Kİ ONLARIN DESTEĞİNİN OLMASINI HER ZAMAN İSTEDİM. Görev yaptığım zamanlarda Milli Eğitim Bakanlığı’nda Rehberlik ve Psikolojik Danışman olarak özel eğitimle ilgili karşılaştığım durumlar oldu mu, evet oldu. Kaynaştırma yoktu benim görev yaptığım okulda; ama kaynaştırmanın olduğu okullardaki arkadaşlarımla karşılayıp konuştuğumuz zamanlarda onların da bir özel eğitimciye ihtiyaç duyduklarını her zaman işittim kendilerinden.

Merve ÖZDEMİR:

-O zaman hemen buradan Ulusal Eylem Planları Madde 13’e geçiyorum. Benim projem canım projem (gülüyoruz). Özel Eğitim Servisleri Sayın Genel Müdürüm şimdi bunu Siz’den dinlemek isteriz?

Genel Müdür Doç. Dr. Mustafa OTRAR:

-Bazı şeyler henüz planlama aşamasında. Malumunuz o da bir plan. O yüzden bunları biraz daha temkinli söylemeliyim. Zira planlamaların icraya yansıyan kısımlarında birtakım değişiklikler de olabilir. Zaman değişikliği olduğu gibi muhteva değişikliği de olabilir. O yüzden sadece birkaç bir şey söylemek isterim. Mesela özel eğitimle ilgili neler yapılabilir sorusuna cevap olarak yani o plan çerçevesinde, MESELA OKULLARDAKİ ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENLERİNİN ÖZELLİKLE BELİRLİ SAYIDA KAYNAŞTIRMA ÖĞRENCİSİ BULUNAN OKULLARDA BİR ÖZEL EĞİTİM ÖĞRETMENİN DE İSTİHDAM EDİLMESİ, BİR REHBERLİK SERVİSİNİN OLDUĞU GİBİ BİR ÖZEL EĞİTİM SERVİSİNİN DE OLMASI BENİM DESTEKLEDİĞİM BİR ŞEY. Çünkü bu şöyle bir şey dedim ya az önce ÖZEL EĞİTİM KENDİNE ÖZGÜ BİR İHTİSAS ALANI diye bu konudaki hizmetler diğer branş öğretmenleri eminim bir şeyler yapıyorlar eminim eğitim açısından onlara yol açmaya çalışıyorlar; ama bu profesyonel bir destek gibi bu olmaz. ÖZELLİKLE SAYI KAYNAŞTIRMA ÖĞRENCİ SAYISI BELİRLİ MİKTARIN ÜZERİNDEYSE ÖZEL EĞİTİM SERVİSLERİ VASITASIYLA DA ONLARA VE AYNI ZAMANDA ONLARA KAYNAŞTIRMA SÜRECİNDE EĞİTİM DESTEĞİ VEREN ÖĞRETMENLERE YÖNELİK DE MÜŞAVİRLİK KAPSAMINDA BİR ŞEYLERİN YAPILMASI GEREKİYOR. Çok teşekkür ederim.

Ve devletimizin en özel, en hassas kurumlarından Özel Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü, Milli Eğitim Bakanlığı bünyesindedir. Okulun ilk günü Şanlı Bayrağımızın altında İstiklal Marşımızı okuyan tüm çocuklarımızın eğitim öğretim hakkı birdir, eşittir.

Ve Sayın Genel Müdürüm, Saygıdeğer Sizi Projem sebebi ile zamansız çokça rahatsız ettim. Kimi zaman toplantınızda, kimi zaman deprem bölgemizde, kimi zaman çok geç vakitte, kimi zaman çok erken.

Ve ben, tüm bu zamanlarınızda anladım ki, Bizim, Özel Çocuklarımızın, Ülkemizin tüm samimiyeti ile ’’Bizatihi Görerek Bizatihi Derdi Paylaşarak’ daha iyi neler yapabiliriz diye çalışan, uyumayan, yorulmayan, en önemlisi de tanısın tanımasın konu çocuklarımızsa, hele ki özel çocuklarımızsa size zaman sınırı koymadan dinleyen, anlayan, bir Genel Müdür var.

Huzurla İyi ki.

Nihai amacı Kaynaştırma çocuklarımızın yasal haklarını korumak, uygulamada var olan krizleri çözmek dahası olası krizleri önlemek olan Projemin, Ulusal Eylem Planları Madde 13 kapsamına alınmış olmasından dolayı onur duyduğumu aşkla söylemek isterim.

Umutla teşekkür ederim.

En iyisi için, en ince ayrıntısına kadar düşünebilmem için beni zorlayan kıymetli hocalarım, anketlerimi Güzel Ülkem Türkiye’min bir ucundan diğer ucuna ulaştıran arkadaşlarım, tanıdığım tanımadığım ülkemin dört bir yanından anketlerime katılan değerli öğretmenlerimiz, sustuklarını yazan  çok özel ailelerimiz, gecenin bir vakti ansızın rahatsız ettiğim avukat arkadaşlarım, sürekli ilgilenen, dertlenen, ömrümüz varken, yaşıyorken olsun diye uykusuzluğumu paylaşan, bana evinin kapılarını açan saygıdeğer bürokratlarımız, çok kıymetli büyüklerim.

Saygı ile her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim.

‘’Özel Eğitim, Cüzdan ile Vicdan arasındadır’’ sözü ile bütünleşen, daima vicdanının tarafında olan, Projemin esas sahibi Özel Eğitim Öğretmenimiz Sayın İsmail TÜRKOĞLU. Özel Çocuklarımızın Mucizesi.

Nefes alabildiğimi fark ettiğim ilk an, gözlerimi açabildiğim ilk an tek umudum oldunuz.

Canım, kanayan avuçlarımda dermansız.

Her şeyi tamamen bırakmakla her şeye sımsıkı sarılmak arasındaki o ince çizgede bir ben…

Canıma derman oldunuz.

Canımı kanayan avuçlarımdan alıp sarıp sarmaladınız.

Ve yavaşça bıraktınız. Hayata…

Kanayan avuçlarımla sımsıkı sarıldığım Hayata…

Özel Eğitim Öğretmeni İsmail TÜRKOĞLU Hocam, Size sadece bir teşekkür değil, bir Hayat borçluyum. Minnetle.

‘’ Öyle bir şey olmalı ki Van’dan İzmir’e Güzel Ülkem Türkiye’min her köşesinde kolayca uygulanabilir olsun hem de ekonomik olsun. Hem de özel çocuklarımıza verilen emekler zayi olmasın’’

Zira devletimizin özel çocuklarımıza sağladığı nice haklar vardır. Nice mevzuatlar yazılmıştır. Tüm emekler ne içindir biliyor musunuz? Ailelerimizin, çocuklarımızın, devletimizin, kurumlarımızın daha nice gönül verenlerimizin emekleri.

Özel çocuklarımızın kaynaştırma olabilmesi içindir. Dökülen göz yaşları. Adaklar. Bir okula başlasın. Edilen dualar. Yıllarca, saatlerce alınan özel eğitim. Umutla.

Asıl olan farklılığı olmayan bireylerin eğitilmesi. Önyargıların kırılması. Daha nicesi. Özel Eğitim Öğretmenimiz İsmail Türkoğlu söyledi, anlattı, sorunlar, çözümler ben anketlerle sahada taradım. Matrislerini analiz ettim, raporlarını yazdım.

Özel Eğitim Öğretmenimiz İsmail TÜRKOĞLU derslerine devam etti, ben yanında gözlem yaptım. Aylarca. Özel Eğitim Öğretmenimiz İsmail Türkoğlu ailelerine nasıl yaklaşması gerektiklerini anlattı. Ben yanında sessizce dinledim. Aylarca.

Uykusuz geceler, anketler, matrisler, hesaplar, analizler, araştırmalar. Olmadı baştan hazırlamalar derken bir an dahi tereddüt etmedim. Özel Eğitim Öğretmenimiz Sayın İsmail Türkoğlu’nun 20 yıllık tecrübesinden, çözüm önerisinden, samimiyetinden daha nicesinden ve dahi isteğimden.

Ben araştırmalarımda ne gördüm biliyor musunuz? Bakmaz denilen çocuklarımızın baktıklarını, konuşmaz denilen çocuklarımızın konuştuklarını, bir daha hayal kuramaz denilen çocuklarımızın hayallerini dinledim.

Ben masumiyete dokundum. İlk kez.

Merak edenler için hiç yorulmadım. Zaman nasıl geçti anlamadım. Hiç uykusuz değilim. Bilakis bunca zaman uyuyormuşum da yeni uyanmış gibiyim…

Emeklerimiz, Umutlarımız. Milli Eğitim Bakanlığımızda, mümkün olan en kısa zamanda uygulanmak üzere hazırlık aşamasındadır. Artık Bizde değil. Gözlerimiz kapalı. Teslimiyetle.

Özel eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdüre sorduğum son sorum ile yazımı izninizle sonlandırıyorum.

Merve Özdemir:

Genel Müdür, buradan Özel Çocuklarımıza söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Genel Müdür Mustafa OTRAR:

Ben özel çocuklarımızın ağabeyleriyim. Ben özel çocuklarımızın arkasında değilim. Önünde değilim. BEN ÖZEL ÇOCUKLARIMIZIN TAM YANINDAYIM!

Samimiyetle, tevazu ile gönülden söylenmiş son söz…

En çok da Sayın Genel Müdürüm Siz’inle ilk tanıştığımızda, bürokrat kimliğinizi bir kenarda tutarak, bir insan olarak bir ağabey olarak dinlediğiniz için, gözleriniz dolu dolu beni dinlediğiniz için tüm kalbimle teşekkür ederim.

 

Umutla kalın.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?