O ŞOFÖR HAKLI !

Tarık ÇAPÇI
Tarık ÇAPÇI

tarikcapci1963

O ŞOFÖR HAKLI !
01-11-2023

Yakın zaman içerinde toplu taşımalarda şahit olduğum birkaç konuşma ile başlayayım.

 “Oh şimdi hamamdan çıktım pam pak oldum”

“O k**nın zaten gözü vardı benimkinde. Ben ayrıldım hemen yapıştı.

“Aga bu hafta en az 3 atarız onlara”

“Cemil Abi biraz sıkışığım haftaya halledeceğim”

“Türkan, Cansu, Fatma beni hiç çekemiyorlar. Oh çatlasınlar patlasınlar”

“En güzel balık oradan çıkıyor”

“Aşkım nolur affet beni söz bi daha yapmayacağım, kulun kölen olayım affet”

“Anneeeee  o oyuncağı aaaaalll”

“Bursa’da belediye otobüsü şoförü çok konuşanlara kızıp tüm yolcuları indirdi”

Haberini görünce aklıma yukarıda en fazla bir hafta içerisinde şahit olduğum toplu taşımalardaki diyaloglar geldi.

Evet bence de o şoför haklı. Gerçekten de toplu taşımlarda çenesi düşüp çok konuşanlar var.

Bazılarını duyarken benim yüzüm kızardı; ama bunları söyleyenler gayet de rahattı.

Kimi yaşlı bir teyzemiz, kimi genç bir kızımız, kimi orta yaşlı erkekler, kimi genç delikanlı, kimisi de çocuk.

Ki bu konuşmaların sadece birer cümlesi.

Dakikalarca ve tüm yolcuların duyacağı şekilde sürüyor.

Gözlerini diğer yolculara –özellikle kadın yolculara- dikip bakanlara, leş gibi ter kokanlara hiç girmiyorum. 

Onlar ayrı bir mesele.

Burada konumuz gürültücü kesim.

Bir keresinde bir Avrupa seyahatimde metroya binmiştim.

Arkamdan 50 kadar aynı sınıf öğrencisi oldukları belli olan çocuk bindi.

Yarım saat kadar yolumuz vardı. Eşime dönüp “Kafamız şişecek şimdi ” dedim.

O yarım saat boyunca inanın o 50 çocuktan çıt çıkmadı.

Çünkü medeni ülkelerde “Çocuktur yapar” diye saçma bir zihniyet yok.

“Ağaç yaşken eğilir” zihniyeti topluma, çevreye saygı var.

Bizde görgü kuralları almadan büyüyen o çocuklar büyüyor ve görgüsüz, eğitimsiz bireylere daha kötüsü ebeveynlere dönüşüyorlar ve kendileri gibi nesiller yetiştiriyorlar.

Şehir içi toplu taşımalarda olduğu gibi şehirlerarası ulaşımda da bu görgüsüzlüklere maruz kalıyoruz.

En son deniz otobüsünde 6-7 yaşlarında bir çocuğun 2 saat boyunca annesi ile bağıra çağıra konuşmalarına katlanmak zorunda kaldık.

Eskiden uyarırdım; ancak artık “Lanet olsun” deyip susuyorum.

Zira ters cevaplara karşı hassasiyetim var.

Birkaç kez başım belaya da giriyordu.

Hele birde “Rahatsız oluyorsanız taksiye binin”diyen pişkinler yok mu!

Rahatsız eden sensin. Görgüsüz, saygısız, topluma uyumsuz olan sensin, sen binmelisin taksiye!

Diğer yolcuların rahatsız edene değil de size yani uyarana trene bakar gibi bakmaları da meselenin toplum adına diğer düşündürücü tarafı.

Aslında içinde bulunduğumuz duyarsız topluma benim gibiler uyumsuzluk gösteriyor denebilir.

Değerli vatandaşlar…

Toplu taşıma araçları veya sokaklar sizin özel alanınız değil.

Orada telefonla ya da yanınızdakiyle başkalarının duyacağı kadar yüksek sesle konuşmak görgüsüzlüktür, düşüncesizliktir, cahilliktir.

Bu şekilde davranan herkes bu yazdığım sıfatları üzerine alınabilir.

Belli bir seviyeye üzerindeki ses gürültüdür.

Yetişkin, çocuk veya herhangi bir müzik aletinden çıkması farketmez.

Peki care ne?

Çare tabii ki eğitim.

Evet tüm bunların engellenmesi için gereken tek şey eğitim.

Anaokundan itibaren bu konuda doğru bir eğitim verilebilse tüm bu rahatsız edici durumlar yaşanmaz.

Bunu medeni ülkeler başarmış durumda. Biz de başarabiliriz.

Eğitim müfredatında hayatta çok da ihtiyaç duyulmayan bir sürü ders var.

Onlardan biri yerine Görgü Kuralları Dersi” olsa eminim bu rahatsız edici durumlar en az seviyeye inecektir.

Doğru eğitilmiş ebeveynler doğru eğitilmiş nesiller yetiştirir.

Bu da toplumun düzelmesi demektir.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?