Ailevi bir durum nedeniyle sabah apar topar İstanbul'a gitmek zorunda kaldığımdan Bursaspor Olağanüstü Kongresi'ne katılamadım. Ancak olanı biteni medyadaki arkadaşlarımın paylaşım ve yazılarından anbean takip ettim.
Bize özgü ne kadar kaotik durum varsa yine yaşanmış.
Divan Başkanı Galip Sakder kongreye gelmemiş. Şampiyon Kulüplerin Divan Başkanlarının geleneksel yemeği falan vardı herhalde !
Öte yandan kongre Divan Başkanlık Koltuğunda ise Ayhan Barışıcı oturmuş. Bursaspor'da daha önceki görevlerini layıkıyla yaptığından (!) olsa gerek diye düşündüm.
İroni bir yana yaptığı görevlerde başarısız olmuş, Bursaspor'a zarar vermiş kişileri Bursaspor'la ilgili bir yerlerde yine görmek oldukça rahatsız edici. Olması gereken kulüp refleksine de aykırı.
Diğer yandan Ömer Furkan Banaz Yönetimin ibra için oylanmasına bile gerek yoktu bana göre. Tabii ki kural gereği yapılmak zorundaydı. Banaz ve arkadaşlarından ekonomik olarak tüm camia razı. O konuda teşekkürü fazlasıyla hak ediyorlar. Sportif alan için gereken destek gelmeyince olmadı haliyle.
Her şeye rağmen en azından dürüst ve güvenilir yonetim özlemimizi giderdikleri için sagolsunlar diyelim.
Bu kadar olumlu cümle söz konusu Bursaspor olduğundan bünyeye fazla geliyor !
Biz yine ters giden işlere dönelim.
Recep Günay'ın adaylığını hala anlamış değilim. Kendi mi istedi, Divan mı istedi camia da bir türlü anlamadı diye düşünüyorum. Çocuk oyununa döndü zira. "Adayım, değilim, adayım, küstüm gidiyorum" !
Günay son olarak kongreyi de terk edip gitmiş. En başta o sıcakta oraya gelen üyelere ayıp etmiş.
Sebep ise adaylığına itiraz eden üyeler olması.
Eee ! Kendisi de yıllarca bir çok konuda itirazlarda bulundu. Yönetimlere borç yetkisi ve kulüp mülklerinin satışı başta olmak üzere çoğunda da haklıydı. Ancak aynı şekilde kendisine itiraz edilince bu tarz bir tepki vermesi garip kaçtı.
Son olarak mazbata töreni öncesi Divan bazı incelemeler yapacağını açıkladı. Bence Divan artık en azından bu konuda özeleştri yapmalı.
Bir başvuru süreci bi kadar sorunlu olmamalı.
Recep Günay da sakın olmalı. Kendisi bu camiayı en iyi bilenlerden biri. Her türlü haklı ve haksız eleştiriye, sert söylemlere maruz kalacağını tahmin ederek yola çıkmış olmalı. O yüzden bir an önce daha soğukkanlı hareket etmeye başlamalı. Zira bir misyon yüklendiğini ifade ediyor. "Kulüp kapanmasın diye geldim, başkanlık yapmak için değil, bu işi kotarabilecek başkan bulabilmek için buradayım" diyor.
Zaten olması gereken de o.
Mazbatasını alır almaz. Bu konuda ne gerekiyorsa yapmasını camia da bekliyor olacak.
Görüldüğü gibi futbolcuların yeni sıkıntıları beklemeye niyetleri yok. Kaçmaya başladılar bile.
Burada "Ne gerekiyorsa" kısmının altını çizmek istiyorum. Zira artık bıçak kemiğe falan değil ciğerimize kadar dayandı.
Artık ne olacaksa olsun !