ASIL ONLAR YIKILDI !​

Tarık ÇAPÇI
Tarık ÇAPÇI

tarikcapci1963

ASIL ONLAR YIKILDI !​
13-02-2023

Türk Milleti deprem felaketine karşı girdiği dayanışma ile tüm dünyaya çok büyük bir mesaj veriyor.​

Çok büyük bir deprem yaşadık. Öyle böyle değildi. Toplam 2 dakika süren iki büyük depremde 3 yıllık Kurtuluş Savaşı’mızdaki asker kaybımızın kat be kat fazlasını kaybettik, kaybetmeye de maalesef devam ediyoruz. ​

Birkaç dakika içinde şehirlerimiz ikinci dünya savaşında bombalanan Alman şehirlerine hatta atom bombası atılan Hiroşima ve Nagazaki’ye döndü.​

Bu büyük trajediye birlikte Türk Milleti, devleti, belediyeler, yardımsever sivil toplum kuruluşları kurtarma ekipleri, sağlıkçılar, medya, ordu, guvenlik güçleri adeta bir savaş seferberliği ilan etti. ​

Millet ve devlet omuz omuza depremde evini, ailesini, işini kaybeden yüzbinlerce insana kucak açmaya başladı.​ ​
Ben bu tarz topyekun bir reaksiyonu daha önce dünyanın hiçbir yerinde görmedim. Yakın tarihteki Kurtuluş ve Çanakkale savaşlarının hariç tabii. O günlere dair okuduklarımız bunu gösteriyor.

İşte bu yüzden bu yazımda biraz olsun teselli bulabilmek için olumsuzlukları bir kenara bırakıp yaşadığımız olumlu şeylerden bahsetmek istiyorum.​ Ne mal olduklarını zaten bildiğımiz küçük bir azınlığın çekişmelerini bir kenara bırakıp büyük çoğunluğun kahramanlığından bahsetmek istiyorum. 

Bunlar aslında  tarih boyu sergilediğimiz zor zamanlardaki dayanışmamızın aynı şekilde devam ettiğini bu son depremde de gösteren yaşanmışlıklar, fedakarlıklar...

-Deprem olur olmaz, kısa sürede stadlar başta olmak üzere kentlerin farklı noktalarında​ organize olup yardım toplamaya başlayan ve yüzlerce tır yardım göndreren başta tribün grupları olmak üzere vatandaşlarımız.​

-Deprem şehirlerine yardım göndermek için gardolaplarını, market raflarını, ceplerini boşaltan koca yürekli insanlarımız.​

-Gönüllü olarak çalışan ve yapılan o yardımları tek tek ayırıp paketleyip onlarca tıra yükleyen kadınlı, erkekli halkımız.​

-O yardımları her zamankinden çok daha az mola vererek deprem noktalarına hızla taşıyan şöförlerimiz.​

-Yardım tırlarını önünü kesip “O malzemeleri bize seve seve vereceksiniz” diyen yağmacı eşkiyaları yaptıklarının yanlış olduğuna ‘Seve seve’ ikna eden güvenlik güçlerimiz.​

-Yine millet acı içindeylen depremde hasar görmüş evlere, dükkanlara girip hırsızlık yapanlara karşı hızlı ve en etkili ceza yöntemini ugulayan güvenlik güçlerimiz.​

-Pandemide olduğu gibi canını dişine takan ve yardıma koşan sağlıkçılarımız.​

-Şehirlerindeki yardımları gönderdikten sonra deprem bölgesine giderek omuz omuza destek olan Türk tribün grupları.​

-Fahiş fiyatla çorba satan fırsatçı işletmelerin önüne gidip bedava çorba dağıtanlar.​

-Marketlerindeki tüm ürünleri bağışlayan iş yeri sahipleri.​

-Deprem bölgesine giden bir aracı durdurup yeni aldığı botları ayağından çıkarıp veren ve yoluna devam eden vatandaş.

-Kendisine uzatılan fazlalık giysiyi “Başka ihtiaycı olan alsın” diyerek geri çeviren depremzedeler.​

-Bireysel olarak yardıma giden ve yardım götüren insanlarımız.​

-Hayırsever iş adamlarımızın tırlar dolusu gönderdikleri yardımlar.​

-Harçlığını gönderip, “üzülmeyin sizi seviyoruz” notu iliştiren miniklerimiz​

-Depremzedeler çadırlarda uyuyabilsinler diye bu soğukta açık havada uyuyan askerlerimiz.​

-Enkazdan insan çıkarmak için gece gündüz çalışan, itfaiyecilerimiz, kurtarma ekiplerimiz, medencilerimiz.​

-İlk günden beri organizasyon ve yardmların dağılımı için cabalayan AHBAP ve AFAD.​

-Deprem Bölgesi’nden sürekli canlı yayınlar yaparak oradaki durumu dünyaya aktaran medya mensuplarımız.​

-İlk günden itibaren desteklerini veren sanatçılarımız, sporcularımız.

-Enkazdan uzun çabalarla gayet sağlıklı olarak çıkabilen analar, babalar, çocuklar, bebekler, ev hayvanları.​

-Günlerce kaldığı enkazdan çıkıp ambulansa götürülürken kendisini taşıyan askere “ben seni bir yerden tanıyorum” diye gülümseyen genç, ölümden döndüğü halde tuttuğu takımın sloganını atarak enkazdan çıkan cesur yürekli minikler.​

-Yollar kardan kapalı olduğu için depremzedeler için pişirdikleri ekmekleri çuvallarla sırtlarına yükleyip o karda taşıyan kadınlarımız.​

Orada olmayan ama ekran başında veya sosyal medyadan yaşananları takip eden ve göz yaşı döken, yüreği deprem bölgesinde atan milyonlar.

-Yardım götürdüğü köy yolunda kaybolan aracın önünde koşarak rehberlik eden sokak köpeği.​

-Şehirlerine gelen depremzedeleri kent girişinde ellerinde yemeklerle karşılayan güzel yürekli insanlarımız.​

-Depremzedeleri şehirlerine davet edip yüzlerce ev tutan, dayayıp döşeyen Bursiad gibi sivil toplum örgütlerimiz.​

-Kentlerine göç eden gelen depremzedelere devasa ücretsiz giysi mağazaları kuran Bursa Büyükşehir başta olmak üzere belediyeler, sivil toplum kuruluşları.​

Evet bu ve buna benzer pek çok güzelliği ve dayanışma örneğini milletçe gösteriyoruz.​

Her biri adeta birer kahramanlık destanı yazıyor. 

Tabii ki “Tüm bunları hiç yaşamasaydık da depremi en az hasarla atlatabileceğimiz şekilde şehirlerimizi imar edebilseydik” diye düşünüyoruz. Ancak maalesef ki böyle bir felaketi yaşadık.​

Felaket sonrası gösterdiğimiz birlik beraberlik ise en büyük tesellimiz.

Zira bu dayanışma Türkiye üzerinde olur olmaz planları olanların iç ve dış düşmanların hayallerini depremden çok daha ağı bir şekilde başlarına yıkmış oldu.

Böylesi birbirine bağlı bir milletle baş edemeyeceklerini bir kez daha görmüş oldular.

Bu millet tarih boyu sarsıldı ama yıkılmadı.​

Yıkılmayacağını da yine dosta düşmana gösterdi.​

Fıtrat değişir sanma. Bu kan, yine o kan; bu ruh, yine o ruhtur. Ata sözü yine kanıtlanmış oldu. 

En kısa zamanda yaralarımızı sarıp; ama bu kez hatalardan ders alarak ayağa kalkmamız dileğiyle.

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Ayhan Deniz 1 yıl önce
Büyük Beşiktaş taraftarının onurundan hiç şüphe etmedim bugüne kadar ama çok kufrettik türübulerde. Onlarda Bursaspor taraftarının büyüklüğünü biliyordu ama türübulerde bayram yeli esti Bursaspor düştüğünde. Fenerbahçe Galatasaray devam bu hikaye lakin omuz omuzaydık afette . Gurur duyacağımız bu dayanışma afet yönetiminde değil sadece kadınların doğru yönetilmesi için hakkımızı atarken yapılmalı aslında . Bugün birlikteliğimiz yaralı gönüllere merhem iken ne yazık ki kızının elini bırakamayan baba için sadece bir hiç.Bugun yine devlet yettimi yetemedimi tartışması yapacak sosyal medya. Felaketler olmadan birlik içinde olamayan bizler ne yazık ki felaketler sonrasında da ayrılacağız bugün . Birliktelik ne yazık yanlızca açık yaranın kurumasına kadar. Oysa ki biz bize afetlerin öncesinde daha da ihtiyaç duyuyoruz.