EMİN ADANUR’LA MERAK EDİLENLER 

Tarık ÇAPÇI
Tarık ÇAPÇI

tarikcapci1963

EMİN ADANUR’LA MERAK EDİLENLER 
08-10-2021

Geride bıraktığımız süreçle alakalı olarak Bursaspor 2. Başkanı Emin Adanur ile genel bir değerlendirme ve kamuoyunda tartışılan ve merak edilen konuların aydınlatılması için röportaj gerçekleştirdim. Kendisi de sorularıma samimiyetle cevap verdi. Şimdi sizleri sorularım ve Emin Adanur’un yanıtlarıyla baş başa bırakıyorum. 

TARIK ÇAPÇI: Tanımayanlar da mutlaka vardır. Oradan başlayalım. Emin Adanur kimdir? 

EMİN ADANUR: Ağırlık işi inşaat olan 31 yaşında bir girişimciyim. Evliyim 3 çocuğum var. Girişim ruhu gereği inandığı iş alanlarında ve insanlara yatırım yapan bir gencim. Macaristan, Hollanda, Amerika, Türkiye, İsviçre gibi ülkelerde inşaat işleri yapıyorum. Sosyal medya ve çok fazla olmamak kaydıyla enerji, hayvancılık işlerinde faaliyetlerde bulunan biriyim. Bu arada özellikle genç girişimcilerin getirdiği projeleri deneyen, destek olan bir insanım. 

TARIK ÇAPÇI: Bursaspor’la ilginiz ne zaman başladı, Bursaspor geçmişiniz nedir? 

EMİN ADANUR: Ben Bursaspor’un altyapısında oynadım. Bundan hiç bahsetmemiştim. O formayı giydim terlettim. Sağbek oynuyordum parmaklarım kırıldı bırakmak zorunda kaldım. Sonrasında tribünlerde yer aldım. Ama öyle her deplasmana giden biri değildim. Bir kez Galatasaray maçına gitmiştim. Ama Bursa'daki maçlarda birçok defa tribünlerde yer aldım. Sonrasında para kazanmaya başladıktan sonra maddi destekler verdim. Bu desteklerden kimsenin haberi olmadı. Çevremdekiler hatta bu destekleri duyurmuyorum diye eleştirirlerdi beni. 

Ben yıllarca kendimi reklam etmekten sakındım. Tribünü geçtim Bursastore çalışanları da bu desteklerimi bilirler. Gelirlerdi bana “Maaşlar için 25 bin Liralık ürün satmamız gerekiyor” derlerdi. Bende depoda en satılmayan ürün ne varsa 25 bin liralık alırdım. Bunlar hepsi kanıtlı şeyler. Şov yapmadan, reklam etmeden dağıtırdık. Yeri geldi kulübün elektrik parasını, mazot parasını ödedik, maaşlar için destek olduk; ama asla bu işin şovunu yapmadık. Bu yüzden insanlar beni pek tanımıyorlar. Ama şunu söyleyebilirim. Emin Adanur hep vardı Bursaspor’da. Bende 23 yıldır Bursasporluyum, dışarıdan gelmedim yani. 

TARIK ÇAPÇI: Bursaspor’u yönetmeye neden ve nasıl talip oldunuz? Bu kararı vermeye sizi iten en büyük etken neydi? 

EMİN ADANUR: Aslında geçen sene yönetimde olmak istedim. Benim işim sosyal medya. Marka değeri büyütmek. Ben bu yaşımda bu kadar çok işi yaptım. Çünkü ben önümü ve olması gerekenleri iyi görebildiğimi düşünüyorum. Bursaspor’a da baktığımda potansiyelini ve iyi yönetilemediğini gördüm. 

Biz bunu ayağa kaldırabilir miyiz? diye bakıp, bunu yapabileceğimizi düşündük. Önce "Şehri ayağa kaldırabilir miyiz?" Sorusunu kendimize sorduk. Ama şehirde pek hareket göremedik. Hatta “Bu iş bize mi kaldı” diye de samimiyetle eleştiride de bulunduk. Erkan Kamat Yönetimi'nde de bu hataların devam ettiğini gördük. O yönetimdeki arkadaşlardan fazlamız var eksiğimiz yok diye de düşünmeye başladık. Ama yine de birçok kişiye "Gelin başa geçin bizde 5-10 milyon ne varsa desteği verelim" dedik. Baktık geri dönüş olmayınca “Tamam artık iş başa düştü” diyerek göreve soyunduk. Belki bu hamlemiz birilerine cesarette verebilir diye de düşündük. Ama son güne kadar kimse çıkmadı. Biz de görevi aldık. 

TARIK ÇAPÇI: Şu an “Ekip Lideri” olarak ifade ediliyorsunuz. Resmen başkan olmak için kongre düşünüyor musunuz? Resmi başkan Hayrettin Gülgüler ile uyumlu musunuz? 

EMİN ADANUR: Benim böyle bir niyetim yok. Ben başka bir gündem istemiyorum. Bizim camia ile anlaşmamız vardı. Şöyle ki camia bana “Sen 40 milyon cebinden koyup tahtayı açacaksın bizde seni başkan yapacağız” dedi. Ben de “Tamam sözümü tutacağım” dedim ve tuttum. Bu akide uydum. Bazıları “Başka biri çıkar başkanlığı alır diye mi kongre yapmadın?” diye soranlar oldu. Bu kesinlikle öyle değil. Koskoca insanların ve camianın sözünden dönecek hali yoktu. Bana gereken saygıyı zaten gösteriyorlar. Daha fazlasını isteyip küstahlaşmak istemedim. Zaten Hayrettin Gülgüler ile de gayet iyi anlaşıyoruz. 

TARIK ÇAPÇI: Bursaspor’a ne kadar para verdiniz? Sattığınız dairelerden futbolculara verdiğiniz doğru mu? 

EMİN ADANUR: Ben ne söz vermiştim. 40 Milyon vereceğim demiştim. Şu ana kadar 50 milyon lira verdim. Bunun da sadece 3 tanesi dairedir. Gerisi tamamen nakit paramdır. Sadece 6 milyonu daire. 44 milyonu nakit paramdır. Öncesinde kulübe verdiğim 3-4 milyon desteği saymıyorum bakın. 

TARIK ÇAPÇI: Peki Bursaspor’un ne kadar borcu var? Sizin döneminizde borç ne kadar arttı? 

EMİN ADANUR: Borcun artmadığını net olarak söyleyebilirim. Çünkü birçok gelir kalemi oluşturduk.  Bu kısım pek görülmüyor. Oldukça yüksek miktarda gelir elde ettik. Bu yüzden de borç artmadı. Borcun net miktarını net olarak veremem. Ancak şunu söylüyorum iki ayrı denetleme firması incelemeyi sürdürüyor. Biri de bağımsız o firmaların. Onlar açıklar açıklamaz paylaşacağım

TARIK ÇAPÇI: Bursaspor’u basamak olarak mı kullanıyorsunuz? Başkanlık sonrası için bir hedefiniz var mı? Mesela siyaset gibi başka alanlarda sizi görecek miyiz? 

EMİN ADANUR: Ben girişimciyim. Mesela şöyle bir örnekler anlatayım. Ben Macaristan’da birkaç yıldır bir arsanın peşindeydim. Geçenlerde o işi istediğim şartlarda başarıyla sonuçlandırdım. İnanın o işten çok iyi bir gelir elde edeceğim. Bakın Bursaspor'a yatırdığım para ile 5 tane daha o tarz yatırım yapabilirdim. Yani ben parayı geçtim. Aylardır çok büyük emek sarf ediyorum. Ailemin yanında yeterince olamıyorum. Birçok şantiyeme Bursaspor’daki yoğun çalışmalarım nedeniyle aylaca çivi çakılmadı. Bizzat ben durdurdum işleri. Çünkü sadece Bursaspor’a yoğunlaşmak istedim. Bursaspor büyük bir çatı. Ben de bu çatının altındayım. Bu çatıyı sağlamlaştırmak benim görevim. Tabi ki Bursaspor’daki görevim nedeniyle özellikle sosyal medya işlerimde avantajlarım da oluyor. Bitci.com’da İnciToken yayınlanacak mesela. Bunu da bana Bursaspor sağladı. Bunu inkar etmiyorum ve “Bursaspor’dan ALLAH razı olsun “diyorum. Ama ben bu basamak olarak kullanma tabirini hak etmiyorum. Tam tersi Bursaspor düzlüğe çıkmak için beni basamak olarak kullanıyor. Şu an Bursaspor beni ayağa kaldırmıyor, ben Bursaspor’u ayağa kaldırmaya çalışıyorum. Benim emeğimi, gücümü, paramı kullanıyor. Kullansın da zaten. Sonuçta bu hepimizin kulübü. Bu kadar fedakarlığa rağmen “İstifa” diyenler oluyor. Ben gidip ertesi gün 2 milyon futbolcu parası ödüyorum. Küfrediyorlar ben gidiyorum kulübün elektrik borcunu ödüyorum. 

TARIK ÇAPÇI: Transfer tahtasını açtınız. Peki tekrar transfer yasağı gelme ihtimali var mı? 

EMİN ADANUR: Hayır yok. Biz söz verdiğimiz ödemelere devam ediyoruz. O yüzden de transfer tahtası bizim dönemimizde tekrar kapanmayacak. 

TARIK ÇAPÇI: Sezon başına dönelim. Mustafa Er neden bıraktı? Sizin transfere müdahaleleriniz ve sosyal medyada siz ve yöneticilerinizin yazdıkları bunda baş etkendi diye biliyoruz. 

EMİN ADANUR: Ben Mustafa Hoca’nın twitlerimiz nedeniyle bıraktığını düşünmüyorum. Zira geçen sene bu zamanlar bizzat bir tribün liderinin kendisine çok ağır hakaret hatta küfür ettiğini biliyoruz. O zaman neden bırakmadı? Madem sosyal medyayı bu kadar önemsiyordu o zaman neden gitmedi. Ben o twiti attım; ama bu hepimizi hedef alıyordu. Çok az bir kısmına Mustafa Hoca da dahildi. Ayrıca ben onu yazdıktan sonra Mustafa Hoca ertesi gün antrenmana çıktı. İdmandan sonra gitti. Sonrasında defaatle birçok kişi aradı. Ben “Görüşelim yüzleşelim” dedim; ama gelmedi. Bakın şu var. Bursa’da siyaset üzerinde alan bulamayan kişiler Bursaspor’u kullanıyorlar. Burada da durum bu aslında. Mustafa Er’i kullanarak bizi eleştiriyorlar. “Mustafa Er’i neden getirdiniz?” diye eleştirenler bu kez “Neden gönderdiniz?” demeye başladı. Burada amaç başka. Ayrıca çok açık söyleyeyim Mustafa Er’in bu işi yapamayacağını birçok kişi biliyordu. Bakın şu an kendisi nerede? Neden bir yerde çalışmıyor? Bursaspor Camiası kendini kandırmamalı. Bakın Hasan Ayaroğlu’nu kendisi getirdi mesela. Transferlerden nasıl haberi olmaz. İstiyorsa gelsin oturalım masaya hatta Tarık Çapçı olarak siz başa geçin yönetin O dönem transferde yetkili kim varsa enine boyuna tartışalım, yüzleşelim. Ben bu işin neresinde dahil oldum. Herkes duysun bilsin. 

TARIK ÇAPÇI: Bursaspor konusunda sosyal medyayı çok fazla kullanıyorsunuz ve bu konuda da eleştiriliyorsunuz buna ne diyeceksiniz? 

EMİN ADANUR: Benim hayatım zaten sosyal medya. Benim gerçek hayatım da sosyal medya. Aslında, burada olduğu gibi sohbet etmekten farklı değil bence. Yani topluluk içinde konuşmaktan fark yok. Karşılıklı oturup sohbet etmekten fark yok. Dolayısıyla oradaki fikirlere evet değer veriyorum. Beni belki birçok yanlıştan da döndürüyorlar.  

TARIK ÇAPÇI: Ayrılan yöneticilerin ayrılış nedenleri de merak ediliyor. Ayrıca meşhur “Kuzgun leş” twitini atan yöneticiniz “Ayrıldım” dedi; ancak hala görevde. Bu konuda ne söylemek istersiniz? 

EMİN ADANUR: Metin Mustafaoğlu’nun kalp rahatsızlığı var. Ayrıca zaten en başta bana “Emin sen zaten kongre yapacaksın, o zamana kadar görev alır sonra bırakırım” demişti. Baktı seçim olmuyor. O da bıraktı. Çünkü sağlık her şeyden önemli. Adana maçı sonrası Amigo Selim aramış Metin Abi hastanelik oldu. Kendisi çok hassas biri. Tamer İşler’e ise kızdım. Çünkü ben futbolu O’na emanet etmiştim. Transferler yüzünden kendisine bir tepkim oldu. Yani ben tahtayı açmakla uğraşırken onların yaptığı transferlerin yetersiz gelmesi beni fazlasıyla kızdırdı. Verdiğim tepki sonrası da bıraktı. O yüzden mi bıraktı net bilemiyorum tabi ki. 

Yalçın Cambaz ise özel durumu için ayrılmak zorunda kaldı. Kısacası Tamer Abi dışında diğerleri gayet normal ayrılıklardı. 

TARIK ÇAPÇI: Transfer sürecine dönelim. 7-8 oyuncu alınacaktı; ama 17 transfer yapıldı. Bazıları gönderildi. Böyle olunca da kamuoyunda şüpheler oluştu. Yani “Yine transferlerde birileri bir şeyler mi çeviriyor?” Denmeye başlandı.  Bir de Pertev diye bir menajer ortaya çıkınca insanların iyice kafası karıştı. Pertev nereden çıktı mesela? Neden bu kadar çok oyuncu alındı? 

EMİNA ADANUR: Evet 7-8 transfer yapılacak diye ben söylemiştim. Ancak tahtayı açtığımızın duyurusunu ben yaptığımın hemen akabinde Mustafa Er çıkıp “10-11 oyuncu alacağız bunların 6-7’si yabancı olacak” dedi. Ben o zaman bu duruma kızdım. Çünkü 7-8 derken 11 nereden çıktı. Tahtanın açılması geri planda kaldı. O ara Hasan Ayaroğlu geldi. Ozan Sol geldi. Ben Ozan Sol’u imza töreninde gördüm. Hatta kimi aldınız “Paixao’yu mu aldınız diye kulübü aradım. Futbolu emanet ettiğim herkes bu oyunculara okey verdi.  Ben tahtanın açılması sırasında sordum. “Bizi lige nasıl ve kaç oyuncu çıkarır?” dedim. Bana “500-600 bin Euro değerinde 6-7 oyuncu bizi Süper Lig’e çıkarır” dendi. O zaman “Maceraya girmeden en fazla 7-8 oyuncu ile halledelim” dedim. İki de oyuncu satın. Kimi sattığınız önemli değil dedim. “Yalnız bu işi bir an önce bitirin, oyuncuları bulun eğer bunu yapmazsanız herkes bana yüklenecek” diye transferle ilgilenen herkese söyledim. Hepsi ile yüzleşebilirim. Ama bu süreçte alınan oyuncuların yetersiz olduğunu herkes gibi ben de gördüm. Ben de Pertev’i çağırıp “Bunlar bu işi beceremeyecek bana oyuncu bul” dedim. Mesela Jahoviç’i almak istedik araya bir sürü sözü geçecek insan soktuk; ama adam ücretinde indirime gitmedi. 1,5 miyon Euro istedi. Petev de “Almayalım bu paraya yazık” dedi. Baktık kim var Matavz var, Bruno var. Onlara yöneldik. Bjarnason’u attık scoutlarımıza bir dakika sonra “Olmaz” diye dönüş yaptılar. Niye olmaz anlamadım. Adam Süper Lig’e gitti. Batuhan Karadeniz’i 400 bin Euro vermemi istediler. Almadım bunları bilmeli insanlar. Biz Paixao ve Capel’i istiyorduk mesela ama kulüpleri son güne kadar bekletip vermediler. 

Sayının fazla olma sebebi ise ilk transferlerin bekleneni karşılayamamasından kaynaklandı. Ben bizim gençlerle birlikte ilk 11 oynayacak 6-7 isimle transferi çözecektim. Ama ancak yedek olabilecek isimler aldırdılar bana. Bizde zaten yedek çok. Buna anlam veremedim. Fernandao’yu bekledik son güne kadar. Düşünün transferden sorumlu arkadaşlarımız bize Fernandao’nun mahkeme kararını bekletti. Orta sahayı sakat Jorquera ile dolduralım dediler. Kafaya bakar mısınız? Biz Jorquera’ya tahta bedeli olarak 140 bin Euro ödedik. Böyle transfer kafası olur mu? Ben suçlanıyorum şu an. Mecburen transfere dahil oldum. Mahkeme kararı ile santrafor bekleten, yabancı sınırını sakat bir adamla dolduran bir transfer kafası ile ben nasıl aynı yolda yürüyebilirdim ki? Bakın Luca Capan’a “Yeşil Bursa’da oynar” dediler. Batuhan Karadeniz’i aldırmaya uğraştılar. Bu işin buraya geleceğini biliyordum, uyardım da ama yine ben suçlandım, hala da suçlanıyorum. 

TARIK ÇAPÇI: Peki en baştan bir Sportif Direktör neden düşünmediniz? Şu an kimlere danışıyorsunuz mesela? 

EMİN ADANUR: Biz en baştan futbol aklımız Mustafa Er ve Batalla dedik. Biz Sportif Direktör getirseydik kendimizle çelişirdik. Ayrıca o dönem neden bana kimse Sportif Direktör getir demedi. Biz futbol aklımız olarak teknik heyetimizi görüyorduk. Öyle de hareket ettik. 

TARIK ÇAPÇI: Peki Fatih Tekke ve Özcan Bizati isimlerinde nasıl karar kılındı? Özellikle Özcan Hoca pek tanınmıyordu ve sürpriz oldu. Onların Bursaspor’a gelişi nasıl oldu, kim sizi ikna etti. 

EMİN ADANUR: Mustafa Hoca gider gitmez. Biz acilen hoca boşluğunu doldurmak zorundaydık. Açıkçası birçok ismi değerlendirdik. Hepsinin de bizim adımıza görev alma şansı eşitti. Ancak birçoğu alt lige gelmek istemediler. Mesela ben Şenol Güneş’i 1,5 milyon Euro’ya almaya hazırdım; ancak olmadı. 3,5 milyondan aşağıya gelmez dendi. Birçok isimle görüştük. O isimler Bursaspor’un bu mücadelesinde yer almak istemediler. Fatih Tekke ve Özcan Hoca ise sağ olsunlar görevi kabul ettiler biz de çalışmak istedik.  

TARIK ÇAPÇI: Takımın düşük performansına dönelim. Bazı yabancı oyunculara ödenen yüksek ücretler nedeniyle takımda dengeler bozulmuş olabilir mi? Bu nedenle konsantrasyonu düşen oyuncular var mı diye bir soru bende ve birçok kişinin aklında var. 

EMİN ADANUR: Bu tamamen hikâye. Mesela Tim Matavz’a 900 bin Euro verdik. Bunun 400’ü bonservis olsun. İlaveten %10 menajerlik ücreti olsun. Adamın aldığı para diğer yerliler kadar. Aynı şey Bruno ve diğerleri için de geçerli. Bizde yerliler yabancılardan fazla kazanıyor şu an. Bu durumda takımda ücret dengesizliğinden söz edilebilir mi? Tam tersi yerliler daha iyi durumda. 

TARIK ÇAPÇI: Timsah Arena ile ilgili bazı düzenlemeler isteniyor. Çevre düzenlemesi olsun, Kale arkası tel örgülerin kaldırılması, koltukların boyanması v.b.  

EMİN ADANUR: Açıkçası sportif alandaki şu ana kadar ki başarısızlık bizim diğer konulardaki çalışmalarla ilgili motivasyonumuzu çok düşürdü. Kısacası takımı toparlamadan farklı konularda efor sarf etmeyi düşünmüyoruz. 

TARIK ÇAPÇI: Token konusu var. Erkan Kamat’ın anlaşmasını iptal edip, Bitçi ile anlaştınız. Sonrasında O tokenler satışa sunuldu ve anında da bitti. O tokenleri siz ve çevreniz mi aldı?  

EMİN ADANUR: Kesinlikle tek bir Timsah Coin bile almadım. Bunu nasıl inandırabilirim insanları bilmiyorum Kimlerin aldığı zaten bilinemez. Ancak ben almadığımı net olarak ifade ediyorum. 200 milyon adet İnciToken çıkardım ben zaten. İhtiyacım da yok kulübün tokenlerine.

TARIK ÇAPÇI: Kentin ileri gelenleri ile ilişkileriniz nasıl şu anda. Bazı sıkıntılar vardı. Bir düzelme var mı mesela? 

EMİN ADANUR: Tabela kötüyse çok fazla konuşacak bir şeyiniz olmuyor. O yüzden şu an o konuda çok fazla beklentimiz yok. Ancak 1963’den beri verilen bazı desteklerin de çekildiğini görüyoruz. Stadın temizlenmesi bunlardan biridir mesela. Yani kişiler beni sevmeyebilir; ancak Bursaspor’u seviyorsan desteğe devam etmek zorundasın. Şu an bize bu yapılanı ben açıkçası zulüm olarak görüyorum.  

TARIK ÇAPÇI: Başkan olmadan önce Özlüce Tesisleri ile ilgili bir projeyi dillendirmiştiniz, hala o projeyi düşünüyor musunuz? 

EMİN ADANUR: Kesinlikle hayır. Ben başkan olduğum müddetçe Bursaspor’un inşaat işlerine girmem. Çünkü farklı noktalara çekilir. Ama benden sonra gelecek başkana ilk tavsiye edeceğim o projedir çünkü çok doğru bir hamle olur.  

TARIK ÇAPÇI: Stat isminin satışı nasıl gerçekleşti? 

EMİN ADANUR: Açıkçası hedeflediğimiz rakamın üstüne çıktık diyebilirim. Bunun görülmeyen bir başka artısı da bundan sonra gelecek yönetimler de stat ismini satmak zorundalar.  Bu konuda Bursaspor’a emsal olduk diyebilirim. 

TARIK ÇAPÇI: Tribün lideri Selim Kurtulan’ın istifa çağrıları var. Kongreye gitmeniz gerektiğini ifade ediyor. Bu konudaki görüşünüz nedir? 

EMİN ADANUR: Selim Abi’yi yıllardır tanıyorum. 16 yıldır tanıyorum. Hiç değişmedi, kendini geliştiremedi. Sürekli aynı şeyi söyler. Gerçekleştiğinde de “Bak ben demiştim” der. Selim Abi de böyle biri. Ben kendisini bu konuda kaale de almıyorum, ciddiye de almıyorum. Kendisinin bakış açısına, çağrılarına saygı duymuyorum. Geçen sene neden bu çağrıları yapmadı Selim Abi onu merak ediyorum. 

TARIK ÇAPÇI: Özeleştiri yapıyor musunuz, şuralarda hata yaptım diyor musunuz? 

EMİN ADANUR: Evet hemen her maç sonrası yapıyorum. Genel anlamda da yapıyorum. Ama şunu net olarak söyleyebilirim. Bazı kişilere güvenerek hata yaptım. Yani düğmenin yanlış iliklenmesine neden olup beni bu duruma getirenlere güvenerek hata yaptığımı düşünüyorum. O kişiler artık çevremde değiller. 

TARIK ÇAPÇI: Divan Kurulu ile ilgili görüşleriniz nedir? Biraz mesafeli gibisiniz. 

EMİN ADANUR: Divan Kurulu bize karşı yapılan bazı söylemlerde bizi savunmasını beklerdik. Bize “Bilmem neyin lideri” deniyor. Bakıyoruz Divan Kurulumuz bizim değil bunu diyenlerin yanında. Biz Bursaspor’u temsil ediyoruz. Divan Başkanımız bizim yanımızda olmalı. Ama bize karşı yapılan bazı şeylerde bunu göremedik. Tam tersi o tarafın yanında gördük. Zor zamanlarda onları yanımızda görmek istiyoruz ama göremiyoruz. Birçok sorunda gelip bize destek verebilirlerdi. Mustafa Er konusunda bile araya girebilirlerdi. Ama yok göremiyoruz bunları. Kulübün uğradığı haksızlıklarda Divan Kurulu’muzun sesini yükseltmesini bekliyoruz. 

TARIK ÇAPÇI: Bursa medyası ile ilgili görüşünüz nedir? Köstek mi oluyor, yoksa destek mi? 

EMİN ADANUR: Şöyle bir durum var. Ben Bursa medyasına çok dürüst yaklaştım. Benim birçok medya kuruluşum var. Birçoğu bilinmiyor. Hiçbirini ön plana çıkarmak için özel haber vermedim. Herkese eşit davrandım. Ama bazıları var ki bize saldırmak için aportta bekliyor. Mesela Sosyal Tv bunların en başsında geliyor. Ya bana Tarık Çapçı, Serkan Yetişmişoğlu sert eleştiri de bulunabilir. Bizi yerden yere vurabilirler. Onlar yıllardır bu işi yapıyorlar. Bursaspor’la yatıp kalkıyorlar. Herkese de aynı muameleyi gösteriyorlar. Sosyal Tv nereden çıktı? Ama bu konuda beni Bursa medyası yalnız bıraktı. Bizi bunlara yem ettiler.  Bence medyamız beni savunmalıydı. Çünkü onların amacı beni siyasete çekerek indirmekti. Ben isterdim ki Tarık Çapçı, Serkan Yetişmişoğlu, Fatih Akkuş çıkıp o kişilere karşı “Bu bizim kulübümüzün başkanı, bu adamlar bizim, size ne oluyor, siz kimsiniz demeliydiler. Bakın Teksas’ın açıklamasında da bu oldu. Birçok insanın kafasında soru işareti oluşabiliyor. Uyuyan hücreler uyanabiliyor. Bu tehlikesi var bu tarz yayınların. O yüzden bize sahip çıkmalıydı Bursa medyası.

TARIK ÇAPÇI: Bursaspor'un Süper Lig şansı için ne düşünüyorsunuz?

EMİN ADANUR: Biz yaşayabileceğimiz sorunların hemen hepsini şu ana kadar yaşadık. Tecrübe de kazandık. Bundan sonrasında her şeyi tam tersine çevirebileceğimizi düşünüyoruz. Ankaragücü maçı bizim içim milat oldu. Bundan sonra bütün sorumlukları üzerime aldım. Bu saatten sonra olmuyorsa bu benim aptallığımdandır diye kabul ederim. Ya da benim futbol şansım yoktur. Ben 8 söz verdiysem 7 sini tuttum şu ana kadar. Sadece Süper Lig sözü kaldı. Ama diğer sözleri tuttuğum için kendimi yüzde yüz başarısız görmem. Sportif alanda şu an siz de gelip başkan olsanız bir şey değişmez. Ancak Sportif başarısızlık devam ederse çıkarım delikanlı gibi “Yapamadım olmadı, diğer sözlerimi tuttum ama sahaya çıkıp benim gol atacak halim yok” elimden gelen bu” der çekilir giderim. 

Evet Emin Adanur’la gerçekleştirdiğim röportajda genç Başkan’ın kamuoyunda merak edilen, konuşulan konulara verdiği yanıtlar bu şekildeydi.  

Takdir kamuoyunun… 

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?