Var

Tarık ÇAPÇI
Tarık ÇAPÇI

tarikcapci1963

Var
21-11-2017

Öncelikle ‘VAR’ yani Video Hakem sistemiyle ilgili çeşitli kaynaklardan edindiğim bilgileri aktarmak istiyorum. Çünkü detaylarını bilmeden itiraz edenler de var.

 

Video Hakem Uygulaması ‘VAR’ özetle; karşılaşma sırasında hakemi tereddütte bırakan ya da oyuncuların yoğun itirazda bulunduğu bir pozisyonda, hakemin ekran başında pozisyonların tekrarını izleyen diğer hakemlerle kulaklık aracılığıyla iletişim kurduğu ve onlardan gelen bilgiye göre karar verdiği bir sistem olarak tanımlanabilir. 

 

Bu sistemde amaç mümkün olduğu kadar en az müdahale ile yüksek fayda sağlamak ve akan oyunu da durdurmamak.

Sadece gol, penaltı, kırmızı kart ve pozisyondaki oyuncuları belirleme konularında hakemlere destek vermesi planlanıyor. İkinci sarı kart, taç, korner gibi kararlarda video hakem müdahalesi olmayacak.

Ayrıca hakem her pozisyonda bu sisteme danışmak zorunda da değil. Diğer yardımcılarına nasıl emin olmadığında fikir alıyorsa, burada da durum bu. Şimdi yeni bir yardımcı daha edinmiş oluyor o kadar.

 Doğru karar için daha fazla yardımcı olacak yani.

Ayrıca son karar yine orta hakemde.

VAR Sisteminin test edildiği ilk 90 maçta orta hakemler 26 kez video yardımcılara danışmış. Maç başına 0,36 pozisyon ve ortalama 1 dakika 16 saniye duraksama söz konusu.

Yani öyle maçların sürekli duracağı falan yok. Müsabakaların gereksiz yere durduğu pek çok an yaşıyoruz. Doğru kararlar için toplamda 3-4 dakikalık duraksamalar çok da önemli değil.

Peki, pozisyon geçtiyse ne olacak? Bu en çok sorulan sorulardan biri.

Cevap; Hiçbir şey.

Pozisyon geçtiyse geri dönüş yok.

Sadece orta hakem gol, penaltı, kırmızı kart durumlarında eğer emin değilse danışacak. Tabii burada emin olup hata yapma ihtimali de doğuyor. Sistem zaten sıfır hatayı vadetmiyor. Minimum hatayı hedefliyor.

 

 

Peki bizim Türk futbol kamuoyu VAR sistemine nasıl bakıyor?

 

Her yeniliğe karşı çıkan kesim futbolda da VAR maalesef!

En başta da mevcut federasyon başkanı!

Neymiş “Futbolun ruhunu öldürürmüş”!

 

-Cezasız kalan şikeler,

-Hakemleri aldatmayı alışkanlık haline getiren futbolcular,

 -Hak etmediği miktarlarda paralar kazandığı halde karşılığını vermeyen kötü niyetli veya veremeyen yeteneksiz futbolcular,

-Futbolu bilmeyen idareciler, kötü niyetli menajerler ve suç ortağı bazı kulüp yöneticileri,

-Tribünlerdeki yasaklar,

-Passolig rantı,

-Camiasız, taraftarsız proje takımlar,

-İnsanların gidip gelirken çile çektiği dağ başlarındaki stadlar,

-Yeteneksiz, tetikçi veya eyyamcı hakemler,

-Skora göre çalınan düdükler,

-Üç İstanbul takımı gol atana kadar uzayan maçlar,

-Futbola sadece üç takım penceresinden bakmayı ilke edinen taraflı medya, maçları anlatan amigo spikerleri ve sözde spor programlarındaki ağzı bozuk soytarıları,

-Kısaca futbolun içinde dönen bilumum üçkağıtlar ve çirkinlikler…

 

Tüm bunlar futbolun ruhunu öldürmüyor da, doğru kararlar verilsin diye getirilmek istenen video hakem sistemi mi futbolun ruhunu öldürüyor?

Hadi canım sende!

 

Siz şuna açıkça “işimize gelmiyor” desenize.

 

 

ÖNCEKİ YAZILARI
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?