USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Ekonomi

Dijital devrim

TÜSİAD’ın raporuyla kamuoyuna duyurulan Sanayi 4.0 vizyonu, Türkiye’yi harekete geçirdi. TOBB özel heyet kurup Almanya’ya araştırma gezisi düzenledi. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık başkanlığındaki heyet, ünlü Alman markalarının tesislerini gezdi, bilgi aldı.

Dijital devrim
29-03-2016 16:02
Google News

Ekohaber Gazetesi'nden Dursun Eroğlu'nun haberine göre, Bakan Işık işadamlarına “İlk üç sanayi devrimini izledik. Ne olur gelin 4. sanayi devrimini de seyretmeyelim. Artık sahaya inelim” dedi. Sanayi 4.0 Türkiye için küresel rekabet koşullarında zorunlu görülüyor. Perspektif önümüzdeki yıllarda 10-15 milyar lira uyum yatırımıyla büyümeye yüzde 1 artış sağlamak, ülkenin rekabet gücünü artırmak. Akıllı ürünler, robotlarla yeni bir dijital dünya geliyor.

Son haftalarda ekonomi ve iş dünyasının güdemine bomba gibi düşen konu ‘Sanayi 4.0’ oldu. ‘4. Sanayi Devrimi’ olarak da dile getirilen yeni perspektif artık Türkiye’nin küresel rekabetteki başarısının yegane kriteri olarak görülüyor. İş dünyasının en güçlü kuruluşlarından TÜSİAD’ın hazırladığı ‘Türkiye’nin Küresel Rekabetçiliği İçin Bir Gereklilik Olarak Sanayi 4.0-Gelişmekte Olan Ekonomi Perspektifi’ başlıklı rapor büyük ilgi çekerken, Sanayi Bakanlığı iş dünyasını seferber etmek için harekete geçti. TOBB, Sanayi Bakanının başkanlığında bir işadamı grubuyla Almanya’ya bu amaçla bir gezi düzenledi. Şimdi iş dünyası, yeni sürece nereden başlayacağına kafa yoruyor.
Sanayi 4.0 ile ilgili ilk kapsamlı atak TUSİAD’dan geldi. Ardından Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık devreye girerek, bu konuda bir dizi girişimde bulundu. Bakan Işık destekleyici açıklamalar yapmakla kalmadı, TOBB heyetini Almanya’ya taşıdı. Bakan başkanlığında Almanya’ya giden heyet, burada Bosch başta olmak üzere ileri teknoloji kullanan dev firmaları ziyaret ettiler, bilgi aldılar.

Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Bakan Işık işadamlarına “İlk üç sanayi devrimini izledik. Nolur gelin 4. sanayi devrimini de seyretmeyelim. Artık sahaya inelim” diye seslendi.

Bursa, Sanayi 4.0 girişimlerinin dışında kalmadı ve Almanya’ya yapılan inceleme gezisine BTSO Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Burkay da katıldı. TOBB’un Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Ziya Altunyaldız, TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar’ın da yer aldığı Almanya Sanayi 4.0 Çalışmaları İnceleme Heyeti, Almanya’nın önde gelen sanayi tesislerinde incelemelerde bulundu. Stuttgart, Nürnberg ve Berlin’i içeren program kapsamında heyet, Bosch, Siemens, Mercedes ve Wittenstein üretim tesislerini ziyaret etti ve Sanayi 4.0 uygulamaları hakkında brifing aldı. Almanya’daki Türk işadamları ile çalışma yemeğinde bir araya gelen heyet, Badenwürttemberg Eyaleti Başbakan Yardımcısı Nils Schmidt, Şansölyelik Bakanı Peter Altmaier ve Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Birliği (DİHK) Başkanı Eric Schweitzer ile görüştü.

TOBB Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ender Yorgancılar, Almanya’nın Sanayi 4.0 tecrübelerinden istifade etmek istediklerini belirterek, “İlk 3 devrimi yakalayamayan Türkiye’nin 4’ncü Sanayi Devrimi’ni ıskalama şansı yok. Küresel rekabet gücümüzü arttırmanın yolu, sanayimizi dijitalleştirmekten geçiyor” dedi.

TÜSİAD RAPORUNDA NELER VAR...

Sanayi 4.0 konusunda en kapsamlı rapor olan ve uzman bir ekip tarafından hazırlanan 60 sayfalık TUSİAD raporu, aslında Türkiye’de sanayiin mevcut potansiyeli üzerinden değerlendirmeler yapıyor ve ‘Sanayi 4.0 Türkiye için mümkündür, yaşamsaldır ve yeni fırsatlar içerir’ sonucuna varıyor.

TÜSİAD raporuna göre, 1. Sanayi Devrimi su ve buhar enerjili mekanik üretimle gerçekleşti. 20. yüzyılın başlarından itibaren başlayan 2. Sanayi Devrimi ise elektrik enerjisinin olanaklı kıldığı seri üretimle sağlandı. 1970’ler sonrasında başlayan 3. Sanayi Devrimi ise üretimde otomasyonu daha yüksek bir düzeye taşıyarak elektronik ve bilgi teknolojilerini kullanmaya başladı. İşte eşikte duran 4. Sanayi Devrimi ise siber-fiziksel sistemler ve dinamik veri işlemeye dayalı, fiziksel ve dijital sistemlerin uyumlu çalışmalarıyla yeni bir dönemi başlatıyor. Gelişen yeni teknolojilerle bugün sınırlar ötesi, tamamen entegre veri ve ürün akışı olanaklı hale geldi. Bütün değer zincirlerinde entegre iletişim, devam eden işler envanteri yeniden düzenliyor.

Daha fazla otomasyon, daha az nitelikli çalışanların bir kısmının yerine geçiyor, ancak geleceğin fabrikasını denetlemek ve yönetmek için daha nitelikli işgücüne ihtiyaç duyuluyor. Makineler arası, makineler ile insanlar arası iletişim, özel üretimi ve daha düşük miktarlarda üretimi mümkün kılabiliyor. Yeni dönemi tetikleyen 9 teknolojik unsur şöyle sıralanıyor. Akıllı robotlar, simülasyon, yatay-dikey yazılım entegrasyonu, nesnelerin interneti, yani donanıma entegre sensörler ağı, siber güvenlik, bulut (cloud), eklemeli üretim ve 3 boyutlu baskı, zenginleştirilmiş gerçeklik ve veri analizleri... Tabi yaşamın her alanına giren dijital dünyada, cep telefonundan, televizyona yavaş yavaş, kendi kendine parkeden araç, sürücüsüz otomobil, akıllı ev gibi tamamen kişiye özelleştirilmiş akıllı sistemler üzerine yükselecek bir yapıdan söz ediyoruz. Yani artık kaliteli bir malı üretmek yetmiyor. Bu malın insanlarla ilişki kurması da gündeme geliyor. Örneğin yeni dönemde diş fırçası, kişiye özel olacak ve kişinin kendi diş yapısına göre bir fırçalama yapacak. Fırçaya, ‘şu şu numaralı dişlerde çürük var, ona göre temizle’ demek hayal olmayacak...

Almanya örneği...

Sanayi 4.0 dönüşümünün öncüsü olarak gösterilen ülke Almanya. Bu ülkenin toplam 2 trilyon Euro civarındaki brüt üretiminde otomotiv yüzde 22, gıda ve içecek yüzde 10, yedek parça yüzde 6, makine sistemleri yüzde 6, rüzgar enerjisi yüzde 1 gibi paylara sahip. Almanya bütün bu sektörlerde Sanayi 4.0 programı ile yüzde 15-25 arasında verimlilik artışı planlıyor. Almanya bunu başarır, yüzde 15 maliyet avantajı sağlarsa, Türkiye ile maliyet avantajı farkını yüzde 5’e indiriyor. Bu, üretimin Türkiye’den Almanya’ya doğru kayması, Türkiye’nin avantajını kaybetmesi anlamına geliyor. Bu noktada, Sanayi 4.0 vizyonu, Türkiye için artık bir zorunluluk olarak düşünülüyor. Bunun için raporda, ‘düşük katma değerli üretimin kısır döngüsünü kırmaya’ vurgu yapılıyor. Türkiye’nin bunun için yüksek katma değerli üretimi tercih etmesi, Sanayi 4.0 ve dönüşüm yatırımlarını yapması, niteliksiz işgücünü azaltması ve otomasyona, akıllı sistemlere yönelmesi, küresel rekabet konumunu koruması, yeni teknolojiler için yeni istihdam kapıları açması, işgücü ve ekosistem kalitesinde artışa gitmesi gerekiyor.

Pilot sektörler...

Sanayi 4.0 Dönüşümü kapsamında, altı pilot sektör belirleniyor. Bunlar otomotiv ve yan sanayi, makine sanayi, beyaz eşya, gıda ve içecek, tekstil ve kimya sektörleri.
Bu sektörler, aynı zamanda Türkiye’de teknolojinin en yüksek düzeyde kullanıldığı sektörler. Dolayısıyla da Sanayi 4.0 Dönüşümü bu sektörlerde halihazırdaki altyapıya daha kolay uyum sağlayacak Yani haliazırda buna uygun bir yapı var.
Örneğin, otomotiv sektöründe lazer yönlendirmeli, otomatik yönlendirmeli araçlar, sunucu bilgisayarın envanteri ve üretim programını, teslimatları lazer yönlendirmeli lojistik sistemlere entegre eden bir yapı zaten kullanılıyor.
Beyaz eşya sektöründe entegre kalite yönetimi uygulanıyor. Yani ürünler üretim süreci sırasında takip edilerek ve ön üretim sonrasında yapılan testlerde çıkan hata verilerine dayanılarak fire azaltılıyor ve işleme süreci iyileştirilebiliyor.
Makine sektöründe operasyonları optimum hale getirmek için tasarımlardan üretim hattı sonuna kadar dikey veri engegrasyonu sistemi mevcut.
Keza, bu sektörlerde entegre ve otomasyonlu üretim atışı, sanal ürün tasarımı, esnek üretim, akıllı otomatize lojistik vs. uygulamaları farklı şekillerde zaten bulunuyor.
Hedefler...
Büyüme: Müşteriye özel ürünlere artan talep, ürünlerin zamanında bulunabilir olması, artan küresel engegrasyon ve global değer zincirinden daha çok pay alması büyümeyi artıracak. Sanayi üretimi yıllık yaklaşık yüzde 3’e kadar artış sağlayacak. Böylece GSYİH yüzde 1 ve üzeri bir ek büyüme ile 140-200 milyar lira civarında ek gelir sağlanabilecek. Yatırım: Türkiye’nin bu hedeflere ulaşması için önümüzdeki on yılda yaklaşık 10-15 milyar lira yatırım yapması gerektiği tahmin ediliyor. Bu en alt rakam olarak düşünülüyor.
İstihdam: Uzun vadede değer zincirinin belirli noktalarında bu değişimden etkilenme oranı yüzde 20-30 düzeyinde tahmin ediliyor. Yaygınlaşan otomasyon, işleri kolaylaştıracak. Örneğin ağır parçaların kaldırılması, hassas montajlar robotlar tarafından yapılacak. ‘Zenginleştirilmiş gerçeklik’ sayesinde teknisyenler uzaktan yönlendirme alıp, tamirat gerçekleştirebilecek, kağıt kullanımı azalacak, tamir için teknisyen oraya gitmekten kurtulacak vs. Bir bakıma mavi yakalı çalışanların sahip olması gereken yetkinlikler değişecek. Ancak ‘az yetenekli işçi’ devre dışı kalacak. Bunlar da hayli işçinin işini kaybetmesi anlamına geliyor. Perspektiflere göre, önümüzdeki 10 yıllık dönemde bu sektörlerde 400-500 bin kadar çalışan işini kaybedecek. Ancak buna karşılık, sistem yüksek eğitimli, vasıflı 100 bin kadar yeni işçi için iş yaratacak. Bu gelişmenin genel plandaki büyümenin etkisiyle de yaklaşık 400-500 bin kişilik istihdam yaratacağı hesap ediliyor. Sonuç itibariyle istihdam toplamda pek değişmeyecek, sadece işgücü kalitesinde farklılaşma artacak gibi görünüyor.

Ucuzlayan üretim...

Genel perspektife göre, sanayi kuruluşlarının uyumu sanıldığı kadar zor olmayacak. Zira, sanayide üretimin ciddi bir bölümü çok uluslu markaların lisansıyla yapılıyor ve uyum yatırımları birlikte olacak. Örneğin otomotivde ana tedarikçi olan (OEM) firmalar zaten markaların taleplerine göre uyum sağlamakta zorluk çekmiyor. Ancak genelde belirgin gelişme teknolojinin kullanımında yaşanıyor.

Örneğin tekstil setöründe, yüzde 16 civarında potansiyel verimlilik hesap ediliyor. Peki bu nasıl sağlanacak?
Projeksiyona göre, gelişmiş simülasyonlar Ar-Ge ve tasarım birimlerinin dikey engegrasyonu ve prototip süreçlerini desleklemek için kullanılacak. Böylece yüksek değerli ürün portföyü, daha az hurda, daha fazla kapasite kullanımı sağlanacak. Tedarik zincirinin yatay sisteme entegrasyonu ile tedarikçilerle entegre stok seviyeleri ayarlanacak, stok maliyeti düşürülecek.

Makineler arası iletişim sayesinde gömülü sensörlerle önleyici uzaktan kumanda bakım yapılabilecek. Çalışma süreleri hat süresiyle uyumlu hale gelip, hem maliyet düşecek hem de sağlıklı çalışma ortamı yaratılacak. Kısacası, fabrikalarda artık daha çok robot, otomasyon göreceğiz.

Hangi ürünün kim tarafından sipariş edildiği, ne zaman ve nasıl üretileceği, nereye nasıl teslim edileceği, müşteriye özel değişimlerin neler olacağı önceden bilinecek, sürprizler olmayacak. İş dünyasında, Sanayi 4.0 yatırımlarının önümüzdeki dönemde başlaması bekleniyor.

Türkiye için neden yaşamsal?

Uluslararası rekabette Türkiye’nin başta coğrafi konumundan kaynaklı lojistik avantajları olmak üzere pek çok avantajı bulunuyor. Global Üretim Endeksi’nde Türkiye ortalama 98 birim maliyet ile üretim yaparken, ABD 100, Almanya 121, maliyete üretim yapıyor. Yani Almanya’dan yüzde 23, ABD’den yüzde 2 ucuz maliyetle üretim yapıyoruz. Ancak avantajlı durumun sürmesinin garantisi yok... Zira ciddi yapısal zorluklar var.

Bunlar şöyle sıralanıyor.
1. Türkiye ihracat için yüksek oranda ithalata bağımlı. (Yıllık 140 milyar dolar ihracata karşılık ithalat 240 milyar dolar.)
2. Yüksek katmadeğerli ürünlerin toplam içindeki oranı düşük. İhracatta ileri teknoloji ürünlerinin payı sadece yüzde 4 civarında.
3. İşgücü yetkinlikleri sınırlı, bu yeni teknolojilerin benimsenmesini yavaşlatıyor.
4. İstihdam ve ücret politikalarının da etkisiyle çalışanların işten ayrılma hızı yüksek. İşgücü sanayiden hizmet sektörüne doğru kayıyor.

‘Bugünden yarına olmayacak’

Aktaş Holding CEO’su Sami Erol, Sanayi 4.0 konusunda Ekohaber’in sorularını yanıtladı.

Sayın Erol, 4. Sanayi Devrimi olarak dile getirilen Sanayi 4.0 çalışmaları hakkında neler düşünüyorsunuz. Türkiye’de, Bursa’da sanayici için yeni bir dönem mi başlıyor?
4.0 Endüstriyel yaklaşımı, endüstriyel devrimlerin şu andaki teknoloji ve bilgi bazlı en üst seviyesi. Diğeri ise dijital dünya. Öyle bir noktaya geldi ki, makinenin makineyle, makineyle insanın, 24 saat iletişim halinde olacağı, yüksek teknoloji ve robotların kullanılacağı bir teknolojiden bahsediliyor. Dolayısıyla, yeni bir dönem başlıyor. Biz ana trende göre maliyetlerde yüzde 2’yiz, yani reel koşullara göre yüzde 2 avantajlıyız. Örneğin Almanya’ya göre yüzde 18 avantajlıyız. Şimdi, eğer Almanya Endüstri 4.0’ı iyi uygularsa, bundan 150-200 milyar dolarlık GSYMH artışı bekliyor. Maliyetlerde de yüzde 10-20 arası bir düşüş bekliyor. Bunun anlamı şu: Yani Endüstri 4.0’ı biz uygulayamazsak da Almanya daha iyi uygularsa, aradaki farkı kapatacak. Yani bizimle aynı maliyetlerde üretim yapacak. Bütün avantajlarımız bitecek... Ya da tersi... Eğer Endüstri 4.0’ı, Almanya değil de biz uygularsak maliyetlerimizin yüzde 5 ile 25 arasında aşağı çekilmesi imkanı var. Yüksek otomasyon, makinelerin birbiriyle konuşması, tamamen yüksek teknolojinin kullanılması... Burada amaç, katmadeğeri yaratacak doğru yatırımların yapılması. Bu çerçevede Endüstri 4.0, şu anda TÜSİAD’ın yayınladığı çok kapsamlı, 60 sayfalı ve ilgili bütün sivil toplum kuruluşlarının katıldığı bir rapor. Diğer SİAD’lar, özellikle de devlet liderlerinin dikkate alması gereken bir unsur. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası bu konuda, altı ayda bir liderleri bazında çok önemli katkılar sağlıyor, vizyon oluşturmaya çalışıyor. Aslında önemli olan burada bir vizyon değişimini yaratmak. Yani bu yeni Endüstri 4.0 vizyonunu endüstrinin kabullenmesi lazım. Hem de STK’ların, meslek odalarının ve herşeyden önce de devletin, devleti yönetenlerin kabullenmesi lazım. Şunu bilmemiz gerekiyor: Şu anda yıllık 9 bin dolarlar çerçevesinde takılan kişi başı milli gelir seviyesinin artması, burada kişi başı verimlilikle mümkün. Çünkü büyüme hızını bu şekilde Türkiye’nin yüzde 10 ila 20 arasında artırması mümkün. Yani şu anda Türkiye’de 2,3-2,5’ler seviyesinde bulunan yıllık büyüme hızını, eğer bu unsurları iyi yönetirsek, yüzde 20 artırmak mümkün. Yani buradan yüzde 3,5-4 lere taşımak mümkün. Bunun karşılığında hem büyümeyi ve verimliliği artırmak, hem de maliyetleri düşürmek mümkün. Bu anlamda aslında geniş bir konsensusun oluşması, herkesin bunu sahiplenmesi gerekiyor. Buna liderlik edecek olan devleti yönetenler, ileri gelenler olmakla beraber, aslında bütün sivil toplumun bu işin içinde olması gerekiyor.

Türkiye sanayi üretiminde uluslararası standartları yakaladı. Ancak bu yeterli olmayacak, tamamen dijital ve akıllı ürünler, sistemlere odaklı yeni bir dönem başlıyor. Halihazırda da mevcut durumun buna pek hazır olmadığı gibi bir hava var. Firmalar üretimde kullanılan teknoloji, teknoloji üretimi anlamında hazır mı Endüstri 4.0’a?

‘ÇİN BÜYÜK AVANTAJ KULLANIYOR’

Biliyorsunuz, 1950’li yıllar kitlesel üretimlerin başladığı yıllardı. 1970’li 1980’li yıllarda bu üretimlerin globalleşmesi süreci başladı, çok hızlı değişimler yaşandı. ‘80’li yıllarda ‘Japon malı tapon malı’ iken, ardından Japonların liderlikleri geldi. 1990’lı yıllara kadar bazı şeylere ihtiyaç duymadığını düşünen ve bunları Japonya’ya gönderen Amerika, 90’lı yıllarda tekrar harekete geçti ve bunları sanayi devrimine girdi olarak kullandı, 2000’li yıllarda tekrar lider ve global markalar yarattı. Şu anda dünyada en büyük 100 markanın 60 küsuru Amerika markası oldu. Bunlar son 15-20 yılın vizyonudur. Aslında gelecek bunu gösteriyor: Gelecekte çok büyük üretimler var. Şu anda Çin çok büyük avantajlar kullanıyor. Biz diyoruz ki ‘Yüksek miktarda üretim yapıyoruz’. Kaç adet? 10 bin tane. Çin diyor ki, ‘Bu bizim için numune boyutu’... Yüksek miktar deyince kaç olacak? ‘10 milyon’ diyor. Örneğin şu anda araç üretiyoruz. Yıllık rakamlar 1 milyon 50 bin. Ama geçen yıl üretilen toplam araç sayısı 91.6 milyon. Önümüzdeki yıllarda yıllık motorlu araç üretimi 100 milyonun üzerine çıkacak. Dolayısıyla şirketlerin 100 milyonlu araçlara göre üretim yapmayı hedeflemesi lazım. Bu ise yüksek teknolojiyle, hem kalite güvenilirliği, hem yüksek verimlilik, tasarımların çok hızlı devreye alınması gibi unsurlarla olur. Dolayısıyla aslında Sanayi 4.0 kavramı sadece varolan teknolojinin yerine yenisini koymak değil, daha yüksek hacme dönüşüm projesi... Bugünden yarına olmaz, ama bir vizyon çizip, belki 5, belki 10 yılda o vizyonla kademe kademe, daha yüksek hacimde, daha verimli, daha düşük maliyetle üretim yapma fırsatının yakalanmasıdır. Bu yüzden de Endüstri 4.0 yaklaşımını çok önemsiyorum.

Kapıda yeni bir ithalat dalgası mı var? Zira teknolojinin yerli üretimi çok zayıf...
Sanayiin bir dönüşümü gerekiyor. Ama bu kapasite ile olacak. Bu kapasiteleri oluşturmak gerekiyor. 20 yıl önce Türkiye’de sadece 5 firma robot kullanıyordu. Robotu da uzay istasyonu gibi görüyordu. Bugün endüstriyel alanda son 20 yıl içinde robot kullanmayan firma kalmadı. Dolayısıyla önümüzdeki 10 yıl içinde bahsettiğiniz teknolojiler zaten gelecek. Ha biz bunu iyi yönetebilirsek, daha stratejik yol haritaları çizersek, sonucu etkileriz. Öbür türlü, başkalarının atık robotlarını, geri kalmış, ikinci sınıf otomasyonlarını kullanırız, dolayısıyla biz bunları belli bir ekonomik ömrü yönetecek biçimde yönetmemiz lazım. Bugünden yarına ‘at-değiştir’ değil de, bir değişim süreci içinde buraya gidilmesi gerektiğini görmemiz gerekiyor.

Sanayi 4.0 vizyonunda öne çıkanlardan birisi eğitim ve teknolojide dijitale yönelme. Ama halen dijitalleşme konusunda üniversitelerde bile bir eğilim, eğitim görünmüyor. Dijitalleşmede geç mi kalıyoruz?

Elbette. Yani aslında yüksek teknoloji ve bilgi üretimi dijital dünyaya doğru gidiyor. Geçtiğimiz günlerde Vodafone’un dijital etkinliği vardı. Diyor ki, artık ben kağıt ile uğraşmıyorum.
Öyle bir yapı oluşuyor ki, mesela davetiyelerimi diyor, dijital kartla göndereceğim, çiple göndereceğim, ürünleri diyor bunlarla, uzakta kumanda ile tanıyacağım, diyor. O büyük, ‘big data’ dediğimiz veri tabanından hareket edeceğim, diyor. Dolayısıyla dijital dünya artık daha çok veriye, bilgiye dayalı, tamamen geleneksel yöntemlerin hızla tüketildiği, bitirildiği bir yapıya dönüşecek. Benim kişisel görüşüm bu. Buna hazırlıklı olmak için işin teknik, eğitim tarafı, dijital tarafı bu sürece katılması gerekiyor.

Önümüzdeki süreçte neler öne çıkacak?
Bakınız, dünya adeta dört parçaya ayrılmış. ABD ve Avrupa, Japonya çok yavaş büyüyor, kendisine yeni roller biçiyor. Bugün en hızlı büyüyen bölgeler Çin, Hindistan vs. Asya bölgesi. Gelişme iki kat burada olacak. Dijitalleşme önemli ama bir taraftan da pazarları tanımak gerekiyor. Dolayısıyla dijitalleşen yapıda pazarları tanımak lazım. Teknoloji üretiminden ziyade 200 milyar dolar tasarruf devreye girecek. Batı ile doğu arasında bir yerdeyiz. Gelişecek ülkeler ile mevcut gelişmiş ülkeler arasında. Önemli olan gelişen bölgelerde teknoloji yatırımları yapmak. Bizim katma değerli iş yapmak zaruretli iş yapma mecburiyetimiz var. Önümüzdeki 10 yılda katma değerli iş yapmayı başaramazsak, yaşamayız. Sadece hacim büyütürüz, ama değer yaratamayız, değer yaratacak unsurlar geride kalır. Katmadeğer nasıl olacak? Teknolojik, verimlilik öne çıkması lazım. Gidip Çin’e lisans vermemiz, Hindistan’da fabrika kurmamız, Pakistan’ı ele almamız lazım vs. Ben sanayideki potansiyele inanıyorum. 20 yıl önce kalıp yaptıracak firma bulamıyorduk. Yüz firmadan birinde CNC makinesi vardı. Söylenirdi, orada olduğu... Bu firmalar parmakla gösteriliyordu. Bilgisayar kontrollü cihazlar...

Uzay istasyonu varmış gibi anlatılıyordu. 91 yılında kalite müdürüyüm (Orhan Holding’de). Yan sanayide ilk defa üç boyutlu ölçüm cihazları almaya başlandık, sorduk çevremize, kimsede yok. Dediler ki, sadece Renault’da var. Oradaki bölüm yöneticisi Ziya Alan’dan rica ettim. ‘Çok yoğunuz 10 dakika ayırabilir ‘dedi. Uzay istasyonuna gireceğiz, göreceğiz...
Şimdi robot olmayan sanayi kuruluşu kalmadı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ
TAKIMOPuanAV.
1Galatasaray38102+66
2Fenerbahçe3899+68
3Trabzonspor3867+19
4Başakşehir FK3861+14
5Kasımpaşa3856-3
6Beşiktaş3856+5
7Sivasspor3854-7
8Alanyaspor3852+3
9Çaykur Rizespor3850-10
10Antalyaspor3849-5
11Gaziantep FK3844-7
12Adana Demirspor3844-7
13Samsunspor3843-10
14Kayserispor3842-13
15Hatayspor3841-7
16Konyaspor3841-13
17MKE Ankaragücü3840-6
18Fatih Karagümrük3840-3
19Pendikspor3837-31
20İstanbulspor3816-53