USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Siyaset

Davutoğlu'ndan "Seçim beyannamesi" açıklaması

Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti'nin 4 Ekim'de açıklayacağı seçim beyannamesine ilişkin, "Şartlar, konjonktür değişmişse yeni politikalarla o konjonktüre hitap etmek gerekir. Seçim beyannamesinde de bunların işaretleri, 4 Ekim'de de daha açık gözükecek. Küresel ekonomik politik kriz yaşandı, birçok şeyler yaşandı. Yeni taze unsurlarla da bunun takviye edilmesi lazım. Bu dengeyi sağladık" dedi.

Davutoğlu'ndan
21-09-2015 23:28
Google News

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Show Tv televizyonunun canlı yayını 'Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Türkiye Sandık Yolunda' programında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. AK Parti'nin temel ilkelerine değinen Davutoğlu, "(Milletvekili aday listesi) Siyasi hareketler de bütün diğer tarihi, sosyal ve biyolojik varlıklar gibi yaşayan varlıklardır. Eğer, belli bir dinamik şart içinde kendini yenileyemezse bir müddet sonra çürümeye başlar. Kendini yenilerken temel damarlarını kaybederse daha fidanken gümrahlaşmadan zafiyet göstermeye başlar. Dolayısıyla siyasi partilerin çıkış şartları itibarıyla zamana doğru hitap eden partiler hayatiyetini sürdürür. Tarihimize bakıldığında da çok büyük çıkış yakalayan Anavatan Partisi'nin Özal sonrası yaşadığı sıkıntılar, birçok diğer partilerin karşı karşıya kaldığı sıkıntılar gözümüzün önünde siyasi tarih dersi olarak var. AK Parti hareketi, o anın şartlarını en iyi okuyan parti olduğu için bir buçuk yıl sonra iktidara geldi. İniş çıkışlar yaşadığında da kendini toparlayabildi. Düz bir trend içinde AK Parti iktidara geldi. Daha sonra her değişimi doğru okuduğu için bazen iniş çıkışlar yaşandığında da kendini toparlayabildi. 7 Haziran seçimleri bu anlamda bize AK Parti'nin tazelenmekle köklü geleneği sürdürmek arasındaki dengeyi doğru muhafaza etme dersini verdi. 7 Haziran akşamı genel merkez balkonunda yaptığım konuşmadan şu ana kadarki her mesajımda 7 Haziran mesajını alacağız, kurucu değerlerimizden sapmayacağız. Bu değerler 14 Ağustos 2001'de Cumhurbaşkanımızın Kurucu Genel Başkanı olarak yaptığı konuşmada ortak akıl, tek akıl değil, ortak akıl, şeffaf yönetim, tevazu bunların derlenip toparlanması lazım. Tarih içinde de siyasi yapılarda karşı karşıya kalmıştır. Güç sahibi olmanın ortaya çıkaracağı yeni durumlar varsa gücün tekrar en iyi kullanımının önünü açmak lazım. Özeleştiri yapmazsanız kendinizi yenileyemezsiniz. Her zaman şahsi olarak da özeleştiri yapmak durumundayız. 5 kez özeleştiri yaparız biz günde, bir televizyon programında da söyledim. Siyasi partiler o özeleştiriyi yapmak durumundalar" ifadelerini kullandı.


Davutoğlu, "Aslında büyük bir oy oranı itibarıyla normal şartlarda 3 parti girmiş olsaydı, belki rahat bir tek parti iktidarı bu özleştiriye ihtiyaç bile olmadığı kanaatini doğurabilirdi" diyen Davutoğlu, "Yüzde 41 az bir oy oranı değil ama buna rağmen biz bu özeleştiriyi yaptık. Devam etmesi gereken şeyler bu kurucu ilkeler. Bunların yozlaşmasına izin vermemek lazım. Yine devam etmesi gereken şey, bir insan kaynağı kolay oluşmuyor" şeklinde konuştu.

"BU ZAMANLA DEVLET ADAMI YETİŞTİREN BİR FİDANLIK OLDU TABİRİ CAİZSE"
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"AK Parti kadrolarının isimlerine baktığınızda, listeye şu anda herkesçe çok bilinen isimler o zaman çok meçhul isimlerdi. Çok başarılı denilen isimler o zaman denenmemiş isimlerdi, Ali Babacan, Recep Akdağ, Binali Yıldırım. Bugün bilinen isimler o zaman daha bilinen isimler değildi, o kamuoyunca çok kıymetli isimler, zamanla kendilerini ispat ederek kamuoyunda yer edindiler. AK Parti'nin en büyük başarısı çok geniş bir insan kaynakları havuzu oluşturması. Bu zamanla devlet adamı yetiştiren bir fidanlık oldu tabiri caizse. Bunun getirdiği büyük zenginlik var. 3 dönemlikler dolayısıyla bu zenginliğin dinlenmeye alınacağı kanaati hakimdi ve 7 Haziran seçimleri hem kuralın uygulanması hem de bu zenginliğin tekrar değerlendirilmesi imkanını bize sundu. Dolasıyla kurucu değerler dışında zamanla buraya katılan kurucu insan unsurunun değerlendirmesi anlamında çok geniş bir aday adayı listesiyle muhatap olduk. Değişmesi gereken şey ne? Şartlar, konjonktür değişmişse yeni politikalarla o konjonktüre hitap etmek gerekir. Seçim beyannamesinde de bunların işaretleri, 4 Ekim'de de daha açık gözükecek. Küresel ekonomik politik kriz yaşandı, birçok şeyler yaşandı. Yeni taze unsurlarla da bunun takviye edilmesi lazım. Bu dengeyi sağladık."

Terörle mücadele konusundaki kararlılığa değinen Davutoğlu, "Güvenlik birimlerimizi tebrik ediyorum. 23 Temmuz'dan bu yana sivil kayıp verilmemesi için olağanüstü bir özen gösterildi ve Cizre'de Filistin'deki resimlerle üretilen birtakım hikayeler dışında hiçbir sivil kayıp güvenlik güçlerinin üzerinden olmadı. Talimatımız çok açık, teröriste en etkin mücadeleyi vereceksiniz. Kendi güvenliğinizi de gözeteceksiniz ve sivil halka kesinlikle zarar verilmeyecek. Şu ana kadar başarılı bir yöntem burada uygulandı" ifadelerini kullandı.


Cizre'deki sokağa çıkma yasağında sivil halkın korunmasının gözetildiğine işaret eden Davutoğlu, "Nihayetinde birisi ben burada bir kanton ilan ediyorum diyorsa, onun olmayacağını göstermek gerekiyor. Cizre halkı eminim bunu anlaşmıştır, buradaki iyi niyeti ve kararlılığı. Benzer olaylar, Muş Varto'da. Diyorlar ki cenazeler kaldı. Cenazeleri almak belediyelerin görevi, bunun için ambulans gönderdiğimizde ambulansları taşa tutan onlar. Hendek kazıp ambulansların mahallelere girmesini engelleyenler onlar. Niçin yapılıyor bu? Bir isyan" diye konuştu.
Davutoğlu, "O savunma mevzileri güvenlik birimleri ve asker tarafından yapılır, başka kimsenin böyle bir gücü yok, olmayacak. Muş Varto'da olaylar oluyor. Bir bakıyorsunuz dağdaki terörist sivil kıyafetler içinde oraya geliyor terör olayını üretmeye başlıyor. Varto civarındaki bütün yaptıkları yığınaklarını yıktık, yıktırdık, yıkılacak. Bütün bu yapılar yıkılacak. Devletin kamu düzenine alternatif teşkil eden ne varsa hepsi tasfiye edilecek. Her biri tek tek tasfiye edilecek" dedi.

"TÜRKİYE'Yİ ZAAFA DÜŞÜRMEK İSTEYEN BAZI ODAKLARIN VERDİĞİ SİNYALLER VAR"
"Türkiye'de yerel yönetimlere daha fazla yetki devri mi istiyorsun?" diyen Davutoğlu, "Meclis'te tartışacaksan tartış. İşte Mecliste'sin, kanaatini beyan et ama defakto olarak, emrivaki olarak bir şey kurayım, sonra da bunu hukukileştireyim diyorsan fiili durumun karşısında fiili durum ortaya çıkar ama bu sefer meşru fiili durum. Bunun arkasında da komplo gibi söyledim zannetmeyin. Türkiye'yi zaafa düşürmek isteyen bazı odakların verdiği sinyaller var bu örgüte. Şimdi vaktidir diye, biz o odakları da biliyoruz. Onlara da gerektiğinde o dersi vermeye, onları da Türkiye'nin geleceği söz konusu olduğunda hiç kimseyle pazarlık ya da bir şekilde onların oyunlarına tepkisiz kalacak bir yöntem uygulamayacağımızı herkesin bilmesi lazım" ifadelerini kullandı.

"PKK'NIN KUZEY IRAK'TAKİ BİLİNMEDİĞİNİ ZANNETTİĞİ KAMPLARI DA VURULDU, 452 HEDEF YERLE BİR EDİLDİ"
Çözüm sürecinde yapılan irade beyanına değinen Davutoğlu, toplumsal hayatta birçok temel unsurun kaydedildiğini ve terör örgütünün probleminin burada olduğunu söyledi. Davutoğlu, doğru talepler olan hususların birçoğunun yerine getirildiğini belirterek, "Beklentimiz, terör örgütü tarihe karışsın. Biz bir karar almıştık bu konuda silahlı gruplar çekilecek, biz yasal düzenleme yapacağız, karşılıklı adımlarla bir yere gelinecek. Geçen sene Kobani bahane edilerek yapılan olaylar sonrasında da elimizdeki bütün kartları, imkanları açarak çözüm sürecine ivme katmaya çalıştık ama bir taraftan da neler yapıldığını takip ettik. Eğer, bu tedbirler alınmamış olsaydı, sahiyane bir şekilde çözüm sürecine inanılıp alternatifte bunlar ayaklanırsa, silahlanırsa ne yapılır diye düşünmemiş olsaydık, hazırlık yapmamış olsaydık 23 Temmuz günü şu karşı odada önce Genelkurmay Başkanımızla başbaşa önce, sonra karşı odaya geçtik çok açık bir talimat verdim. Artık günü gelmiştir, bunların iyi niyeti de yok, bunların tek hedefi insan hakları, demokratik haklar, özgürlükler falan değil, bunların tek hedefi Türkiye'yi kardeş kavgasına götürmek. Dedim ki hazırlıklarınız tamam mı? Tamam. Herkes ne yapacağını biliyor mu? Biliyor. Hepsinin hazırlıklarını dinledim, yazılı olarak da talimatı verdim. O gece saat 23.00'de PKK'nın Kuzey Irak'taki bilinmediğini zannettiği kampları da vuruldu. 452 hedef yerle bir edildi. Biz, bir iradeyle çözüm sürecine yönelmiştik ama karşı tarafta başka bir irade Türkiye'yi bölme ve kaosa sürükleme tavrını ısrarla devam ettirmesi üzerine alternatif olan planı devreye soktuk" diye konuştu.

"DOĞU VE GÜNEYDOĞU'DAKİ VATANDAŞLARIMIZA SESLENİYORUM"
"Eğer Dolmabahçe mutabakatında söz konusu ilkelere ve daha önce söz konusu olan 2013'te gündeme gelen hususlara, yani silah bırakma konusunda açık ve net tavır sergilenmiş olsaydı durum farklı cereyan edebilirdi" diyen Davutoğlu, "Son şans onlara verildi, onu kullanmadılar. Seçim dönemini bir baskı dönemi olarak kullandılar, seçim döneminden sonra da biz buraları farklı bir yapıya dönüştüreceğiz havasına girmiş, serhildan tabiriyle ayaklanmaya kalktıklarında da hakettikleri cevabı aldılar. Devletin burada bir hazırlık ihmali yok. Bir iradenin son noktaya kadar takibi söz konusuydu. Şimdi de bu irade karşılığını görmediği için başka bir iradeyle bu mücadeleyi sürdürüyoruz ama bizim demokratikleşme ve sivil halkı bu mücadeleden etkilenmemesi konusunda kararlılığımız açıktır. Bütün Doğu ve Güneydoğu'daki vatandaşlarımıza sesleniyorum, hiçbir tereddütleri olmasın" ifadelerini kullandı.


“AK Parti'nin 4 Ekim'de açıklayacağı seçim beyannamesinde çözüm sürecine değinilecek mi?” sorusunu cevaplayan Başbakan Davutoğlu, "Bugün buradan çıkıp beyanname ekibimle çalışacağız, açıkladığımda göreceksiniz, hepsi olacak" dedi.
Terör örgütünün dış irtibatlarını koruduğunu belirten Davutoğlu, bu 2013'te çözüm süreci bağlamında atılan adımlardan 'silah baron ve tüccarlarının' rahatsız olduğunu ifade etti. Bunların hedeflerinin ne olduğunun bilindiğini anlatan Davutoğlu, kimsenin Türkiye'de demokrasi söylemi içinde vakalarını örtmeye kalkmaması gerektiğini ifade etti.
"Çözüm süreci barışa yol açmış olsaydı, silahlı gruplar Türkiye'yi terk etmiş olsaydı Ortadoğu bölgesine güzel bir örnek göstermiş olacaktık. Birileri bundan rahatsız oldu" diyen Davutoğlu, "Bölücü terör örgütü ve onun bileşenleri böyle bir yola girmek yerine, demokratik yöntemlerle meseleyi çözmek yerine Suriye'deki meseleyi tercih ettiler. Sanki Türkiye'de, Ankara'da Esad, Baas benzeri bir yapılanma varmış da demokrasi yokmuş gibi Türkiye'de bir etki alanı kurmaya yöneldiler" dedi.

"KANDİL'LE KİMSE GÖRÜŞMEDİ"
Suriye'deki krizi Türkiye'ye ihtas etmek isteyen uluslararası çevrelerin olduğunu anlatan Davutoğlu, "HDP'nin burada misyonu açık söylüyorum, biz onları muhatap aldık. İmralı ile istihbarat görüştü ve Kandil'le kimse görüşmedi ve HDP'liler görüştü. Doğru yöntemle bu vizyon içinde yürüselerdi başarılı hareket olarak bugün başka yerlerde olurlardı. HDP'nin yaptığı her açıklamaya Kandil tarafından tepki verildi" diye konuştu.

MÜLTECİ SORUNU
Mültecilerin durumunu değerlendiren Davutoğlu, şu anda Türkiye'nin dünyada en çok mülteci barındıran ülke olduğuna dikkati çekti. Uluslararası camianın mülteci sorununa kayıtsız kaldığına işaret eden Davutoğlu, "Mülteciler konusunda ölmeyip de Türkiye'ye gelenler de Türkiye bakıyor zaten bırakalım baksınlar, olayın kartopu gibi büyümekte olduğunu göremediler. Vicdanları da bunu okumadı. Son dönemde bir çözüm arayışı başladı, bu olumlu. Üç şeyi çözmek lazım, birincisi mülteci akınını önlemek lazım. İkincisi var olan mültecileri beraber nasıl yöneteceğimizi düşünmemiz lazım. Üçüncüsü inşallah Suriye'de çözüm sürecine girilecekse bu mültecilerin nasıl gönderileceğine ilişkin bir çalışma yapmak lazım" açıklamasında bulundu.


BM Genel Kurul Toplantısı'ndaki konuşmasının ana odağının mülteci sorunu olacağını anlatan Davutoğlu, Ekim ayında Türkiye'de yapılacak uluslararası zirvede mültecilerle ilgili özel bir oturumun yapılacağını ifade etti. Davutoğlu, Edirne Valisini arayarak gerekli ihtiyaçların karşılanması konusunda gerekli talimatları verdiğini de söyledi.


Rusya'nın Suriye'ye desteğinin eskiden bu yana sürdürdüğüne işaret eden Davutoğlu, "Çok tehlikeli bir durum. İnşallah, Rusya bu anlamda gerilimi tırmandırıcı rol ve yöntem üzerinde ısrar etmez. Bu tehlikeli tırmanışın en önemli sorumlusu sorunun derinleşmesine sebep olan Esad'dır, hem de karşılıklı güç dengelerinin oyunu haline Suriye'yi getiren uluslararası toplumdur" dedi.


Çevre ve gürültü kirliliğinin önüne geçilmesi için tüm partilere çağrıda bulunmasına ilişkin Davutoğlu, "Ana muhalefet partisinin bunu kabul etmesi önemli. CHP'ye bu çağrımıza karşılık verdiği için teşekkür ediyorum" diye konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ARŞİV ARAMA
Bursa Gazete Manşetleri
PUAN DURUMU TÜMÜ
TAKIMOPuanAV.
1Galatasaray3799+64
2Fenerbahçe3796+62
3Trabzonspor3764+17
4Başakşehir FK3758+10
5Beşiktaş3756+6
6Kasımpaşa3753-4
7Alanyaspor3751+3
8Sivasspor3751-8
9Çaykur Rizespor3750-8
10Antalyaspor3748-5
11Adana Demirspor3744-3
12Samsunspor3743-8
13Kayserispor3742-12
14Gaziantep FK3741-8
15Konyaspor3741-11
16MKE Ankaragücü3740-4
17Hatayspor3738-9
18Fatih Karagümrük3737-5
19Pendikspor3737-30
20İstanbulspor3716-47