İstanbul Üniversitesi tarafından Rektörlük Binası’nda “Anadolu Tarih ve Kültür Birliği Buluşmaları” kapsamında program düzenlendi. Programda Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy bir konuşma gerçekleştirdi. Ersoy, “Sizlerle ilgili dile getirdiğimiz her daim düşüncemiz, inancımız bu ülkenin geleceği olduğunuzdur. Ancak bu inancı ve düşünceyi gerçek kılmak sadece bizlerin desteğiyle mümkün değildir. Bu milletin geleceği olmak istiyorsanız, sizin de sorumluluk almanız ve kendinizi donatmanız gerekiyor. Tarih bilgisi ve bilinci bu noktada sahip olmanız gereken en önemli değerlerinizden biridir. Okuduğunuz bölüm meslek olarak seçtiğiniz alan ne olursa olsun milli tarihinize ve kültürünüze sahip çıkmak sizlerin sorumluluğudur. Çünkü bu değerler toplumu bir arada tutan bağdır. Bunu koruyamadığınızda ortaya çıkan sonuçları çok geriye gitmeyin. Sadece 1990’ların başından başlayarak Avrupanın göbeğinden Ortadoğu’ya bazı ülkelerin yaşadığı süreçleri incelememiz yeterli olacaktır. Anadolu medeniyetinin başladığı topraklar, tarihin en büyük kültürlerinin doğuşuna ve gelişimine ev sahipliği yapmıştır. Ayrıca geride derin izler bırakarak tarihe karışmalarına da tanıklık etmiştir. Binlerce yılda oluşan medeniyet ve kültürün değerini bilen ve kendi kültür ve medeniyetiyle harmanlayarak muazzam bir zenginliğe ulaştıran ise Türk milleti olmuştur. Bu kucaklayıcı bakış açısındandır ki Anadolu’nun en uzun soluklu ev sahibi bizler olduk. Etkinliğimizin ismi olarak kullandığımız Anadolu Tarih ve Kültür Birliğimizi 1970’de başlayarak adım adım inşa eden bu millettir. İnsani değerlerin üzerinde köklü devlet anlayışından gelen bilgi ve birikimiyle o kadar sağlam inşa etmiştir ki yıpratılması ve yıkılması mümkün olmamıştır.
“ÜLKEMİZ ÜZERİNDE OYNANAN OYUNLARIN KARŞISINDA DURABİLECEK İKİNCİ BİR ÜLKE YOKTUR”
Bakan Ersoy, “Milli mücadelenin üzerinden bir asır geçmiş olsa da, hala ondan alacağımız dersler var. Ülkemiz üzerinde etnik ayrımcılık ve toplumsal çatışma ekseninde oynanan oyunlar o denli uzun süredir ve yoğundur ki çok açık ve net söylüyorum; bunun karşısında durabilecek ikinci bir ülke, medeniyet ve millet yoktur. İşte Milli Mücadele birliğimizin, beraberliğimizin ne denli güçlü olduğunu böyle olduğu içinde çok büyük zorlukları aşabildiğimizi göstermesi açısından tarihimizin dönüm noktalarından birisidir. Milli Mücadeleyi incelerken, dikkat etmemiz gereken diğer bir husus ise yaşananları bir bütün halinde ele almaktır. Özgürlüğümüzü savunduk, vatanımızı milletimizi koruduk zafer kazandık işin belki de kırılma noktası buradadır. Sonuç ile yetinmek tarih söz konusu olduğunda büyük bir hatadır. Tarih bir bütün olarak o sonuca giden süreci ve bu sürece giden aktörlerini de inceleyen bir birimdir. Sadece zaferleri değil, mücadele, taraflara ve kişiler odaklanmamız gerekiyor. Bunu yaparsak ilham ve güç alacağımız hayatları, olay ve rehberleri, liderleri görürüz. Bu olduğunda da birliğimizi bozmak ve toplumsal çatışma için çalışanların bütün çabaları hüsran ile sonuçlanır” diye konuştu. (Doğan Can Cesur - Yunus Emre Şeker/İHA)