Mardinli şef dünya sıralamasında

Mardinli şef olarak bu yıl ikinci kez dünyanın en iyi 10 şefi arasına girmeyi başaran sosyal girişimci Ebru Baybara Demir, Mardinli çiftçi ve üreten kadınlar ile birlikte hazırladığı proje ile şefler arasında dünya birinciliği için yarışıyor. ’Basque Culinary World Prize’da 170 şef arasında yarışan Demir, Mardinli ve mülteci kadınlar ile birlikte ödülü Türkiye’ye kazandırmayı hedefliyor. 24 Temmuz’da birinciliğin açıklanacağı yarışmada gösterdikleri başarıyı değerlendiren Demir, dünyada gıda kaynaklarının hızla tükendiğini ve bunun büyük bir sorunu beraberinde getireceğini ifade ederek, "Bask Dünya Aşçılık Ödülleri yaptığı işi sosyal toplumsal faydaya dönüştüren şefleri ödüllendiriyor. Biz bu yarışmaya aday olamıyoruz, aday gösteriliyoruz. Ben iki kere aday gösterildim ve Türkiye olarak uluslararası yarışmada aday olarak dünyada ilk 10’un içine girdik. Bu sene 170 şef arasından ilk ondayız. 24 Temmuz’da birinci açıklanacak. Umarım bu ödülü Türkiye’ye getirebiliriz” dedi. 224 KADIN İSTİHDAM EDİLDİ İyi bir tabağın önemli olmadığını, lezzetli bir yemek yapmanın değil, o tabağı yapabilecek insanları bir araya getirmenin önemli olduğunu belirten Demir, “Bunu çiftçisinden başlayıp, o sürece yemeğe getiren ne kadar insan varsa ve toplumsal fayda sağlayabiliyorsak bu başarı bununla alakalı. Biz topraktan tabağa projemizle aslında bu yarışmaya girdik. Geçtiğimiz yıl Harran Üniversitesi Gastronomi Okulu Projesi’nde 160 kişiye verdiğimiz eğitimle bu projeyle aday gösterildik. Bu seneki projemiz daha kapsamlı daha büyük. Bu projede 224 kadın istihdam edildi. Birçok konuda destek oluyoruz. Toprakla başlayıp mutfakla devam ediyor. Kadın çiftçilerle çalıyoruz. Bu konuda aday gösterilerek onure edildiğim ve edildiğimiz için de çok mutluyum” diye konuştu. GASTRONOMİ ESTİTÜSÜ KURMAK İSTİYOR Gastronomi Enstitüsü kurmak istediğini belirten Demir, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Böyle bir hayalim vardı. Çalışmalara başlamıştık. Bunu maddi destek sağlayacak bir proje daha var. Derik’te zeytin ağaçlarımız var ve bu ağaçlar hem eski hem de yaşlılar ve yeni ağaç üretilmiyor. Bunun için sera kurulumuna ihtiyacımız var. Şu anda bu projeden gelecek olan parayı Gastronomi Enstitüsü ve Derik ağaçlarını tekrardan kazandırması ile ilgili iki projede kullanmak hedefindeyiz. Bu parayı topluma faydaya dönüştürmemiz önemli. Bu parayı kendimize değil sadece topluma fayda olacak şekilde kullanıyoruz. İkisinin de Mardin’e ve Türkiye’ye hayırlı olabileceğini düşünüyorum”. (Beril Solmuşgül /İHA)