Bülent Ecevit Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Nuray Atasoy, depresyonun tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu belirterek, "Ancak depresyon hastalarının sadece 3’de 1’i doktora başvuruyor. Pek çok insan tedavi olmadan depresyonla hayatlarının bir döneminde yaşıyorlar" dedi.
Prof. Dr. Nuray Atasoy, depresyonun insan hayatının bir bölümünde görülebilme olasılığının yüzde 25’lere kadar çıktığını söyledi. Ergenlik döneminden itibaren hayatın bir bölümünde depresyon ile karşı karşıya kalınabileceğini ifade eden Prof. Dr. Atasoy, Dünya Sağlık Örgütü’nün araştırmasına göre depresyonun 2020’de iş gücü kaybına neden olan hastalıklar arasında 3’üncü sıraya yükseleceğinin görüldüğünü kaydetti. Depresyon hastalarının doktora başvurmasında sıkıntı yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Atasoy, şöyle konuştu: "Depresyon hastalarının sadece 3’de 1’i doktora başvuruyor. Bunlarında sadece yarısı uygun sürede ve uygun dozlarda tedavi alabiliyor. Yani pek çok insan tedavi olmadan depresyonla hayatlarının bir döneminde yaşıyorlar. Bu da tabii ciddi bir kayba yol açıyor. Ekonomik sorunlar, işsizlik, yalnızlık, göçmen olmak, sosyal desteğin az olması, kötü yaşam koşullarında yaşamak bunların hepsi depresyon için hem de diğer ruhsal hastalıklar için risk etkenleri. Depresyon tedavi edilebilir hastalık. Bu nedenle depresyonu olan kişilerin mutlaka doktora gitmeleri lazım." Depresyon tedavi edilmediğinde kişinin intihara kadar sürüklenebileceğine işaret eden Prof. Dr. Atasoy, "Bu hastalığın bir grubu intihar ile ölebiliyor. Depresyonun tedavisi aynı zamanda hayat kurtarıyor" dedi.
Depresyonun çocukluk çağlarında da başlayabileceğini belirten Prof. Dr. Atasoy, "Sınavlarla ilgili ağır stres depresyonu daha fazla tetikleyebiliyor. Belli bir yaştan sonra emeklilik, işlevsellik kaybı, ailede kayıpların olması gibi etkenler de depresyon için risk oluşturuyor. Kadınlarda erkeklerden iki katı depresyon görülebiliyor. Türkiye’de de dünyada da kadınlar çok daha fazla stres altında yaşıyorlar. Daha az ekonomik güce sahipler. Aile içi şiddet çok yaygın. Sözel şiddet, duygusal şiddet, fiziksel ve cinsel şiddet oldukça yaygın. Bunlar da kadınlardaki depresyon etkisini çok daha fazla arttırabiliyor" diye konuştu.