Genellikle bahar aylarında hissedilmeye başlanan ruhsal ve bedensel değişimlerin bahar yorgunluğu olarak adlandırıldığını kaydeden Kula Toplum Sağlığı Merkezi Başkanı Dr. Aslı Aybüke Ayyıldız, nisan yada mayıs aylarında başlayan ruhsal değişim sürecinin bu yıl uzun sürdüğünü dile getirdi. Havadaki pozitif ve negatif yüklü iyon değişikliklerinin insan biyoritmini de etkilediğini söyleyen Dr. Ayyıldız, "Pozitif iyonlar insanı daha dinç hissettirirken negatif iyonlar gündelik işleri yaparken daha isteksiz, gün içinde daha yorgun, yataktan kalkmak istememe durumlarına neden olabiliyor. Ayrıca, bahar aylarında, aslında vücudumuzun daha aktif olmasını sağlayacak hormonlar salgılanmasına karşın, eğer ortada vitamin eksikliği, beslenme bozukluğu varsa vücut bu değişikliklere uyum sağlayamıyor ve yorgunluk hissi artıyor. Genel olarak normal karşılanan bu yorgunluk hali uzun süre devam ederse, kişinin gündelik işlevlerini bozuyorsa, çalışma performansını olumsuz etkiliyorsa, bu durumu bahar yorgunluğu diye geçiştirmeyip bir hekime danışmak zorunluluk haline geliyor" diye konuştu.
YORGUNLUKTAN KORUNMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ? Ayyıldız, yorgunluk halinin giderilmesinde doğru beslenmenin büyük önem taşıdığını belirterek "Vücudun çok hafif düzeyde susuz kalması dahi metabolizmayı yavaşlatır. Aksi belirtilmedikçe bol su içmek, ağır yağlı yiyeceklerden uzak durmak, çay ve kahve tüketimini azaltmak, bitki çaylarını tercih etmek, karbonhidrat alımı için taze meyve sebze tüketilmesi, özellikle B ve C vitaminleri, potasyum ve çinko içeren besinlerin alımı önemlidir. Yine düzenli aralıklarla yapılacak uygun egzersizler, tempolu yürüyüşler, aktif bir yaşam tarzı benimsemek, bu dönemdeki yorgunluk şikayetlerinin azalmasında faydalı olacaktır" dedi.