Yılmaz, “Bu nedenle, zamanında yapılacak yıllık rutin kulak burun boğaz muayeneleri, sorunun erken teşhis edilmesini, çözüm yollarının daha kolay olmasını, böylece toplum içerisinde daha katılımcı, kendine güvenli bireyler olmasını sağlamaktadır” dedi.
Dr. Ahmet Yılmaz, özellikle 2-3 yaşlarının gelişmenin büyük ölçüde tamamlandığı, işitme ve konuşma fonksiyonunun değerlendirildiği dönemler olduğunu vurguladı. İşitme kaybının bu dönemde teşhis edilip müdahale edilmesi, çocuğun işitme ve konuşma engelli bir birey olmaktan çıkıp topluma normal bir birey olarak kazandırılmasının sağlanması gerektiğine işaret eden Yılmaz, erken dönemde tespit edilemeyen işitme kaybının çocuğun konuşma ve dil gelişimini olumsuz yönde etkilediğini ve düzeltilmesi oldukça zor olan problemlere yol açabildiğini ifade etti.
Yılmaz, şu bilgileri verdi:
“Özellikle tüm çocukların yenidoğan ve okul öncesi dönemde, işitme testi ile değerlendirilip işitme kaybı, kulak tıkacı veya kulakta sıvı birikmesi gibi rahatsızlıkların basit medikal veya cerrahi uygulamalar ile düzeltilebilir, bu sorunların erken tanısı ile ileride gelişebilecek kalıcı işitme kaybı ve konuşma bozukluklarının önüne geçilebilir. Bu tip basit test ve muayeneler yapıldığı halde konuşulanları sıklıkla tekrar ettirmek, televizyon sesini çok açmak, telefon konuşmalarının anlaşılmasında zorlanmak, işitmede güçlük çekmek, karşısındakinin söylediğini yanlış anlamak, kulaklarda çınlama ve uğultu gibi şikayetler varsa mutlaka kulak burun boğaz hekimine başvurulması gereklidir.”
(Metin Akyürek/İHA)
