Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Katar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdülrahman bin Casim El Thani ile bir araya gelerek ortak bir basın açıklaması düzenledi. Bakan Çavuşoğlu, siyasi ilişkileri mükemmel olan Katar ve Türkiye'nin her alanda birbirini destekleyen iki kardeş olduğunu kaydederek, ''İkili ticaret hacmimiz artıyor. Geçen sene bir önceki seneye göre artarak 1,5 milyar dolara ulaştı. Savunma sanayi olmak üzere birçok alanda iş birliğimizi güçlendiriyoruz'' ifadelerini kullandı.
''Trablus'a yönelik askeri harekattan büyük bir endişe duyuyoruz''
Katar'la Türkiye'nin bölgesel konularda da yakın bir iş birliği içerisinde olduğunu belirten Bakan Çavuşoğlu, ''Libya’daki son askeri tırmanmayı ele aldık. Trablus'a yönelik askeri harekattan büyük bir endişe duyuyoruz. Biz ulusal mutabakat hükümetini tanıyoruz ve destekliyoruz. Şu anda Trablus'a yönelik saldırıları durdurmak için Birleşmiş Milletler ve uluslararası camianın çabalarını destekliyoruz. Bu şekilde güç elde etmeye çalışmak Libya’nın geleceği için çok risklidir. Birliği ve beraberliği sağlanmalıdır. Bunun yanında Afganistan’daki son durumu değerlendirme fırsatı da bulduk. Katar'a Afganistan’da bir uzlaşı için gösterdikleri çabalarından dolayı teşekkür ediyorum. Bizim de gayemiz Afganistan’ın istikrarı ve barışıdır” şeklinde konuştu.
''Filistin davası bizim ortak davamızdır ve birlikte sahip çıkıyoruz''
Bakan Çavuşoğlu, Filistin'de yaşanan gelişmelere dair de görüştüklerini vurgulayarak, özellikle Filistin’de iki taraf arasında uzlaşı için yoğun çaba sarf ettiklerinin altını çizdi. Filistin'de barışın sağlanmasını amaçladıklarını dile getiren Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
''Amacımız Filistinli kardeşlerimiz arasında birliğin sağlanmasıdır. Filistin davası bizim ortak davamızdır ve birlikte sahip çıkıyoruz. Sadece bu konular değil Suriye başta olmak üzere birçok konuda görüş alışverişinde bulunduk.''
Katar Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Şeyh Muhammed bin Abdülrahman bin Casim El Thani ise, Türkiye ve Katar arasında stratejik iş birliği olduğunu kaydederek, ''Pek çok bölgesel meseleler ve özellikle İslam alemiyle ilgili konularla ilgili görüştük. Türkiye’nin İslam alemindeki rolünü daha güçlü bir şekilde istiyoruz. Bu meseleyi görüşürken özellikle Libya’daki gelişmeleri ele aldık ve meşru olmayan tarafı ele aldık. Hafter, Trablus’a yönelik saldırı düzenlemekte, bunları ele aldık. Bununla ilgili diğer ülkeleri de uluslararası kanunlara aykırı saldırıları durdurmak için herkesi çaba sarf etmeye davet ediyoruz ve biz de Türkiye’yle birlikte bunları durdurmak için çaba sarf ediyoruz'' değerlendirmelerinde bulundu.
''ABD bugün kendi terör listesinde olan PKK’yla ve PKK'nın Suriye koluyla iş birliği yapıyor''
Bir gazetecinin ''ABD'nin İran Ordusunu terörist ilan etmesi bölgeyi nasıl etkiler?'' sorusuna Çavuşoğlu, “ABD tek taraflı kararla İran'a yaptırım kararları aldı ve tüm dünyaya bu kararları uygulaması için baskı yapıyor. Şimdi de İran resmi ordusunu terör örgütü olarak ilan etti. Bu gerçekten anlaşılır bir durum değil. ABD bugün kendi terör listesinde olan PKK’yla ve PKK'nın Suriye koluyla iş birliği yapıyor. Biz Suriye’de devrim muhafızlarının yaptıklarını desteklemiyoruz, hatta karşı da çıktık ama sahadaki gelişmeleri geçmişten bu yana kabul etmediğimizi açıkça söyledik. Bu bir ülkenin ordusunu terör örgütü ilan etmeyi gerektirmez. Bu tür kararlar bölgede istikrarsızlığa yol açar. Bu bölgedeki krizleri ilk göğüsleyen ülke olarak, bu kararı ABD’li mevkidaşlarımıza iletiyoruz. Bu kararı doğru bulmuyoruz'' yanıtını verdi.
''Libya’da askeri bir yöntemle çözüm aramak Libya’ya ve Libyalılara felaket getirir''
Bakan Çavuşoğlu, Libya’da gerilen hatlar karşısında Batıdan gelen tepkilerin yeterli olup olmadığına ilişkin soru üzerine, ''Biz Trablus’a yönelik ve uluslararası camianın meşru olarak tanıdığı ulusal mutabakat hükümetine yönelik bu askeri saldırıyı doğru bulmuyoruz ve bir an önce bunun durdurulması gerekiyor. Libya’da askeri bir yöntemle çözüm aramak Libya’ya ve Libyalılara felaket getirir. Bundan sadece bu saldırıyı düzenleyenler sorumlu olmaz, saldırıyı destekleyenler de sorumlu olur. Tıpkı Yemen’de birçok sivilin yanlış bombalamada, açlıktan ve salgın hastalıktan ölümlerinden sorumlu oldukları gibi. Uluslararası camianın bu konuda samimi olması gerekiyor. Biz de başından beri uluslararası platforma çaba sarf ediyoruz. Bu konuda Amerika’yla temasımız devam edecek. Yarın Fransa Dışişleri Bakanıyla görüşeceğiz. Sadece açıklama yapmak yetmez bu saldırıları durdurmak için çaba sarf etmemiz lazım'' şeklinde konuştu.
