CHP’nin verdiği, Basın İlan Kurumu bünyesinde bir denetleme kurulu oluşturulmasına dair kanun teklifi nedeniyle genel kurulda bir konuşma yapan Ceyhun İrgil, TÜİK verilerine göre 2015 yılında 12 gazeteden birinin kapandığını, tirajlarda bir önceki yıla göre yüzde 6 civarında düşüş olduğuna dikkat çekerek, yerel basının ayakta kalmaya çalıştığını ifade etti.
CHP’li İrgil şunları söyledi:
“İnsanların yaşadıkları bölgeyle ilgili her konuyu gündeme taşımak ve sorunların aşılması noktasında önemli bir işleve sahip olan yerel basın, bu işlevini yerine getirmeye çalışırken yerel yönetimlerle de arasını iyi tutmak zorunda. Zorunda, çünkü pahalı baskı peşi sıra mali sorunları beraberinde getirmekte, ilanların kesilmesi korkusu yerel basının en önemli otosansür nedeni haline gelmekte.”
HANGİSİ GAZETECİLİK?
Basın ilan kurumundan yerel basına daha fazla ilan desteği isteyen İrgil, Türkiye’deki basın özgürlüğü kavramına da değinerek şöyle devam etti:
“Hükümet, basın özgürlüğünün olduğuna 15 yıldır hiç olmadığı kadar emin! Muhalefet olarak biz de; adalet ve yargı bağımsızlığının olmadığından, insan haklarının ihlal edildiğinden, OHAL’in fırsatçılığa dönüştürüldüğünden ne kadar eminsek 15 yıldır hiç olmadığımız kadar eminiz ki; Türkiye’de basın özgürlüğü yok! Şu soruları da dile getirmek isterim: Muhalif gazetecilik adı altında kendisine ‘muhalif gazeteci’ diyenlerin tümü, milli güvenliğe tehdit oluşturduğu tespit edilen terör örgütlerine ‘aidiyet’, ‘iltisak’ veya ‘irtibat’ içinde midir? Yandaş olarak nitelenen, iktidar uygulamalarını asla eleştirmeyen/eleştiremeyen basın-yayın organlarının yaptığı mı gazeteciliktir? Yoksa gazetecilik kisvesi altında başka faaliyetler mi yürütmektedir? İktidar, basın özgürlüğü var, derken, neden muhalif gazeteciler ve dünya basın örgütleri Türkiye’de basın özgürlüğü yok, demektedir? Siyasiler, gazetecilik faaliyeti ve meslek etiğini gazetecilerden daha mı iyi bilmektedir?”
