Mesut DEMİR/BURSA.COM
Bursa.com’da Bahar Görgün’ün sunduğu Eğitimin Öncüleri programına konuk olan Yedi Renkli Çınar Okulları Kurucusu İbrahim Güler, eğitim öğretim hakkında önemli açıklamalar yaptı. Güler, bu yıl Kurban Bayramı’nın yaz tatil ile birleşmesinden dolayı okul kayıtlarında bir kargaşalık yaşandığını ifade ederek, “Okullar kapandıktan 107 gün sonra çocuklarımızla buluşma imkanına kavuştuk” dedi.
ÇOCUK KİMİ ROL MODEL ALIR?
Okulun hem öğrenci hm de aile için önemli olduğuna vurgu yapan Güler, “Aileler çocuğunu hangi okula vermek konusunda bazen kararsız kalabiliyor. Birinci sınıfa başlayan çocuk, sekizinci sınıf öğrencileri ne yapıyorsa onu yapacak. Her okulun bir felsefesi ve rol modeli var. Çocuk otomatik olarak farkına varmadan o rol modeli alıyor. Deriyi sökebilirsiniz ama o rol modeli almak daha da zorlaşıyor. Çünkü ergenlik dönemine geçtikten sonra bazı şeyleri değiştirmek daha da zorlaşıyor” diye konuştu.
Çocuğun birinci sınıfta öğretmeni rol model olarak aldığına dikkat çeken Güler, “Öğrenci birinci sınıfta aldığı rol model işini ergenlik dönemine girdiğinde arkadaşıyla yeni bir safhaya geçiyor. Bu nedenle sekizinci sınıfa geldiğinde arkadaşlar daha fazla etkilemeye başlıyor. Bu yüzden bir okulu tercih ederken sadece akademik olarak değil, o okulun iklimini, kokusunu ve bu kokudan ben memnun kalacak mıyım? Nasıl bir çocuk yetiştirmek istiyorum? Bu okulun mezunları nerelere gidiyor? Bunlara bakarak çocuğu hangi okula vereceğimize karar vermeliyiz. Okul çıkışları da çok önemli. Ders ortamında otoriter bir öğretmen dersi işler ama okul çıkışı ve teneffüslerde durum farklıdır. Okul çıkışında öğrencilerin halleri sizin hoşunuza gidiyorsa o okulu tercih edin” ifadelerini kullandı.
BİLGİNİN HEM AKLI HEM DE AHLAKI ÖĞRETİLMELİ
Bilginin hem aklı hem de ahlakı olduğu dile getiren Yedi Renkli Çınar Okulları Kurucusu İbrahim Güler, “Biz bilginin hem aklını hem de ahlakını öğretmeyi hedefliyoruz. Çocuklarımız kendi dünyalarında bilginin aklına her an ulaşabilir. İnternette bilginin istediğiniz şekline ulaşabilirsiniz. İnternetten bilginin ahlakına ulaşamazsınız. Ahlak öğretmenlerden, rol modellerden alınır. Ahlak görerek ve yaşayarak alınır. Ahlak anlatılmaz. Bir mühendis düşünün, bilginin aklını çok iyi öğrenmiştir ama bankaların içini boşaltan bir hackerdir. Fakat o çaldığının hırsızlık ve ahlaksızlık olduğunu ahlak ile öğrenebilir. O yüzden biz çocuklar eğitirken doğruları almaları gerektiğini her zaman söylüyoruz. Benim çocuklarım derslerdeki eğitimin yanı sıra büyükleriyle ve küçükleriyle nasıl iletişim kuracağını öğrenmesi gerekiyor” dedi.
ÇOCUKLARIN BAŞINI AKILLI TELEFONLAR EĞDİRİYOR!
Öğrencilik yıllarında akşam namazından sonra öğrencilerin uykuya teslim olduklarını ancak şimdiki neslin gece 12’den önce yatmadıklarını ifade eden Güler, “Gece 12 ya da 1’de yatıp sabah 7’de kalkan öğrenciler var. 5’tte okuldan gelen öğrenci 12de yattığını düşünürsek 7 saat evde ne yapar? Televizyon izler, internete bağlıysa internette kendince birşeyler araştırır. Oyun oynar ya da telefonu varsa telefonuyla vakit geçirir. Eskiden insanların mahcubiyetten başı öne eğilirdi, şimdi akıllı telefonlardan dolayı başları öne eğiliyor. Bu nedenle teknolojiyi çocuğun dünyasında nereye koymayı becerebilirsek ödevler de anlamını o zaman bulur. Çocuğun evde geçirdiği 7 saatlik zaman diliminin en az 2 saatinde ödevlerinin muhakkak olması gerekiyor ve bu ödevler okul tarafından denetlenmesi gerekiyor. Eğer ödevi olursa anne-baba, ‘evladım televizyonu kapat, ödevini yap’ deme hakkına sahip oluyor” şeklinde konuştu.
