USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

SOYGUN VAR ! 

08-01-2023
Ekonomik krizi fırsat bilip halkı soyan işletmelere karşı halkın reaksiyon vermesi şart. 

Ağırlıklı olarak gıda sektöründeki abartılı fiyatlardan bahsedeceğim; ancak oraya gelmeden ülkeyi yönetenlere seslenmek istiyorum. 

Öncelikle mevcut ekonomik krizin sebebi sizsiniz. Hiç başka adresler falan göstermeyin. 

Pandemi başta olmak üzere çeşitli sebeplerle dünyada fiyat artışları oldu; ancak bu artışların ortalama %35 olduğu rakamlarla ekonomi kaynakları tarafından ortaya kondu.  

Biz de ise bu artışlar %300lere dayandı. Türk Lirası’nın rekor seviyede değer kaybetmesi de buna etkendi evet; ama onun da sebebi sizsiniz. 

Ev araba fiyatları ulaşılamaz boyutlara ulaştı. Sıradan apartman daireleri, iki yıl öncesinin havuzlu villa fiyatlarına, ikinci el yerli arabalar yine iki yıl öncesinin Cip fiyatlarına çıktı.

Orta gelir grubuna ait semtlerde sıradan ev kiraları asgari ücreti geçti.

Özel okul ücretlerine bakınca derslere Einstein, Nicola Tesla falan giriyor herhalde diyorsunuz !

Aracımıza koruma tutsak, sigorta ve kasko ücretlerinden daha ucuza gelir ! 

Buna rağmen vergilere- harçlara zam yapıyorsunuz ! “Halk ekonomik olarak darboğazda bunun sebebi de biziz, vergilere, harçlara zam yapmamamız lazım” diyebilen yani milleti düşünen biri çıkmadı mı içinizde merak ediyorum ! 

O da yetmezmiş gibi araç muayenesi, noter ücretleri gibi “Uyduruk ve zaten abartılı olan” ücretlere de %122 zam yapılmasına müsaade ediyorsunuz. 

Topu topu 10 dakikalık bir araç muayenesi için vatandaştan 1350 Lira alınmasına nasıl müsaade edebiliyorsunuz? 

Alt tarafı bir kâğıt parçası veren noterlerin, o kâğıt parçası için vatandaştan 1000 lira almasına nasıl müsaade edebiliyorsunuz? 

Peki ya siz, 100 Lira maliyeti bile olmayan bir pasaporttan 4000 lira almayı nasıl içinize sindirebiliyorsunuz?

Bu hizmetleri devlet olarak vatandaşa vermek zorundayken, fahiş paralar almak nedir?

Gidin dünyadaki diğer pasaport ücretlerine bir bakın. 

Sonra gidip marketleri basıyorsunuz ! Eyvallah onu da yapın. Marketler de abarttı tamam. 

Madem “enflasyonu düşüreceğiz” sözünü veriyorsunuz, buna önce kendi yaptığınız zamlardan başlayın. 

Bakın işte o zamları fırsat bilenler halkı soyup soğana çeviriyor. 

İşte pahalılığın baş sebeplerinden biri olan ‘Kiralar’ aldı başını gitti. 

Zaten ederinin 3 katı fazla kira alan mülk sahipleri enflasyonu bahane edip “Biz niye zarar edelim?” diyerek kiralara 3-5 kat zam yapmaya başladılar.  

Bir kişi de çıkıp "siz zaten fazla kiralar" alıyordunuz diyemiyor. 

Geçenlerde gördük İstiklal Caddesinde 50 metre dükkanından kira 45 bin lira alan mülk sahibi kirayı 195 bin liraya yükseltmiş. Orada 150 yıldır faaliyet gösteren pastane de kapısına kilidi vurmuş.  

Arkadaş bir işletmenin 50 metrekare bin dükkâna 195 bin lira kira ödeyebilmesi için  'Dünyanın en eski mesleği' ! Üzerine faaliyet göstermesi lazım ! Onu yapamıyorsa bile altın, elmas falan satması lazım ! 

Mülk sahibi misiniz, dükkânın büyük ortağı mı, hayırdır ! 

Ülkeyi yönetenlerin öncelikle bu ‘Kira Terörüne’ dur demesi şart. 

Zira kiralar ne kadar artarsa vatandaşa da o kadar yansıyor. 

En başta da gıda sektöründe bunu yaşıyoruz. 

Bu arada gıda sektöründeki giderlerin tümüne vakıf olduğumu vurgulamak istiyorum. 

Zira uzun bir süre o sektörde işletmecilik yaptım. 

Dolayısıyla içinde bulunduğumuz ekonomide birçok işletmenin abartılı rakamlar uyguladığını görebiliyorum. 

Zaten arada kalan tek tük dürüst işletmeler de normal fiyat politikalarıyla kazıkçı işletmeleri foyalarını ortaya çıkarıyor. 

Sosyetenin gittiği 380 Lira'ya çorba, 2 bin Lira'ya bonfile satan işletmelerdeki fiyatlara itirazım yok. 

Oraya giden bilerek gidiyor. Benim itirazım orta ve alt gelir grubunun gittiği işletmelerdeki yüksek fiyatlara.  

Bakın 2,5 ay kadar önce kısa bir Avrupa turu yaptım. Gittiğim yerler arasında pahalılığı ile ünlü Viyana’da vardı.  

Yiyecek sektöründeki fiyatların Türkiye’nin 1,5-2 katı olduğunu net olarak gördüm. 

Hem öyle bizdeki gibi sandviçin içine iki yaprak döner de koymuyorlar. 

Tıka basa dolduruyorlar. Hatta Viyana’daki bir Türk dönercisine “ Abi o ne öyle komple döneri koysaydın” diye takılmıştım.

Kısacası porsiyon miktarına ve alınan ücrete bakınca aslında ülkemizle aynı parayı aldıklarını söyleyebiliriz. 

Adamların parası bizden 20 kat daha değerli, asgari ücretleri 5-6 kat daha fazla; ama neredeyse döneri, pizzayı, makarnayı, deniz ürünlerini, fastfoodu, et yemeklerini, bize yakın fiyatlara yiyorlar. 

Tekstil sektörü ise daha da ucuz. Türkiye’de 300-400 Liraya satılan Made ın Turkey etiketli ürünler Avrupa’da 200-250 Lira civarı. 

Biz yine gıda sektörüne dönelim... 

Dışarıda yemeğe çıkmak resmen lüks oldu.

Ülkemizde hem fiyatları abartılı bir şekilde artırıyorlar hem de porsiyonları küçültüyorlar. 

Lokantalar tatlı tabağında yemek servisi yapar oldu. Ama buna karşın fiyatlar kallavi ! 

Değerli işletmeciler… 

Bir küçük bardak çay 15-20 lira olmaz ! 

Bir bardak kahve 30-40 lira olmaz ! 

Bir çorba 60 lira olmaz ! 

İçine 40 gram et koyduğunuz sözde et yemeği 100 lira olmaz.

Esnaf lokantasında kuru-pilav 80-90 lira olmaz ! 

Bir lahmacun 50 lira olmaz ! 

Bir simidin içine iki peynir koyup 60 liraya satılmaz ! 

Ancak bir çocuğun doyabileceği miktardaki döner kebap 200 lira olmaz ! 

Bir hamburger 105 lira olmaz ! 

Örnekler artırılabilir.

Bunları daha yüksek fiyatlara satanlar da var.  

Az da olsa olması gereken ücreti alanlar da var.  

PEKİ NE YAPILMALI? 

Tüm zamlar birbirini tetikliyor. 

Yukarıda ifade ettiğim gibi en başta devletin vergi, harç, yol-köprü gibi ücretlerdeki zamları geri alması ve kesinlikle en az birkaç yıl artırmaması gerekiyor. 

Aynı şekilde araç muayenesi- noter ücretlerine yapılan zamlar da iptal edilmeli. 

Market denetimlerine de devam etmeliler. 

HALKA BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR

Gıda sektöründe ise en büyük iş halka düşüyor. 

Zira bariz bir soygun var ve o soyguna karşı organize bir şekilde hareket edilmeli.  

Hatta bu konuda sosyal medya da kullanılabilir. Kazıkçı işletmeler ifşa edilip vatandaş uyarılabilir. 

Bilinçli hareket etmek gerekiyor. Reaksiyon vermek şart. 

Bu tarz İşletmeleri boykot etmek en etkin çözümdür. 

Hem gitmemek hem de gidenleri uyarmak çok önemli. 

Bu sayede paşa paşa fiyatlarını olması gereken seviyeye çekeceklerdir. 

Biri bizi ıssız bir yolda durdurup soysa o yoldan bir daha geçer miyiz? 

Tabi ki hayır. Göz göre göre kendimizi neden soyduralım?

İşte aynı şeyi bu konuda da yapmak gerekiyor.

Madem hepimiz bu durumdan şikayetçiyiz. O zaman oturup şikayet ederek bir yere varamayacağımızı kavramalıyız ve savunmaya geçmeliyiz. 

Bilinçli bir toplum böyle hareket eder. 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?