USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İnovasyon ve Regülasyon

24-10-2023

“Ekonominin tuhaf görevi, insanlara tasarlayabileceklerini düşündükleri şeyler hakkında ne kadar az şey bildiklerini göstermektir” demiş nobel ödüllü ünlü iktisatçı Friedrich von Hayek.

Fırsat eşitliği ile, yani kendi aklı ve çok çalışması neticesinde, bu çalışmanın meyvelerini kayba ve haksızlığa uğramadan alacağını bilen insan; çabalar ve amacına ulaşır. Bu inovasyon ve azimli çalışmanın çark içinde adil biçimde çalıştığı toplumlar, refaha ulaşıyor. Hangi coğrafyada olursa olsun.

Bazen kanun koyucu, insanların ne tasarlayabileceğini düzenlemek, bunu katı kurallara bağlamak ister. Uber’e ceza kesilmesi, Airbnb’ye verilen evlerin katı kurallara bağlanması, PayPal’a lisans verilmemesi, kriptopara ile ödemenin yasaklanması, ve daha bir çok “endüstriyel değişim karşıtı” düzenleme. Bu düşünce ile, o zaman “Araba kullanırken insanlar suç işliyor, arabalar yasaklansın!”, veya “Kredi kartı kullanırken dolandırıcılık oluyor, kredi kartı yasaklansın!” diyelim. Değil mi?

Değil. Şimdi, Hayek’in yukarıdaki sözüne tekrar dikkat edelim: Ekonomi; inovasyon değil de “regülasyon” yapmak isteyen toplumlara bazı dersler veriyor. Statüko ve korumacılık nedeniyle vatandaşın daha kaliteli ve güncel inovatif gelişmeleri alması engellenen yerde, hem vatandaş hem ekonomi zarar alıyor. Burada işleri olan yabancı tanıdıklarım, her geldiklerinde “Taksi bulamamaktan ve Uber’in çalışmamasından” şikayetçi oluyor, PayPal ile ödeme yapamamaktan yakınıyor. İnsanlar yeni Uber’leri, Airbnb’leri çıkaracakları yerde, “Acaba bu sektöre girersem hangi unsur beni engelleyecek?” diye düşünüyor. Güzel ülkemizin cazibesini ve prestijini de sarsıyor bu durum. Halbuki, bugünden yarına yapılabilecek çok küçük değişiklikler bunlar. Tek taşla, belki de binlerce kuş. Ancak bu sadece bizde olan bir sorun değil, Avrupa Birliği’nin de az kalır yanı yok.

1990 yılı ve sonrasında kurulmuş (yani internet çağında) ve yüz milyar dolarlık değerlemeye ulaşmış olan 17 adet şirket varsa dünyada, bunun 11’i ABD, 6’sı ise Çin’de yer alıyor. Avrupa’nın da devasa iktisadi işletmeleri mevcut elbette, ancak daha çok geleneksel endüstrilerde göze çarpıyor bu durum. Kişi başına düşen milli gelir ve maaşlar konusunda da, buna paralel olarak ABD ve Çin’de artış olurken, AB’de duraksama olduğunu görüyoruz. Sebep-sonuç ilişkisi kurmak için yeterli dönem elbette yok, bunun pek çok unsuru var; ancak düşüncelere sevk ediyor.

Yaptığımız her işi geliştirme potansiyeli olan yapay zeka teknolojisinde de, durum pek farklı değil. Yapay zeka yeni değil, ancak son kullanıcıya etkisi olan uygulamalar sayesinde oldukça hızlı gelişiyor. Açık kaynak kodlu uygulamalar da kendinden söz ettiriyor. Bahsettiğim gelişmeler, inovasyonlar yine ABD ve Çin gibi yerlerden geliyor. Regülasyon ise, yine Avrupa Birliği’nden geliyor. AB, 2021 yılında ortaya attığı Yapay Zeka kanununu, bu senenin başına kadar bekletmişti. ChatGPT’nin dünyanın en hızlı yüz milyon kullanıcıya ulaşan platform halini alması ve ardından gelişen olaylar, AB’nin Yapay Zeka kanunu tasarısına hız verdi, ve yakın bir zamanda yasalaşması da bekleniyor. Kimi çevrelerde de doğal olarak şu görüş, tekrar oluşuyor: AB, yine inovasyon geliştirmek yerine, regülasyon ve bürokrasi geliştiriyor.

Elbette yüz tanıma teknolojileri, yüzünüzün kopyalanması ve dolandırıcılıklar gibi pek çok yapay zeka uygulamasına dur denilmesi gerekiyor. Ancak ilk motivasyonun engel değil, inovasyon olmasının faydalı olacağını düşünüyorum.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?