USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İklim değişikliği ve orman yangınları

28-12-2022

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından açıklanan resmi rakamlara göre 2022 yılında, 2043 adet yangında, 12.384 hektar ormanımız yandı. Tabii bunların çoğu çevre insanının dikkatsizliği sonucu oluştu ama İTÜ’nden bilim insanı Prof. Dr. Orhan Şen, “Dünyada İklim Değişikliğinde Son Gelişmeler, Türkiye Açısından Riskler ve Çözüm Öne­rileri’’ başlıklı yazısında, orman yangınlarının çıkmasında meteorolojik koşulların da etkisini incelemiş, gelin göz atalım bu etkiye;

“Meteorolojik koşullar orman yangınlarının çıkması, şiddeti ve süresi üzerinde etkili olmaktadır. Gerek insan kaynaklı gerekse doğaya bağlı orman yangınlarının çık­masında ve yayılmasında meteorolojik koşullar, aşırı sı­caklar, düşük nem ve kuvvetli rüzgar, önemlidir. Rüzgar hızının 40km/saatin üzeri, nemin %20’nin altı ve 40C de­rece sıcaklığın üstü etken değerlerdir. Orman Genel Mü­dürlüğü’nün bilgilerine göre, Türkiye’de 2012 yılından 2021’in sonuna kadar, 10 yılda toplam 27.150 orman yangını çıktı. Bu yangınlarda 226.845 hektar alan zarar gördü. Son 10 yıllık dönemde en yüksek yangın sayısı, 3.755 ile 2013’te meydana geldi, en düşük yangın sayısı ise 2.149 ile 2014’te görüldü.

Yangın sayısı ba­kımından son on yılın en yükseği ol­mamasına karşın, 2021’de zarar gören alan miktarı önceki 9 yılın toplamından daha yük­sek oldu. 2021 yılından önceki 9 yılda zarar gören alan miktarı 87.342 hektar oldu. Türkiye’de 2021 yılında çıkan 2.793 orman yangınında ise 139.500 hektar alan zarar gördü. Bu rakamlara göre son 10 yılda yangın kaynaklı or­manlık alan kaybının %62’si 2021 yılındaki yangınlarda gerçekleşti. 2021 yılında yanan orman alanının büyük­lüğünde, yaz aylarındaki düşük nem, yüksek sıcaklık ve kuvvetli rüzgarın önemli etkisi olmuştur.

İklim değişikliği nedeniyle küresel ısınmadaki 1C de­rece yükselme, doğa kaynaklı afetleri %30 oranında artır­maktadır. 2050 yılında iklim-nötr hedefine Türkiye olarak ulaşabilmemiz için, iklim değişikliği gündemini göz önünde tutarak, 2023-2030 İklim Değişikliği Eylem Planı ve 2050 İklim Değişikliği Strate­jisi belirlenecektir. Bu plan ve stratejide, iklim değişikliğinin doğal afet­lerin artmasına neden ol­duğu ve insanlık için ciddi bir tehdit oluştur­duğu ve bu kapsamda 11. Kalkınma Planı He­defleri arasında sera gazı emisyonuna neden olan binalar ile enerji, sanayi, ulaştırma, atık ve tarım sektörle­rinde emisyon kontrolü yapılması hedeflenmektedir.

Küresel sera gazı emisyonunun %24’ü arazi kullanımın­dan kaynaklanmaktadır. Bu nedenle, Eylem Planı kapsa­mında yürütülecek sürdürülebilir arazi yönetimi ve çölleşme/arazi tahribatıyla mücadelede, eylem planı kap­samında karbon depolama işlevlerinin yapılması, iklim değişikliğinin biyolojik çeşitlilik ve ekosistemler üzerin­deki etkilerinin belirlenmesi, önem kazanmaktadır.

Sera gazı emisyonlarının azaltılmasında çeşitli eylem planları hazırlanmakta ve uygulamaya sokulmaktadır. Bu eylemlerin en etkin olanları şehirlerdeki yeşil alanları ve ormanları artırmak, olacaktır.’’

Aslında ülkemizin doğal yapısına zarar veren bir yangın daha var, zeytinlik alanların, maden ocakları açmak veya yerleşimler oluşturmak için, yok edilmesi. Bugünlerde yine bir maden ocağı açılımı için geniş bir zeytinlik alanının yok edildiği, haberlerin ön sıralarında yer aldı. Oysa zeytin ülkemizin çok değerli bir ekonomik kaynağıdır, bir zeytin ağacının ömrü 150 yılı aşıyor, de­vamlı zeytin üretiyor ve tarım ekonomisinde zenginlik ya­ratıyor. İşte bu değerli varlığımızı yıpratan yangına dur demek çözümsüz değil, yaşadığım bir tecrübeye dayana­rak çözüm şeklini bu köşede ‘’Zeytin Varlığımıza Sahip Çıkalım, KesmeyelimNakledelim’’ başlığıyla bilginize sunmuştum. Bademli’de kontrol mühendisi olarak çalıştı­ğım OLEA43 proje alanının yarısı zeytinlik idi, biz zeytin­leri budadık, inşaat alanının kenarına naklettik, binalar tamamlandıkça her evin bahçesine üçer adet diktik. Şu anda hepsi canlı ve her yıl ev sahipleri zeytinlerini topla­yıp tane veya zeytinyağı olarak kullanıyorlar.

Bu vesile ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na sesleniyo­rum, uzmanlarınız Bursa/Bademli’deki OLEA43 sitesin­deki bu uygulamayı incelesinler ve maden ocağı açılması, yol ve yerleşim alanları oluşumu için önle­rine çıkan zeytinlik alanlarda kesinlikle ağaçları kes­mesinler, budayarak nakletsinler, naklettikleri zeytinler uzun yıllar, normal ömrü 150 yılı aşıyor, bu topraklar üze­rinde yaşayacak insanların çok güçlü gıda pınarı olacaklardır…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?