USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Hayvan işkencecileri potansiyel insan katilidir!

Hayvan işkencecileri potansiyel insan katilidir!
29-11-2022

 Sanki birileri düğmeye baştı! Türkiye’nin pek çok şehrinden kedilere, köpeklere hatta boğalara  bile işkence haberleri gelmeye başladı… Sonuncusunun şehrimizden olması üzücü!

KEDİLERİ ÖLDÜRÜP BÜYÜ YAPIYOR YA DA BOZUYORLAR!

Kimi kürekle köpek katlediyor; kimisi ise inşaatta yıkım yapar gibi balyozla boğasını vura vura katlediyor!

Bazıları da büyü bozmak adına kedilerin patilerini kesiyor; ya da büyü yapmak için kedilerin kafasını kesiyor…

Papaz büyüsü denilen batılın icrası için özellikle kara kedi arayıp onun kafasını kesip, kafatasını kullanıyorlar!

Böyle büyü yapan ya da yaptıran veya bozmaya/bozdurmaya kalkışanların bana göre; aklından ciddi şekilde zoru vardır!

(30 yıl önce bir yakınım evinde Arapça yazılı kağıtlara sarılmış bir küçük kafatası bulmuştu. Afallamıştı; birilerine göstermiştik, kedi kafatası demişlerdi. Otantik bir anlamı olmalıydı. Sorup soruşturduğumuzda Papaz büyüsü denilen batıl şey için kara kedilerin kafasının kesildiği ve kafatasının kullanıldığını öğrenmiştik!)

İNEGÖL'DE İŞKENCEYLE ÖLDÜRÜLEN YAVRU KEDİ!

Kedi, köpek, boğa derken…  Sonuncu hayvana işkence haberi ise Bursa'dan geldi…
İnegöl’de bir hayvansever tarafından bakımı üstlenilen yavru kedi, sitenin bahçesinde patileri eksilmiş ve karnı parçalanmış ve ölü halde bulunuyor!

Evinde beslediği 7 aylık kedisi Zeytin’i patileri kesilmiş halde bulan hayvansever Filiz Akın Karabulut haklı olarak isyan ediyor…

Üstelik Filiz Karabulut’un yaşadığı yerdeki ilk kedi katliamı da değilmiş!

Karabulut’un Haziran ayında sokakta bulduğu ve tedavisini yaptırdığı bir gözü görmeyen kedi Melo’nun da yüzü parçalanarak öldürülmüş!

Filiz Karabulut, 5 ayda bakımını üstlendiği dört kediden birinin yakıldığını, birinin darp sonucu diyaframının patladığını, birinin kaybolduğunu, sonuncusunun ise işkence edilerek öldürüldüğünü söylüyor…

Filiz Karabulut bir hayvansever, aynı zamanda da yerel hayvan koruması. Sahipsiz sokak hayvanlarına bakmaya çalışan birisi…

ZEHİRLENEN BAHÇE KEDİLERİM!

Benim dairemin arka bölümü bahçeye açılıyor. Yandaki aile apartmanının toprak zeminli bahçesi ile benim mozaik beton bahçem arasında 70 santimlik bir duvar var.

Bahçeye birlikte bakıyoruz. Hatta bu yaz biber, salatalık filan ektik. Ama güneş almadığından düşük verim aldık.
Neyse… Benim de bahçe kedilerim hiç bitmez…
Bizim bahçenin kedilerinin insan teması az olduğundan vahşi ve saldırganlar. Hele anne kedilere yanlarında yavruları varsa yaklaşamazsınız.
10 yıl önce bir anne kedimiz vardı, yemek verirken bile tırnağını elimin kemiğine kadar sapladığından adını Anakonda koymuştum. 

Kimi zaman yılda iki kez olmak üzere yavrular, o yavruları belli bir süreden sonra benim bahçeye indirir ve terk ederdi!

Bir sene ikinci nesil yavrularla birlikte bahçede 6, 7 kedi olmuştu. Minik yavrular için bahçede bir kedi evi yapmıştım. Hele bir tanesi tüylü bir şeydi; adı Tüylü Miniş’ti… Hepsinin bir adı vardı…

Fotoğraftaki kediler Tüylü Miniş ve kardeşleri. 

Sonra bir gün patır patır bahçedeki kediler ölmeye başladı. Bir gün Tüylü Miniş bahçe kapsına geldi, acı acı miyavlamaya başladı. Hemen veterinere götürdüm, “Zehirlenmiş, kurtaramayız” dedi. Ben oradayken de öldü…
Hangi manyak, hangi sevgisiz yaratık onları zehirledi ve bunu nasıl yaptı bilemiyorum. Kedileri zehirlemek zordur, kendilerine zararlı olacak yiyeceklerden uzak dururlar.

O kedilerin kimseye zararı yoktu. Dört, beş apartmanın bahçesi birbirine bakıyor; 50, 60 haneden birine kedilerin varlığı battı, yok etti!

KEDİLERİ ZEHİRLEDİLER, BOŞLUĞU FARELER DOLDURDU!

Bahçe uzun süre kedisiz kaldı… Doğa boşluk tanımaz; kediler gidince yerini fareler doldurdu! Kadınların fare korkusu malum!

Farelerin kaçacak yeri de çoktu; hiç kimse farelerle baş edemedi. Bu defa da millet kedilerin yolunu gözler oldu. Fare istilası taa ki bahçeye kediler yeniden gelinceye kadar sürdü…

Hayvan düşmanlığının sonu yok! Can dostlarını öldürmeye kadar vardıranlar da var; sıcak havada kapının önüne konan suyu kedilere çok görüp çöpe atmayı kendine vazife edenler de!

Geçmişte yasa yoktu! Hayvana eziyetin cezası da yoktu; Kabahatler kanunu üzerinden işlem yapılıyordu; hele de hayvan sahipsiz yani sokak hayvanı ise öldürseler bile yapanın yanına kar kalıyordu.

Artık iyi kötü bir yasamız var. Hayvana eziyetin cezası da var. Konya’daki kürekli vahşetin zanlısı cezaevinde…

“HAYVAN POLİSLERİ HEMEN GELDİ, ÇOK DA İLGİLENDİLER”

Önceki gün hayvansever bir arkadaşım aradı; “Bizim mahallede dördüncü kattan bir yavru kedi sokağa atılmış, komşu kadın sokakta, polis çağırıyorlar, ben de iniyorum” dedi…

 

Sonrasında arayıp, sordum; anlattı:

“Abla hayvan polisleri varmış, hemen geldiler. Çok da ilgili ve anlayışlıydılar. Ama kedinin atılmamış olabileceği ortaya çıktı. Anne kedi yavrularını asmadan tırmanarak dördüncü kata bakan bir çatıya taşımış.

Balkonda komşu kadının el diye gördüğü şey, diğer sarman yavru olabilirmiş. Çok emin olamadık. 

Hayvan polisleri, ‘’Siz yine de izleyin, eğer yavru kedilerin biri tarafından atıldığını görürseniz biz ona göre işlem yaparız, görüntü alabilirseniz çok daha iyi olur’ dediler. Bize yeni yasaya göre hapis cezasının bile olduğunu anlattılar.”

Hayvansever vatandaş kucağndaki kediyi hemen veterinere götürüp tedavi olmasını sağlamış. Aslında Yıldırım Belediyesi'nin ilgili ekiplerini de arayabilirlerdi.Onlar da hemen müdahale ediyorlar;;yeterli uzman ve donanımları mevcut. Aldığım bilgiye göre yavru kedinin durumu iyi.

HAYVANA EZİYET EDEN İNSANA DA AYNISINI YAPAR!

Çocukluğumuzda kedilere, köpeklere eziyet eden bizden küçük, büyük ya da akranımız olan çocuklarla iki kardeş dövüşürdük.

Hiç unutmuyorum, bir İsmail vardı, sümükleri hep akardı; karıncaları toplar, örümcek ağlarının üstüne koyar ve örümceklerin onları yemesini izlerdi!

Kedileri tekmelerdi; köpek yavrularına da işkence ederdi, ciyak ciyak bağırtırdı; çocuğu düşman bellemiştim, gördüğüm yerde döverdim.

Hayvanları sevmeyebilirsiniz. Ama bu size onlara işkence etme ya da öldürme hakkını asla vermez. Hayvanlara işkence eden insanlar, yetişkinliklerinde insan canına da kast eder.

HAYVAN SEVGİSİ, DOĞA SEVGİSİ, İNSAN SEVGİSİ ÇOCUKKEN AŞILANIR!


Bazı anneler var, görüyorum… Çocuklarına kendi korkularını, nefretlerini taşıyor; “Elleme, pis, tehlikeli” diyerek çocuklarını hayvan düşmanı olarak yetiştiriyor… Ağaçları, bitkileri ellemesine izin vermiyorlar, “Ellerin kirlenecek, mikrop kapacaksın!” derken, o çocuk yetişkinliğinde doğa düşmanı oluyor, ağaçları acımadan kesiyor!

Misal benim torunum bir hayvansever, aynı zamanda da bir doğasever…

Zira, babaannesi, anneannesi, dedesi, babası, annesi, teyzesi, görüştüğü komşuları, çevresindeki herkes hayvanı, doğayı seviyor.  

Daha çocukken annesi, sokaktaki ağaçların, bitkilerin koparmaması, sevmesi gerektiğini öğretti.  

Minicikti, ağaçları, çiçekleri, her türlü bitkiyi okşar, asla koparmazdı… Salyangozlara bile kıyamayan, bahçemdeki böceğe bile kaza ile bastığında öldürdüm, diye oturup ağlayan bir çocuktur. Şimdi 11 yaşında; arkadaşlarıyla birlikte oturdukları sitenin bahçesindeki kedilere bakıyorlar! Kartonları naylonla kaplayıp korunaklı kedi evleri yapıyorlar; kuru mama alıp besliyorlar. Onların orada da birileri kedi evlerini yıkıp çöpe atıyor; Onlar da gidip marketlerden karton kutu istiyor, yenilerini yapıyorlar!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?