USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

EY RUH DÖN GEL ARTIK!

05-02-2023

Yıllar önce Ali Tandoğan’dan dinlediğim bir anektodla başlayalım.                                               

Tarih; 22 Şubat 2010... Yer; Kadıköy Şükrü Saraçoğlu Stadı...                              

Fenerbahçe-Bursaspor maçı...

40 bin seyirci önünde oynanan karşılaşmanın ilk 20 dakikasında Alex ve Andre Santos’un golleriyle 2-0 geriye düşen Bursaspor’da kaptan Ömer Erdoğan elini kaldırır ve takım arkadaşlarını yanına çağırıp, "Beyler bundan sonrası haysiyet meselesi. Taktik falan yok. Herkes forması için bildiği gibi oynasın" der...                    

Devre arası soyunma odasında Ertuğrul Sağlam hiç konuşmaz, çıkışa doğru tünelde öğrencilerine seslenir:                                                                                                                   

‘Kaptanınız ne söylediyse onu yapın...’                                                                              

Bursaspor Batalla ve Ozan İpek’in(2) golleriyle skoru 3-2’ye getirir ve maç öyle biter...

Şampiyonluğun habercisi olan bu efsanevi geri dönüş Yeşil Beyazlı kulübün tarihine geçer.                     

Günümüzde böyle bir şey olamaz. Futbol, tamamen teknik direktör eksenli, taktik ve strateji mücadelesine döndü.                                                                                                                                     

'Hocasız da olur' yalanı Messi'li, Suarez'li Barca'nın Bayern'den 8 yediği gün en derin mezara gömüldü. Artık gerçek anlamda teknik adam çağındayız.                             

Evet, öncelikle kadrodur. Kaliteli oyuncu şarttır. Teknik direktör, yetenekli bir grubu ortak bir hedef doğrultusunda, belirli bir strateji ile ve en önemlisi taktik bilinçle götürme görevindedir.

Çok yetenekli müzisyenler de şefe ihtiyaç duyar.

Kahraman askerler de komutana...

Dönüp Bursaspor’a bakarsak...

Hedefe giden yolda girişteki şampiyonluk dönemindeki o takım ruhunu bir türlü yakalayamadılar. Spor alanlarında sık sık duyulan öfke dolu pek çok tamlamadan birisi de ”Ruhsuz…” diye başlayanıdır.

Ya da son Çorum FK maçında olduğu gibi Bursa tribünlerinin futbolculara yönelik koro halinde seslendirdiği tanımlama yani RUHSUZLAR!..”

Şu da var; tezahüratların hakikatleri ne ölçüde dile getirdiği tartışılabilir. 

Filmlerdeki ruh çağırma sahnelerine muhakkak denk gelmişsinizdir. Genelde ilk seslenişin ardından “Geldiysen üç kere vur!” gibi bir talepte bulunulur ve ruh ile iletişime geçildiği varsayılır.

Takım ruhu, parayla satın alınamaz. Para, insanların işlerini yapabilmeleri ve hayatlarını sürdürmeleri için bir araçtır ama onları bir takım yapmaya yetmez.

İyi bir takım sadece iyi oyuncularla değil, onları birbirine bağlayan görünmez bağlarla oluşur. Bir takımda bu kimyayı yakalamak için, oyuncuları heyecanlandıran bir amaç birliğine ihtiyaç vardır. Bu amaç birliğini yakalamış, uyumla hareket eden takımlar bütün imkânsızlıklara rağmen başarırlar.

Bilmem anlatabildim mi?..

 

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?