Katar'da düzenlenen Dünya Kupası futbolseverleri bir ay boyunca ekrana bağladı.
2022 Dünya Kupası, Katar'a verildiğinde bunun yüzde yüz para ile alakalı olduğunu bildiğimden açıkçası hiç hoşuma gitmemişti. İlaveten futbol geleneği olmayan ülkelerde kupanın düzenlenmesini oldum olası pek doğru bulmam. Amerika ve Güney Afrika için de bunu düşünmüştüm. Bu konuda birçok futbol adamından da tepkiler geldi. Hatta kupayı protesto edenler oldu. Ancak sonuçta yapacak bir şey yoktu. Zira FİFA Başkanı Infantino bu kararı vermisti. Katar'da 250 milyar Euro'yu buldugu soylenen yatırımla kupaya hazırlanmıstı.
Bizlere de 32 takımın 64 maçını ve eski kupalara göre daha az olan yıldız oyuncuları izlemek düştü.
Lionel Messi, Cristiano Ronaldo, Kylian Mbabbe, Neymar, Modric, Kevin De Bruyne, Vinicius Junior, Jamal Musiala benim daha bir heyecanla izleyeceğim isimlerdi.
Bu arada ben de "Futbolun Messi'ye bir Dünya Kupası borcu var" söylemine katılanlardandım.
Zira böylesi bir yetenek ve kariyer bunu hak ediyordu.
Ezeli rakibi Cristiano Ronaldo'nun ülkesi Portekiz, Arjantin'in ezeli rakibi Brezilya ve Tanrı'nın eli Maradona mağduru ! İngiltere dışında hemen hemen tüm dünya Arjantin'e ve Messi'ye sempati ile bakıyordu ve kupayı almalarını istiyordu diyebiliriz.
Arabistan mağlubiyeti ile bir şok yaşanmıştı; ancak Messi ve arkadaşları çabuk toparlandilar.
Diğer yandan Uruguay, Brezilya, Almanya, Fransa, İspanya, İngiltere gibi Dunya Şampiyonluğu apoleti olan takımlar da kupayı kolay kolay bırakmaya niyetli olmayacaktı tabii ki. Ancak grup maçları sonunda özellikle Fransa ve Brezilya Arjantin'le birlikte finale en yakın ekipler olarak göze çarpıyordu. Japonya ve bu kupanın sürprizini gerçekleştiren Afrika temsilcisi Fas'ı da ilgiyle izledik. Zaten hemen her Dünya Kupası'nda Afrika'dan bir takım öne çıkardı. Bu kez bunu başaran Fas oldu.
Grup maçları, çeyrek finaller derken futbolun devleri tek tek kupaya veda etti. Hayallerde Messili Arjantin ve Ronaldolu Portekiz finali öne çıkıyordu. "O olmazsa Arjantin-Brezilya veya Arjantin-İngiltere finali de fena olmaz" diyorduk; ancak son şampiyon Fransa buna izin vermedi ve finalde Arjantin'in karşısına çıktı.
Şahsen koyu Arjantinli olarak en istemediğim ve korktuğum takımdı diyebilirim.
Zira Usain Bolt'la yarışacak bir hıza sahip Mbappe diye bir bela vardı kadrolarında. Gol yeteneği ve oyun zekası da cabası.
Her iki takım Messi ve Mbappe'leriyle tüm dünyaya nefes kesen bir final izlettiler. Adeta hop oturup hop kalktık. Resmen resitaldi izlediğimiz. Futbolun neden dunyanın en sevilen sporu oldugunun göstergesiydi. Yaşadığım semtte Arjantin'in golleri adeta Boenes Aires'deki gibi kutlandi. Gol sesleri sokaklarda yankılaniyordu. Acaba ükeye Arjantinli mültecilerde mi geldi diye düşünmedim degil ! O derece yani . Malum ipini koparan serbestçe geliyor!
Sonuç olarak da dünya kupaları gol rekorunun kırıldiği organizasyonda gelmiş geçmiş en büyük futbolcular arasına çoktan giren Lione Messi kupayi alarak adeta krallığının taç giyme törenini de gerçekleştirmiş oldu.
Kupa töreni sırasında giydirilen geleneksel Katar kıyafeti benim de hiç hoşuma gitmese de, o kadar para harcayıp kupayı düzenleyen ülkeye de çok görmeyip üzerinde durmak istemedim şahsen. Arjantinliler bile bu kadar takılmazken bizdeki abartılı tepkileri de gereksiz buldum. Tamam ben de Arap hayranı değilim; ama böyle şeyleri siyaset penceresinden yorumlamak yanlış. Tatsız ama küçük bir detaydı o kadar.
Sonuç olarak bir ay boyunca futbola doyduk.
Ben futbolsever olarak tatmin oldum. Katar aldıği zor görevi başarı ile gerçekleştirdi. İçki yasagı ile Hooliganların sahne alamadığı bir organizasyon bile başlı başına bir başarıydı.
Evet Kupayı Messi kaldırdı. Yalniz söylendiğı gibi "Futbol Messi'ye olan borcunu odemedi, Messi futbolun kendisine olan borcunu tahsil etti"
Hem de söke söke !
Ayrıca bana göre bu kupa "Messi mi, Ronaldo mu?" Tartışmalarını da bitirdi diye düşünüyorum.
Messi'ci olarak buna sevinirken bu kez de "Maradona mı Messi mi?" Tartışmaları başladı. O konuda da fikrimi söyleyeyim.
Her ikisini de izlemiş biri olarak kesinlikle Maradona diyebilirim. Evet Diego'nun kariyeri, kupaları, kişisel ödülleri Messi kadar değil. Bunun sebebi de özel hayatına dikkat etmemesiydi; ancak söz konusu yetenekse Diego Armando Maradona bir adım öndedir.
Bize gelince...
Futbola bu kadar para harcayan bir ülke olarak dünya kupalarında sahada temsil edilmemiz gerekiyor. Tribünlere bayrak asarak, dünyaca ünlü cheflerimizle sahaya girip kupayla fotoğraf çektirmeye çalışırken komik duruma düşerek veya özel uçaklarla cümbür cemaat giden devlet erkânınin protokolde yer alması ile değil !
Dilerim 4 yıl sonraki kupada olmamiz gereken yerde yani sahada oluruz.
Mesut Çakir 1 yıl önce