USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ASGARİ ÜCRET-EYT VE EMEKLİLER 

23-12-2022

Hükümetlerin baş ve en önemli görevi halkın refahını sağlamaktır. 

Ekonomist değilim, ekonomiden de çok anlamam o yüzden burada ekonomi hakkında ahkam kesecek değilim. Öyle bir haddim yok. Ancak aile ekonomisini hepiniz gibi iyi biliyorum. 

Sonuçta hepimiz aile ekonomilerimizi yönetiyoruz. O yüzden konuyu o açıdan ele alabilirim. 

İki gün önce yaşadığım bir diyalogla başlamak istiyorum. 

EMEKLİ MAAŞLARI  

Aşağıdaki sözlerin sahibi koyu Ak Partili bir esnaf. Ancak öyle küçük bir esnaf falan değil. Farklı alanlarda oldukça önemli yatırımları olan biri ve mali yönden de çok iyi durumda. Evet noktasına, virgülüne dokunmadan aktarıyorum. 

“Üstat ben emekliyim ama yıllardır maaşımı çekmedim, eşim veya kızım ve harcar kaç para olduğunu dahi yeni öğrendim. Sordum 5 bin liraymış. Biliyorsun ben Ak Partiye oy veriyorum. Gecen gün evdeydim pek hazetmediğim ve hiç izlemediğim halde Fox Tv’yi açıp “Bunlar ne diyorlar bakalım” diyerek izlemeye başladım. Emekli maaşlarının düşüklüğünü konuşuyorlardı. Dinledim ve otutup hesap yaptım ve doğru söylediklerini gördüm. 

Bir insan 3-5 bin lira ile geçinemez. Hükümetin buna acilen bir şey yapması lazım yazık bu insanlara” 

Evet çok sevdiğim ve daha önceki konuşmalarımızda hükümete toz kondurmayan bir Ak Partili bile emeklilerin durumuna üzülerek bu itirafı yapıyordu. 

Değerli dostlar… 

2008 yılı öncesi “En düşük emekli maaşı asgari ücretten düşük olamaz” şeklinde bir kanun vardı. 

O kanun “Reform” denilerek değiştirildi ve kısaca ABO olarak adlandırılan Maaş bağlama Oranı %70 lerden % 28’lere düşürüldü. 

İşte sıkıntı da o değişimle birlikte başladı. O günden sonra emekli olanlar önceki yıllarda  emekli olanların yarı maaşını almaya başladılar.  

Asgari Ücret ne demektir? 

En düşük ücret denmektir değil mi? 

Emekliye o “En düşük Ücretin” yarısı kadar maaş vermek hangi mantıkla veya vicdanla açıklanabilir? 

Bakın hepimiz aile bütçemizi yönetiyoruz bugün 4 kişilik bir aile kendi evinde otuyor olsa bile sadece mutfak ve fatura masrafları 15 bin liraya yaklaşıyor. 

Bunun dışındaki giderleri saymıyorum bile.  

Bugün günümüz şartlarında bir insanın minumum sınırlarda tatile, dışarıda yemeğe çıkmadan, üzerine doğru düzgün kıyafet almadan yaşayabilmesi için –Buna yaşamak denirse tabii- ! 10 bin liraya ihtiyacı var. 

Hal böyleyken 4 bin lira maaş vermek kabul edilebilir gibi değil. 

Yaşı gereği ikinci bir işte çalışamayan yaşlı insanları ne yapsınlar, pazarda limon, sokak köşelerinde mendil mi satsınlar? 

25-30 yıl prim ödeyen bir vatandaşın o primleri ‘Günümüz değeri’ ile toplu halde geri verilese ve o vatandaş primini bankaya yatırsa şu an aldığı emekli maaşını 3-4 katı gelir elde eder. 

Bu tespiti ben yıllar önce yapmıştım. 

Birebir aynı tespiti geçenlerde bir ekonomi profesörü de dile getirdi. 

O yüzden emeklileri ömürlerinin son döneminde büyük sıkıntılara mahkum eden bu maaş düzeni acilen iyileştirilip insanca yaşama standartına çıkarılmalıdır.  

ASGARİ ÜCRET 

Asgari ücret de açıklandı. Açıkçası mevcut ekonomik şartlarda belirlenen miktarın yetersiz olacağını zaten herkes görüyor. Ancak işveren açısından da bakarak daha fazlasını beklemediğimi ifade eetmek istiyorum. 

Problemin asgari ücretin miktarından çok satınalma gücü olduğunu özellikle son yıllarda hepimiz idrak ettik. Zaten ünlü ekonomi profesörleri de sürekli bunu vurguluyorlar. 

İki yıl önceki şu ankinin çeyreği kadar Asgari Ücretle daha iyi standarlarda yaşanabiliyordu. Marketlerde poşetler daha çok dolabiliyordu. 

Burada tabi ki en büyük sorumluluk ülkeyi yönetenlerde; ancak iş ahlakından yoksun fırsatçı esnafları, kiraları aşırı artıran mülk sahiplerini, firmaları da es geçmemek gerekiyor. 

Hükümetin yanlış ekonomik politikalarının üstüne bir de onların fahiş zamları binince ezilen yine halk oldu. 

O yüzden hükümetin acilen doğru ekonomik programlara (Her alanda Üretim) dönüp bu fahiş fiyat artışlarına da engel olması gerekiyor. 

Bu arada vergiler başta olmak üzere harç, elektrik-su-doğalgaz gibi kalemlere de zam yapmaması gerekiyor. Bunlara zamların en sunturlusunu yapıp da “Milleti enflasyona ezdirmeyeceğiz, enflasyonu düşüreceğiz” demek olmuyor. 

Sen başta sen zam kontrolündeki kalemlere zam yapmayacaksın.

EYT'LİLER 

1999 Eylük Ayı’nda Ecevit Hükümeti ve dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Yaşar Okuyan emeklilik kanunu bir gecede değiştirerek binlerce insanı mağdur etti. 

Emekliliğine 1 ay kalan insanların bu süreleri 10 yıl ileriye atıldı.  

Düşünsenize birkaç aya emekli olacaksınız, ona göre plan yapıyorsunuz ve bir gecede birden emeklilğiniz 10 sene ileriye atılıyor !

Devlet verdiği sözden dönmez. Kanunlar geriye dönük olarak işletilmez.  

Ama burada yapılan buydu. 

Sonrasında emeklilik yaşı kademeli olarak 65’e kadar yükseltildi.  

Bakın 35-40 yaşında emekliliğe ben de karşıyım. Bana göre olması gereken sınır 50 yaştır. 

Ancak burada işe başlanırken yapılan bir anlaşma verilen bir söz ve hak var. 

Dolayısıyla bu o kanun sonrası için geçerli olmalıdır.

Yani yaş şartı olmamalıdır.

Bu bazılarının nitelediği gibi “Erken emeklilik” falan değil, elinden alınan hakkı geri istemektir. 

Emeklilik yaşında Avrupa ama maaş miktarında Afrika durumu kabul edilemez. 

İnsan ömrü zaten ortalama 72-73 yıl. Bu gerçek ortadaylen 45 sene devlete prim öde, ömür boyu envai çeşit vergi öde, harç öde yoldan köprüden geç para öde, üstüne kalan 8-10 senelik ömründe asgari ücretin yarısı kadar maaş al bu olacak şey değil. 

Evet EYTliler ve tüm emekliler kendi maaşlarını yukarıda saydığım ödemelerle finanse ettiler zaten. 

Yani öyle bazılarının söylediği gibi “Günümüz çalışanları falan emeklilere bakmıyor”  

Günümüz çalışanlarının kimlere baktığı Rahmetli Özal’ın tabiriyle gayet açık ve seçik ortada ! 

Evet sayın Cumhurbaşkanı ve hükümet yetkilileri...

Mevcut olumsuzlukarın ve mağduriyetlerin bazıları sizden önce kanunlaşmış olabilir. 

Ancak elinizde bunları düzeltecek yetki olduğuna göre bile bile bu mağduriyetleri gidermemek olmaz. 

Kısacası "Kanunu bizden öncekiler çıkardı" diyerek sıyrlamazsınız.

Kaldi ki sizden öncekilerin olusturduğu mağduriyetleri -Türban Yasağı gibi- giderdiginizi yasadık. Dolayısıyla bu yanlışları da düzeltebilirsiniz. 

Sürekli “Millete hizmet için varız, milletin hizmetkarıyız” diyorsunuz. 

Çok da doğru söylüyorsunuz; ancak bunu uygulamada  göremiyoruz ve görmek istiyoruz. 

Kendi maaş zamlarınız olunca oy birligi ile şak diye geçen düzenlenlemeleri vatandaş için de görmek isteriz.

Devlet ve sizler Millete refah sağlamak için o görevlerdesiniz. 

Lütfen görevinizi yapın ve Emekliler, EYTliler ve Asgari Ücretlilerin başta olmak üzere tüm vatandaşların ekonomik mağduriyetletini gidermek için elinizden geleni yapın. 

Zira gerçekten çok büyük sıkıntılar yaşanıyor.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
Serteser
Serteser 1 yıl önce
Tarık bey güzel bir konuya değinmiş..5 bin demiyorum bile en az 10 bin alsa bie hele hele kira derdinde varsa yaşamını sürdürmesi çok zor .. Tüm ülke redi Kart ve banka borç sarmalı ile işlerini çeviriyor amabu böyle gitmez..Bir yerde patlar ve felaket olur