USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Altılı Masa dağıldı! Cumhur İttifakı'nın eli güçlendi!

03-03-2023

Türkiye günlerdir Kahramanmaraş ve Hatay depremleriyle yatıp kalkarken….

Bir deprem de siyasette, Millet ittifakında yaşandı…
Altılı Masa dağıldı…

Cumhur ittifakının uzun süredir beklediği şey oldu. 

Şu anda haber kanallarındaki tüm yorumcular siyaset konuşuyor, deprem ve depremzedeler ötelendi…

Altılı Masa ile birlikte Millet İttifakı’nın halk nezdindeki güven zemini de dağıldı.

Dün yapılan Altılı Masa toplantısında masanın beş bileşeninin CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığında mutabık kaldığı kulislere sızmıştı… 

İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in uzun süredir Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına sıcak bakmadığı biliniyordu... 
Akşener konuyu Genel İdare Kurulu’na götüreceğini açıklamıştı…

Ve bugün İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener Genel İdare Kurulu toplantısından sonra bugün yaptığı çok sert bir açıklamayla masadan çekildi…

Muhalefet açısından siyaset yeniden şekillenecek…
Böylece…

Cumhur ittifakının aylardır beklediği süreç gerçekleşti… Altılı masa dağıldı…

Cumhur İttifakı bileşeni partilerin liderleri zaten, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adayı olacağını tahmin ederek, var gücüyle Kılıçdaroğlu’na yükleniyordu…
Artık Millet İttifakı dağıldığına göre, şunun şurasında seçime 73 gün kala muhalefet partilerinin resmen ilan edilmiş bir adayı yok…

Beşli Masa’dan ilk açıklama ise Kemal Kılıçdaroğlu’ndan geldi:

“Merak etmeyin, bütün taşlar yerine oturacak…”

Nasıl? Yerinden oynayan taş değil, Altılı Masa'nın çivisi çıktı... 

Taşlar bu kadar yerinden oynamışken, nasıl oturacak? Beşli Masa’daki CHP dışındaki partilerin oy oranları yüzde 5’i bile bulmuyor. HDP’nin yüzde 8, bindelik dilimdeki sol partilerin eklediğinizde Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı seçilmesine yetecek mi?
Acaba nasıl oturacak? 2018’deki gibi bir tablo mu ortaya çıkacak?

Meral Akşener’in yaptığı masayı dağıtan sert açıklamadan bazı satır başları şöyle:

“… En sonda söyleyeceklerimizi başta söyleyeyim; İYİ Parti bir dayatmaya mecbur bırakılmış, ölüm ile sıtma arasında tercihe zorlanmıştır. Buna boyun eğmeyecektir. Kişisel ikbal hesapları için üretilmiş siyasetin hınk deyicisi olmayacaktır.”

“…Ben ve arkadaşlarım ilk günden beri aynı kararlılıkla duruyoruz. Nasıl 2002 yılında milletin aleyhine plan yapanların karşısında durduysak bugün de duruyoruz. Nasıl 2010’da durduk, bugün de aynı yerde duruyoruz.”

“…Nasıl 2015’te milletin canına kıyanların karşısında durduk, bugün de duruyoruz. Nasıl 2018’de milletimizi iki yumruk arasına alanların karşısında durduk bugün de aynı yer de duruyoruz. Nasıl 2020’de milletin tercihlerini hiçe sayanların karşısında durduk, bugün de ayın yerde dimdik duruyoruz.”

“…2023 yılında milletimiz Cumhuriyetimizin yıpratılan değerleri için, demokrasimiz için, hürriyetimiz için mücadele verirken ‘ceketimi assam seçilirim’ diyenlerin karşısındayız. Bizim yolumuz dün de aynıydı bugün de aynı.”

“…Biz milletimize bir söz verdik. Milletin sesini bastıran değil, duyuran olacağımıza söz verdik. Milletin taleplerini hiçe sayan değil, gerçekleştiren olacağımıza söz verdik. Bu bizim kurtuluş felsefemizdir. Bu bizim temel ilkemizdir. Bu İYİ Parti’nin varoluş sebebidir. Biz dayatmalara direnerek geldik, biz kirli pazarlıklara direnerek geldik.”

“…Bugün kirli pazarlıkları reddederek geldik. Dün gerçekleşen toplantıda ortak cumhurbaşkanının adayın kim olacağını tartıştık.”

“…Dün 5 siyasi parti ortak aday olarak Kemal Kılıçdaroğlu’nun adını söylediler. Biz de İYİ Parti olarak; 3 yılı aşkın bir süredir; sokaklarda, dükkânlarda ve meydanlarda, sıklıkla duyduğumuz; milletimizin, yoğun bir teveccüh gösterdiğine, hemen her yerde, şahit olduğumuz; ve yapılan tüm kamuoyu araştırmalarında da, uzun süredir; Sayın Erdoğan'a karşı, açık ara kazandığını gördüğümüz, iki ismin, adaylığı konusunda, görüşümüzü beyan ettik.

Bu iki isim; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanımız, Sayın Mansur Yavaş ile İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız, Sayın Ekrem İmamoğlu'ydu.”

 “…Anladık ki şahsi hırslar Türkiye’ye tercih edilmiştir. Biz İYİ Parti’yi bunun için kurmadık. Üzülerek söyleyerek geldiğimiz noktada Altılı Masa millet iradesini yansıtma kabiliyetini kaybetmiştir. Bir noter masasına dönüşmüştür.”

“…Bu masa artık potansiyel adayların tartışabildiği ortak akıl platformu olmaktan çıktı. Ne bir kumar masasında ne bir noter masasında olmayacağız. 85 milyonun geleceğini tehlikeye atmayacağız. Cumhuriyetimizin yeni asrını göz göre göre hiç etmeyeceğiz.”

“…Ülkemizi sadece kriz üreten ucube sisteme teslim etmeyeceğiz. Biz demeye devam edeceğiz. Yavaş ve İmamoğlu’na çağrıda bulunmak istiyorum. Siz bu milletin iradesiyle seçildiniz. Tüm iftiralardan alınızın akıyla çıktınız.”

“…Milletimizi enkazın altında bile yalnız bırakmadınız. Sizi göreve çağırıyorum. Vatanın bütünlüğü bağımsızlığı tehlike altındayken, devletimizin itibarı her gün yok edilirken Saray hükümeti üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmezken size bir vazife verilmiştir.”

“…Bu vazife millet iradesini tekrar hakim kılma vazifesidir. Hiç şüphemiz yok ki bu vazife reddedilemez vazifedir. Çünkü bu çağrının sahibi millettir. Bu karar milletindir. Ya şanlı bir mücadelede milyonlarla yürüyeceğiz ya da figüranlık yapacağız. Ya tarih olacağız ya tarih yapacağız.”

“…Ya; ışıl ışıl bir güneşin altında dimdik duracağız; ya da uzayan gölgelerde kaybolacağız! Ya; şanlı bir mücadelede, milyonlarla yürüyeceğiz; ya da trajik bir hikâyede, figüranlık yapacağız! Ez cümle ya tarih yazacağız ya da tarih olacağız!”

Akşener, sadece aday dayatması olduğu için değil milliyetçi muhafazakâr blokta yer alarak milletvekili sayısını artırmak ve sonraki seçimlerde birinci parti çıkmak adına mı masayı dağıttı…

İyi Parti’nin oylarında artış var. Oyların çok azı CHP, çoğunluğu MHP ve Ak Parti tabanından geliyor. Sağ kanattan gelen milliyetçi muhafazakâr oy verenin Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığını kabul etmeyeceği tahmin edilebilir.

CHP’nin oyları kemiktir. O nedenle de Ekmeleddin İhsanoğlu’nun adaylığını içlerine hiç sindirmeseler de sandık başına gittiklerinde oylarını vermişlerdir.

Ama İyi Parti’nin oyları kemik değildir. Sandık başına gittiğinde Ak Parti ve MHP’den gelen oylar Kılıçdaroğlu’na gitmeyecekti…

Öte yandan Meral Akşener "Masadan kalkan, masanın altında kalır" demişti... Şimdi ne oldu?

Akşener partisinin milletvekili sayısında düşüş olacağı kaygısına mı kapıldı?

Akşener masayı neden, 5 yıllık bir ittifakı çok ağır, çok sert, çok kesin ve keskin bir üslupla, ağır ithamlarda bulunarak, tabir caizse gemileri yakarak, geri dönüş yollarını kapatacak bir açıklamayla dağıttı?

Akşener’İn açıklaması anlık değil bir sürece yönelik tepkileri içeriyor… 

Peki iki yıldır masada tiyatro mu oynanıyordu. 

Altılı Masa yıldır program üzerinde çalışılıyordu... Demek ki, öncelikleri program değilmiş; en başta Cumhurbaşkanı adayında mutabık olmaları gerekiyormuş!

Şimdi başta CHP olmak üzere beşli masa bileşenlerinden de açıklamalar gelecek. Muhalefetin birbirleriyle siyaseti sertleşecek. 
Vatandaşlar depremle uğraşırken muhalefette kopan kavgaya tepki göstermeyecek mi? Depremzedeler "Biz can derdindeyiz, ne derdinde" demeyecek mi?

Millet İttifakı kurulduğu günden bu yana parlamenter sisteme geri dönmeyi savunmuyor muydu?

 O halde neden Cumhurbaşkanı’nın kim olacağı masayı dağıtacak kadar önemli oldu?

 Muhalif siyasette geçmişte ANAP ile Doğruyol Partisi arasında olduğu gibi bir dejavu mu yaşanıyor?

Siyaset bu, bir günde her şey değişebiliyor. Ancak mevcut tabloda önümüzdeki seçimlerde Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilme olasılığı güçlenmiş görünüyor…

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?