USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

2023, 2022’yi aratmasın…

01-01-2023

 Uzun yıllardır hep yeni yıla girerken bir önceki yılı aratmamasını temenni ediyorum…

Böyle dediğimde ilk algılanan ekonomik, sosyal ya da politik ortam oluyor…

Evet onlar da var, ama başka bir sürü etken de mevcut…

Mesela… 2019’u geride bırakırken de aynı şeyi yazmıştım…

Yüz yılın en büyük küresel salgınını yaşadık hep birlikte…

Ahir ömrümüzde hiç başımıza gelmediği şekilde evlere tıkıldık. Okullar kapandı, şehirlerarası seyahat kısıtlandı… Dolayısıyla 2019’u mumla aradık…

2021’e girerken de aynı şeyi yinelerken… Salgın etkisini sürdürdü…  Kabus gibiydi!.. En çok da küçük çocuklarla ilk ve ortaokula gidenler etkilendi…

2022’de ise özellikle gıda ve kira enflasyonu hepimizi derinden etkiledi.

Haa, bazı yıllarda öncekilerini arattıran deprem, sel, yangın gibi doğal afetler var.

Bu doğal afetlerin bir kısmının zarar boyutu ise insan eliyle tetikleniyor. Çürük binalar, dere yataklarına yapılan konutlar, kundaklanan ormanlar gibi…

Bir de Ortadoğu’daki çatışma ve iç savaşlar yetmezmiş gibi Ukrayna ve Rusya arasında ortaya çıkan ve dünyada gıda ve enerji krizine yol açan savaşlar var…
İşin en dehşet yanı da ülkelerin örtülü ya da açık şekilde birbirlerini nükleer savaş yani insanlığın sonunu getirmekle tehdit etmesi…

Ayrıca bireysel olarak çeşitli sağlık ya da ekonomik sorunlar gibi farklı farklı sıkıntılar yaşayabiliyoruz…

Velhasıl kastım her anlamda gelen yılın bir önceki yılı aratmaması…

Bazı dostlar dedi ki, “Çok mütevazi bir istek…”

Bana nedense hiç öyle gelmiyor…
Son yılların modası “Evrene pozitif enerji göndermek” hikayesi…

Hayata hep pozitif yaklaşmak, bardağın hep dolu tarafını görmek mevzusu…  

Sıkıntı yok, yapabilen yapsın…

Eskiden psikolojide Pollyanna Sendromu (aşırı iyimserlik) derdik…

Şimdilerde pek kullanılmıyor! Hatta insanlara kişisel gelişim guruları tarafından küresel olarak dayatılıyor…

Bireysel uyuşmanın toplumsallaşması… En çok kimin işine yarar? Dünyayı ve ülkeleri yönetenlere…

Her neyse…
Dünyada insanlık on binlerce yıldır savaşıyor…

Bundan 40, 50 bin yıl önce avlanma ve barınma alanları; 10 bin yıl önce verimli tarım toprakları için birbirlerini boğazladılar… Şimdi de enerji kaynakları için savaşılıyor…

Belki birkaç on yıl ya da 50 yıl sonra siber savaşların yanı sıra su, gıda  savaşları yaşanacak. Küresel ısınma nedeniyle toprak kaybeden ülkeler diğer ülkelerin topraklarına göz dikecek…

Tablo karamsar… Buna da Cassandra Sendromu deniyor…

Cassandra Sendromu mitolojik bir öyküye dayanıyor…
Apollon rahibe olmak isteyen kendisiyle birlikte olursa geleceği görme yeteneği vadediyor. Casssandra’ya başta cazip geliyor, ama rahibe olma isteği ağır basıyor, vazgeçiyor. Apollon da Cassandra’yı lanetliyor. Cassandra geleceği görüyor, ama kimseyi inandıramıyor, rahibe de olamıyor ve sürekli aşağılanıyor. Truva Savaşı’nın sonunu görmesine karşın kimseyi inandıramıyor.

Geleceğe dair başkalarını uyarmasına ve doğruları söylemesine rağmen kimseyi kendine inandıramama durumuna Cassandra sendromu deniyor. Pollyanna sendromunun tam tersi!

Her halükarda…

2023, 2022’yi aratmasın temennimi yineliyorum…

Değerli dost okurlar, 2023’te size, ailenize, sevdiklerinize sağlık, huzur, bereket diliyorum…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?