Başlıktaki ifade Pele’nin ölümünün ardından Dünya yıldızı Neymar’ın vatandaşı için yayınladığı taziye mesajının ilk cümlesi olup şöyle devam ediyor.
Pele'den önce 10 sadece bir sayıydı. Pele'den önce futbol sadece bir spordu. Fakirlere, siyahlara ve çoğunlukla Brezilya'ya görünürlük verdi. O gitti ama büyüsü kaldı.
Nitekim Neymar gibi Maradona'dan Ronaldo'ya, Zidane'dan Messi'ye, Cruyff’tan Hagi’ye, Platini’den Ronaldinho’ya gibi futbol tarihine adını yazdırmış nice bütün büyük yıldızlar ona duydukları hayranlığın eseri olarak ’10 numaralı formayı’ giymişlerdir...
Ne var ki; bütün bu oyuncular meşin yuvarlağın döndüğü dünya coğrafyasının her bölgesinde farklı formalarla top koştururken ‘Futbolun Efsanesi’ sadece ülkesinde Santos’ta oynamıştır. Defalarca Avrupa’ya gitmek istemesine, Real Madrid hayalini gerçekleştirme arzusuna Brezilya’daki dikta rejimi karşı çıkmıştır.
Futbol İngilizlerin icadı, Avrupalıların oyunuydu ama Güney Amerika'da, plajlarda, sokak aralarında yetişen kadife ayaklar ancak Dünya Kupası'nda sahne aldıklarında, "Bu oyunu biz de oynuyoruz ve hatta kralını oynuyoruz" diyorlardı. Bu oyunun kralı evet taçsız kralı Pele'ydi...
Bu lakabı ona 1958 Dünya Kupası sonrası Fransızlar vermişti. 17 yaşındaki siyahi bir çocuk, İsveç’teki Dünya Kupası’nda tozu dumana katarken yarı finalde Fransa’ya 3, finalde İsveç’e 2 gol atmıştı. Paris Match, finalin ardından yayımladığı haberde futbol dünyasının artık yeni bir kralı olduğunu müjdelemiş ve lakap, sonsuza kadar Edson Arantes do Nascimento yani “PELE” nin olmuştu...