Kamu hastanelerinden randevu almak oldukça zor. Hele de özellikli yani yan dal uzmanlığı gerektiren bölümlerde sıkıntı büyük.
Yan dal uzmanı kolay yetişmiyor. Sayıları az! Çoğu kamu hastanelerini bırakıp ya özele geçiyor, ya muayenehane açıyor ya da yurt dışına gidiyor…
Örnekleri o kadar çok ki! 3 ay kadar önce Tıp Fakültesi Sabahattin Gazioğlu Onkoloji Hastanesi’nde bir öğretim üyesinin sağlık sorunu yaşaması, bir uzmanın ise istifa etmesi nedeniyle çok ciddi sorun yaşandı.
Yine Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Hematolojisi bölümünde son 3 ayda 3 öğretim elemanı istifa etti. Yine Sabahattin Gazioğlu Çocuk Onkoloji Hastanesi’nde yaşanan profesör, doçent gibi uzman öğretim üyesi sıkıntısının en büyük nedeni birkaç yıl öncesinde mevcut yetişmiş uzmana kadrosunun verilmemesi ve kurumda kalması yönünde çaba gösterilmemesidir…
CHP Bursa Milletvekili Prof. Dr. Yüksel Özkan’ın gündemi ise “Ek Randevu” sistemiydi…
Prof. Dr. Yüksel Özkan şunları söylüyor:
"Sağlık sektöründe uzun yıllar çalışmış ve ayrıca yöneticilik yapmış birisi olarak, daha önce gerek TBMM kürsüsünde gerekse yazılı ve görsel medyada çağrılarda bulundum.
Vatandaşlarımıza 5 dakikada bir muayene olunamayacağını, anayasal sağlık hizmeti hakkınız için 15 dakikadan önce hasta muayene odalarından çıkmayın, doktorunuzun sizleri sağlıklı muayene etmesini ve bilgilendirme hakkınızı talep edin, dedim…”
Dürüst olayım, Özkan’ın bu önerisini hastalar hayata geçirmeye kalktığında polikliniklerde tartışmalar bitmez… Doktora günde “Şu kadar hasta bakacaksın” diyen bir sistem var.
Zar zor randevu alabilen hastalar, muayeneleri birkaç saat sarktığında isyan eder. Hele de o gün muayene olamayıp, ertesi güne kalınırsa, hemşire, doktor ve hasta yakınları karşı karşıya kalır.
Yani ne hekimin 5 dakikadan fazla hastaya bakabilme lüksü var; ne de hastaların poliklinik kapısında saatlerce bekleyip muayene olamamaya…
Yüksel Hoca talebinde haklı, zira 5 dakikada hastadan anemnez bile alınmaz… Sadece tahlil ve röntgen gibi tetkikler yazılır, o kadar… Zaten de hastasını doğru dürüst muayene etmeye zamanı olmayan doktorun multipraktis sorunu yaşamamak adına tetkik istemekten başka çaresi de yoktur…
Ancak Özkan’ın önerisinin uygulamaya geçirilmesi ne hastalar ne de hekimler açısından pek mümkün değil. Hastaneye karakol kurulursa belki!
İKİ HEKİMİN İŞİNİ BİR HEKİM YAPIYOR!
Prof. Dr. Yüksel Özkan, 2021 yılında 1405 hekimin yurt dışına gittiğini anımsatarak 2022 yıl sonunda bu rakamın 2000 kişi olacağına değindi….
Kamudan istifa edenler ve yurt dışına giden hekimler nedeniyle kamu hastanelerinde ciddi bir boşluk olduğunu dikkat çeken Yüksel Özkan şunları söyledi:
“İki hekimin işini artık tek bir hekimin yapıyor. Hatta bazı bölümlerde uzman hekim kalmadı. Dolayısıyla iş yükü altındaki hekimler büyük bir "psikolojik travma" yaşıyor. Sağlıksız bir sağlık sistemi içerisinde hekimlere sözlü ve fiili saldırılar devam ediyor, hükümet ise sağlıkta şiddeti önleyemiyor. Sağlık çalışanları bu şiddete ve mobbinge dayanamaz hale gelmiştir.”
ÖNLEM ALINMAZSA!
Atatürk'ün, kendi insanına güven göstergesi olarak “Beni Türk Hekimlerine Emanet Edin” sözlerini hatırlatan Özkan uyarılarını sürdürdü:
“… Sağlıktaki endişe verici gelişmelere önlem alınmaz ise Türk halkının sağlığını gelecekte sığınmacı hekimlere emanet edilecektir…”
Sağlık Bakanlığı’nın yeni yayımladığı yönetmeliğe atıfta bulunan Prof. Dr. Özkan şunları söyledi:
“…Muayenehanesi olan hekimlerin özel hastanelerdeki tedavi ve ameliyatlarına getirilen sınırlama, hastaların hekimini seçme özgürlüklerinin elinden alınması anlamına geliyor. Hiçbir meslek grubunda olmayan bu uygulamanın amacı hekimlerin anayasal hakkı olan mesleklerini serbest icra etmelerini" engellemektir, sağlık sisteminin neresinden tutsak elimizde kalıyor…”
SAĞLIKTA ŞİDDET
Prof. Dr. Yüksel Özkan’ın değindiği diğer bir konu ise sağlıkta şiddet oldu:
“Beş dakikada randevu nedeniyle hastane koridorlarından geçilemezken, vatandaş randevu alamazken, kanser tedavisi gören hastalar aylarca beklerken, Sağlık Bakanlığı çözüm olarak vatandaşları "randevusuz" olarak hastanelere yönlendirmekte ve MHRS sisteminde ek randevu şeklinde bir uygulamaya yer vermekte.
Bugün bir AVM'ye girerken X-Ray cihazından geçerek üstümüzün aranıyor. Eline silahı, beline bıçağı koyanlar hastanelere ellerini kollarını sallaya sallaya girebilir, bu kişiler kamu sağlık kuruluşlarında sağlık çalışanlarını tehdit edip, yaralayıp hatta ölümlerine bile sebebiyet verebilmektedirler…”
Özkan sağlık sisteminin sağlık çalışanlarıyla hasta ve hasta yakınlarını karşı karşıya bıraktığını, sağlıkta sistemden kaynaklanan sorunların sorumlusunun sağlıkçılar olarak gösterildiğini savundu.
Bu durumun sağlıkta şiddeti körüklediğini ve ciddi bir halk sorunu oluşturduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yüksel Özkan dedi ki:
“İzmir'de darp edilen sağlık çalışanı bir hekimin öldüresiye dövülmüştür. Umarız sağlıktaki şiddet son bulur, bu vahşeti yaratanlar hakkında nasıl bir işlem yapılacağının takipçisi olacağız, bu olayı şiddetle kınıyor meslektaşımıza geçmiş olsun ve acil şifalar dileklerimi iletiyorum….”
