USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kent içi ulaşım örnekleri (3) Bremenn ve Bursa…

12-01-2016


Bremenn, 548 bin insanın yaşadığı bir liman kenti…
Bremenn Belediyesi kent merkezini 1990da yayalaştırdı, halkın büyük tepkisini aldı, 1995e gelindiğinde bu düzen Bremennlilerin adeta bir yaşam modeli oldu, Belediye Başkanının şu sözünü hiç unutmam ve bu tür kararlar almayı düşünen Başkanlara da cesaret olsun diye, her vesile ile tekrarlarım, “…eğer kent merkezini tekrar trafiğe açsam, dün yayalaştırdım diye beni dövmeye kalkanlar, bugün böyle bir karar aldım diye beni öldürürler!
Kent içindeki tramvay, ki havaalanına kadar uzanıyor, otobüs ağı, tüm yollarda, gidiş/dönüş ikişer şerit bisiklet yolları, araba kiralama kulübü, tramvay hatlarının bitim noktalarında, tramvay biletiyle araba bırakılan ve 5 saate kadar kalışlara para ödenmeyen otoparklar, Bremenlilerin kent içindeki günlük hareketlerini kolaylaştırıyor ve hızlandırıyor.
Bizim Bukart benzeri bir kombine kart ile, otoparka arabanızı bırakıyorsunuz, tramvay ve otobüse biniyorsunuz, bisiklet ve araba kiralayabiliyorsunuz ve de taksi ödemelerini yapabiliyorsunuz.
Bu yapıda bir ulaşım sistemine sahip Bremennlilerin yüzde 33ü kent içinde kendi arabalarını kullanmaya devam ederken, yüzde 23ü bisiklet, yüzde 24ü toplu taşımı kullanıyor, yüzde 20si de yürüyor.
Bu arada Bremennin ileri gelen iş adamlarının da, kent dışındaki evlerinden, tramvayın son durağına kadar kullandıkları özel arabalarını, ceplerindeki o kombine kart ile otoparka bıraktıklarının altını çizeyim. Tanıştığım bir iş adamı bu düzen içindeki mutluluğunu anlatırken, sabah tramvaya bindiğimde dostlarımla selamlaşmak bile çok güzel, kentimi seyrederek işime gidiyorum, gün içinde bir misafirim olur da araba gerekirse, hemen kartımla, üyesi olduğum kiralama kulübünün en yakın araba parkından istediğim arabayı alıyorum, işim bitince de gene en yakın parka bırakıyorum, bu kullanımlarımın bedelini de aydan aya ödüyorum…
Ve Bursa, 2 milyonu aşan nüfusuyla Türkiyenin 4. büyük kenti…
1987 yılında yapılan Kent İçi Ulaşım Fizibilitesi, Bursanın kent içi ulaşım ana iskeletinin Hafif Raylı Sistem olması gerektiğini göstermiştir. Her vesile ile hatırlattığım gibi, HRS, raylı sistemlerde saatlik taşıma kapasitesi tanımıdır, metro daha büyük, tramvay daha küçük taşıma kapasitelerini tanımlar.
1991 yılında, o günün büyükşehir belediye hudutları ve kentin yıllara göre büyümesi dikkate alınarak 55 km uzunluğunda HRS hatlarının oluşumu planlanmıştır.
1997de yapılan Ulaşım Master Planı ile, kent içindeki HRS + otobüs hatları ve bunların entegrasyonu, transfer istasyonları ve bilet entegrasyonu, New York benzeri, belirlenmiştir.
İki haftadır çağdaş kentlerdeki, trafik karmaşası yaşatmayan / hızlı / konforlu / hesaplı kent içi ulaşım modeli örneklerini sizlerle paylaşıyorum, daha önceki yazılarımda da benzeri bilgileri sunmuştum.
Şimdi lütfen, başta Balatta yaşayanlar olmak üzere, tüm Bursalılar olarak, Büyükşehir Belediyesinin Özdilek Kavşağında uygulamaya soktuğu yeni düzeni, ki bu bölgedeki trafik tıkanıklığını kaldırdı, akışı hızlandırdı, okuduğunuz örneklerdeki bakış açısı içinde değerlendirin.
Örneğin sabah Balattaki evinizden işe gitmek üzere çıktınız, besleme hattı otobüsüne binip, ki bu yeni hat bugünlerde hizmete girdi veya girecek, BursaRay Emek İstasyonuna geliyorsunuz ve yolunuza BursaRayla devam ediyorsunuz, kent merkezine gidecekseniz, Osmangazi istasyonunda tramvaya aktarma yapıyorsunuz, Gürsu / Kestel istikametine gidiyorsanız, BursaRayla devam ediyorsunuz, unutmayın bu küçük bir başlangıç, eğer biz belediyemizin uygulamaya soktuğu bu küçük adımına, pankart açıp karşıt eylem yapacağımıza, sahip çıkarsak, kentimizi yönetenlere cesaret verirsek, bu düzenin tüm kent içi ulaşım sistemine hakim olmasının yolunu açarız.
Tabii bu arada belediyemizden, 1 saat içinde yapacağımız aktarmalardan başka bedel alınmamasını da talep etmeliyiz.
Sevgili Bursalılar, lütfen gözlerinizi kapayın, üç haftadır bu köşede okuduğunuz dünya kentlerindeki güzel örneklere benzer bir kent içi ulaşım düzeninin tüm Bursada işler hale geldiğini hayal edin,
siz işinize, çocuğunuz okuluna, aileniz çarşıya, pazara, işçilerimiz fabrikalarına aktarmalı toplu taşım düzeni içinde ulaşıyorsunuz, yollarda okul / fabrika servisi yok, trafik sıkışıklığı yok, güvenli / konforlu / hızlı biçimde hedefinize doğru akıyorsunuz…
Hayali bile cihan değer, değil mi?

EKOHABER

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?