USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Habib Burgiba döneminin Tunus’u (2)

22-08-2022

Aslında çok değerli tarihi yapıları yok, doğa güzellikleri kurak iklim koşullarıyla sınırlı, aslında yılan, akrep ve çölden başka bir doğa varlıkları da yok, ama yıl boyu her tarafı turist kaynıyor. Turisti mutlu etmek için, golf sahaları, buz pateni salonları, turistik otelleri ve gazinoları mevcut. Ülkenin dış borç diye bir derdi yok.

Okullarda her öğrencinin birinci dili Arapça, ikinci mecburi dili Fransızca. Bunun haricinde, isteyenlere 5 yıl İngilizce eğitimi veriliyor.

Kurak iklime rağmen ülkenin her tarafı çiçek, çimen ve ağaçlarla süslenmiş, bunları koparan, yolan, sertifikasız ağaç budayan herkese, ceza veriliyor.

Yan sokaktan gelen bir araba olmadığından emin olmadıkça, taksi şoförleri STOP yazılı levhada mutlaka duruyorlar. Herkes trafik kurallarına tam uyuyor, çölde turistleri safariye götüren şoför bile kurala aynen uyuyor ve saatte 60 km hızla gidiyor. Bir şoförün aylığı 400 dolar, dörtte birini kiraya veriyor, %12’si vergi ve sigortaya gidiyor, eşi de çalışıyor.

Ulaşım tramvay, tren, otobüs, dolmuş, taksi ve feribotlarla yapılıyor. 60 bin kişilik üstü kapalı stadyumları var.

Kentlerdeki duvarları sanatçıların yaptığı kadın resimleri süslüyor. Ayrıca süslü mimariyi yansıtan eski binalar çok iyi korunmuş halleriyle kentlere renk katıyor.

Siyasette 4 parti, hükümette 24 bakan var. Bugünkü başbakanları kadın, adı Necla Budin.

Hafta sonu tatili cumartesi ve pazar günleri olarak kabul edilmiş. Halk sürekli çalışıyor ve üretiyor, lüks ve ihtiras peşinde olan yok, kazanç eşitlikçi biçimde paylaşılıyor. Bizim paramız dış ülkelerde geçerli olmadıkça kendimizi yeterince kalkınmış hissetmeyiz, diyorlar.

İşte bu güzel insanların ülkesi Tunus’un efsanevi lideri Habib Burgiba ise tam bir ATATÜRK hayranıdır.

Evet, Tunus bu işte, bilmem okurken dikkatinizi çekti mi, Tunus’un 60 milyon zeytin ağacı var, bizim 190 milyon, ama zeytinyağı ihracatında İtalya’nın arkasında yer alıyor, İspanya ve Yunanistan’ın önünde, ama biz onların üç katından fazla zeytin ağacımızla ve de aşılanma bekleyen yabani zeytin alanlarımızla Yunanistan’ın da gerisindeyiz.

Her vesile ile vurguluyorum, belki sizlere “öf be” bile dedirtiyorum, ama yine de okuduklarımızdan ders çıkarmamız gerek, zira doğanın bize bahşettiği toprak ve iklim zenginliğimizi doğru yönetemiyoruz, Konya ovamızdan biraz büyük Hollanda dünya tarım ürünleri ihracatında ABD’den sonra ikinci sırada, bizim zeytin varlığımızın üçte birinden az zeytin varlığı ile Tunus, zeytinyağı ihracatında bizim önümüzde koşuyor. Çiftçimiz toprağından kopuyor, örneğin tamamı sulama sistemine ve birinci sınıf tarım toprağına sahip Yenişehir ovamızdaki köyler boşalıyor. Oysa gelişmiş ülkelerin uyguladığı tarım politikalarını ülkemize aktarmak, tarım ve hayvancılıkla geçimini sağlayan çiftimizi kooperatif çatısı altında toplamak, çiftçi çocuklarını uygulamalı tarım ve hayvancılık meslek liselerinde eğitmek hiç de zor olmasa gerek…

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?