USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Gökçin Aras “Hacı Abim benim”

22-08-2022

Kader birbirimizi daha iyi anlayabil­memiz için olsa gerek ki meslektaş ve iş ortağı yaptı.

Benim dört yıllık tecrübem ve Gökçin Aras’ın o inanılmaz müteşebbis ruhu ile vakti zamanında Gökçelik’i kurduk.

Daha sonra işimizi ayırırken isim ba­bası olmam münasebeti ile o isim bende kaldı o da ÜÇGE’yi kurdu.

Ama bu arada ikimiz de bu geçiş dö­neminde aynı ismi yani Gökçelik’i kulla­narak on yıllık markadan istifade ettik.

Yani ayrıldıktan sonra 5 yıl süresince piyasada iki Gökçelik vardı.

Hatta bazı müş­teriler bizi ziyaret edip işi diğer Gök­çelik’e veriyor ve parasını da bize gönderiyordu. Bazen de sır gibi saklanan yeni işle ilgili kargo yanlış­lıkla bize geli­yordu.

Almanya fua­rında Rus müşteri­miz küçük dilini yutmuşçasına, “ya başka biri sizi tak­lit ediyor ya da siz başka birini taklit ediyorsunuz” de­mesi karşılığında bizim gülmemiz onu daha da hayrete düşürmüştü.

Daha sonra her şeyde olduğu gibi o konuda da uzlaştık.

Benim bir isteğim olduğunda itiraz ederdi, kızardı ama sonunda duygusal­lığı ağır basar ve sadece bana değil kimseye, hele hele kardeşlerine asla kı­yamazdı.

Piyasalarda çok sorarlardı “Aganla aran nasıl?” diye. Asla sorun olmazdı.

Bir şekilde ko­nuşur anlaşırdık ama sadece ara­mızda kalırdı sır­larımız halen daha da öyledir.

Hani öyle derin bildiğimiz şeyler değil, aramızda her şey tatlı tatlı ve şaka gibiydi.

Düşünün ki rakip iki firma aynı kazana kepçe sallıyor ama kepçeler bir­birine çarpmıyor.

Bunu daha da iyi pekiştirmek için daha üç, dört yıl öncesine kadar şirket­lerimizin avukatı bile çocukluk arkada­şımızdı.

Aynı işi yapan meslektaş iki kardeşin aynı sektörde aynı müşteriler ile iş yap­ması elbette kolay bir şey değildi.

Ama bu konuda müşterilere özellikle kardeşime asla ve asla toz kondurmaz­dım.

Aynı davranışın karşılığını gördü­ğümü de söylemeliyim.

Bir başkasına benim hakkımda yapıl­mış olumsuz tek bir söz duymadım ha­yatım boyunca.

Bazı müşterilerimiz ise asla ve asla ay­rılığımızı kabul etmediler. Bunlardan biri de Beğendikler marketlerinin kuru­cusu sevgili Mehmet Beğendik idi.

On yıl ortaklıktan sonra yeni dünya­lara açıldık. Aramızda asla ve asla mes­leğimiz ile ilgili muhabbet etmezdik.

Ama onun dışında bütün ekonomik, siyasal ve sosyal işler hakkında konu­şurken ortaklıktan hiç ayrılmamış gibi sohbet ederdik.

Aynı fuarlarda boy gösterirdik ve bir­birimizi baş köşede misafir ederdik.

Her zaman birbirimiz ile gurur duy­duk ve yaptığımızı bütün işler ile kendi­miz yapmış gibi övündük.

Gökçin Aras gerçekten de sektörü­müzde dünya çapında tanınan, yaklaşık 25 yıldan bugüne ihracat yapan, istih­dam yaratan ve binlerce genç müte­şebbise yol açan bir deha girişimci idi.

Ağzından çıkan her kelimenin arka­sında büyük bir derinlik vardı.

Kriz zamanları birbirimizi arar neler yapmamız gerektiğini öğütlerdik.

Bir gün Türkiye çapında yapı market­leri olan bir şirket çok sayıda engelli market arabası teklifi istiyor.

Ürün sadece iki firmada var, abi ve kardeşte. İhale elektronik ortamda ya­pılıyor, karşılıklı fiyatlar aşağı iniyor ve neticede iş birimizde kalıyor.

İşletmenin genel müdürü beni araya­rak “sizin başarınızın sırrını şimdi anla­dım, eğer isteseydiniz aranızda anlaşırdınız biz de mecburen alırdık. İki tarafı da tebrik ediyorum, bunu her yerde anlatacağım, çok büyük güven verdiniz ve sizi asıl şimdi tanıdık” de­mişti.

Sevgili kardeşim ile işte aramız böyle idi.

Gökçin Aras, babam ve annem adına okullar yaptırdı. Asla ve asla bir yerde okul yaptırdım dediğini duymadım.

O yapmış olduğu hayırları bütün aile adına yaptığını yürekten hissettirirdi.

O tam bir Bursaspor aşığı ve eğitim gönüllüsüydü. Dünya görüşünden asla ama asla taviz vermedi.

Hastalığı uzun sürmedi, yani çok çekmedi. Bu süre içerisinde kendisine ulaşa­mayan yüzlerce arkadaşı aradı, kendisi hakkında bilgi aldılar ve bazı ilaçlar için kısıtlı olan zamanı as­gariye indirmek için cansi­perane yardımcı oldular, onlara nasıl teşekkür ede­ceğimi gerçekten bilemi­yorum. Allah onlardan razı olsun, bu sevgi seli bütün ailemizi derinden etkiledi. Sağ olsunlar var olsunlar.

Sayfalarca yazsam anlatamam onu ama şunu belirtmeliyim ki istediği ha­yatı istediği gibi yaşadı, asla bildiğinden taviz vermedi, başını menfaat için asla öne eğmedi.

Sevgili Ekohaber okuyucuları, aslında yazılarıma 6 Eylül’den sonra devam edeceğimi belirtmiştim ama Tahsin Ar­dıç’ın bu özel isteğini kıramadım.

Şunu söylemeliyim defalarca yazdım sildim, duygusal kelimeler geldi aklıma, henüz acımız çok yeni onunla ilgili hatı­ralarımı kitap şeklinde yazmıştım, ilerle­yen günlerde tekrar paylaşacağım.

Maalesef Bursa çok önemli bir tecrü­beyi ve değerini çok erken kaybetti.

Başlık nereden çıktı derseniz, Gökçin Aras liseye giderken Bursa Devlet Tiyat­rosu’nda oynadığı rolünün icabı sakal bırakıyordu ve kendisine o gün bugün hep HACI ABİ diye hitap ediyordum.

Sen ışıklar içinde uyu, diktiğin bayrak daha da yükseklerde dalgalanacaktır sevgili hacı abim benim.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?