USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

24 Temmuz Basın Bayramı değildir!  

24-07-2022

Ahir ömrümde 24 Temmuz’u coşkuyla bayram gibi kutlayan gazeteciye, belki vardır ama hiç denk gelmedim.

Osmanlıda 10 Mayıs 1876’da çıkartılan Sansür Yasası’nın 24 Temmuz  1908’de kaldırılmasının yıldönümüdür…

Osmanlıda ilk özel gazete Abdülmecit'in padişahlığı döneminde William Churchill adlı İngiliz katip tarafından yayınlanır!

Öyküsü çok çarpıcıdır:

İngiliz William Churchill, bir avda yanlışlıkla Müslüman bir çocuğu yaralar ve tutuklanır.
Sen misin tutuklayan! İngilizler ve Batı kıyamet kopartır.

İngiliz büyükelçisi de kapitülasyonlara dayanarak bir İngiliz'in suçlu olsa bile tutuklanamayacağını savunur. Tepkiler üzerine Churchill serbest bırakılır. Hapse atıldığı için tazminat olarak pırlantalı nişan, zeytinyağı ihraç izni ve gazete yayımlama imtiyazı ile ödüllendirilir.

Adama Müslüman çocuğu yaralama piyangosu çıkmıştır! İngiliz Churchill’in Ceride-i Havadis gazetesi haftalık çıkamayan Osmanlının resmi gazetesi Takvim-i Vekayi'nin idare haberlerini de basar, habere muhabir gönderdi, savaş haberleri, hastalık bilgileri ve özel ekler ile piyeslerin Türkçe tercümesini, romanların tefrikasını yayınladı.
Osmanlının çıkardığı ilk özel gazete Tercüman-ı Ahval, Agah Efendi tarafından 1860'ta basılır. Sonraki yıllarda gazete sayıları artar.

Ancak gazeteler sansür memurlarının denetiminden geçtikten sonra yayınlanır. 10 Mayıs 1876’da Sansür yasalaşır.  Gazetelerin sansürlenen haberlerinin yeri boş olarak çıkar.  

24 Temmuz 1908 tarihinde 2. Meşrutiyet ilan edildikten sansür yasası da kaldırılır.

10 Haziran 1946 yılında kurulan Türkiye Gazeteciler Cemiyeti bir basın günü düzenlemeye karar verir. Falih Rıfkı Atay’In yer yıl 24 Temmuz’un Basın Bayramı olarak kutlanması önerisi kabul görür.  

24 Temmuz’un kısa tarihçesi böyle…

Ancak sansür 1946 yılı da dahil olmak üzere hep oldu. Darbe dönemlerinde iyice ağırlaştı.

Günümüzde gazeteciler sansür ve otosansür kıskacında görevlerini yapmaya çalışıyor…

ÖZGÜR BASIN TOPLUMA KATKI SAĞLAR!

Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu (TGK) ve Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı, yıllardır sansürün kaldırılışının yıldönümü olan her 24 Temmuz’da Basın Dayanışma Günü nedeniyle açıklama yapar…
TGK bünyesinde 9 Gazeteciler Federasyonu, 86 Gazeteciler Cemiyeti ile Basın Derneği ve bu derneklere üye yaklaşık 20 bin basın emekçisini kapsıyor…

TGK Genel Başkanı Nuri Kolaylı bu yıl da “Özgür basın topluma katkı sağlar” başlıklı basın açıklamasında sansürün gerçek anlamda kalkmadığına ve basın çalışanlarının görevini özgürce yapamadığına dikkat çekti…

DEZENFORMASYON YASASI

Kolaylı, Haziran ayında TBMM gündemine gelen ve Ekim ayında yeniden görüşülmek üzere ertelenen, kamuoyunda “dezenformasyon yasası” olarak bilinen yasal düzenlemenin basının geleceği açısından büyük önem taşıdığına vurgu yaptı:

“Türk basınında sansür, gazetecilerin 24 Temmuz 1908 tarihinde gerçekleştirdiği onurlu direniş sonucu kalkmış, ancak süreç içerisinde yapılan çeşitli yasal düzenleme ve baskılarla yeniden gündeme gelmiştir. 

Basınımız 2022 yılının 24 Temmuz’una da geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi birçok sorunla giriyor. Bu sorunların başında da TBMM'de görüşülmesi ertelenen 40 maddelik ‘Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi’ gelmektedir. 

Kanun Teklifi, Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu olarak dile getirdiğimiz mesleki sorunların bir bölümüne çözüm getirecek içerikte olsa da, birçok maddede düzenleme yapılması gerekmektedir…”

DÜNYANIN ORTAK SORUNU

Kanun değişikliğinin gerekçesi olan  “dezenformasyon”; dünyanın ortak, önemli ve acil çözüm bekleyen sorunlarından biri olduğuna değinen Kolaylı sözlerini şöyle sürdürdü:

Dezenformasyon sadece iktidarların değil, iktidarı ve muhalefetiyle tüm ülkemizin sorunudur ve mutlaka mücadele edilmelidir. Bu soruna yasal düzenleme ile çözüm aranmasını destekliyoruz. Ancak bu düzenleme, basın özgürlüğünü engelleyici yönde olmamalıdır.

Kanuna ilişkin karar verici konumdaki tüm taraflara, basının sansürlenerek değil, özgürleşerek topluma ve demokrasiye katkı sağlayabileceğini hatırlatmak istiyoruz.”

GAZETECİLİK MESLEK YASASI

TGK Genel Başkanı Kolaylı Gazetecilik Meslek Yasası’nın gereğini de gündeme getirdi:

“Sektörümüzde yaşadığımız en öncelikli sorunumuz, diğer sorunların da kaynağı olan “Gazetecilik Meslek Yasası” olmamasıdır. Medya, gerçek anlamda işlevini yerine getirebilmesi için, gazetecilik mesleğini ve bu mesleği kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’na acilen ihtiyaç duymaktadır.  

Ülkemizde gazetecilik meslek yasası olmadığı için dileyen herkes, eğitimine ve bilgi birikimine bakılmaksızın ‘gazeteciyim’ diyerek mesleğe başlayabilmektedir. Oysa gazetecilik/habercilik, özel eğitim gerektiren bir meslektir. Gazetecilik yapmak isteyen bir kimse, eğitim seviyesi ne olursa olsun işe girebilmektedir.

Bu durum, basın mesleğini her türlü istismara açık hale getirmektedir ve habercilik, tehdit ve şantaj aracı olarak kullanılmaktadır. Daha da kötüsü bu tür kişileri basın mesleğinden uzaklaştıracak herhangi bir yasal düzenleme de bulunmamaktadır. 

Bu çarpık durumu ortadan kaldırmak için, gazetecilik mesleğini kimlerin yapabileceğini düzenleyen ‘Gazetecilik Meslek Yasası’ acilen çıkarılmalıdır.”

SANSÜR

Kolaylı açıklamasında sansüre de değindi:

“Sansür ise, meslektaşlarımızı kıskacına alan önemli bir sorunumuzdur. Çeşitli medya kurumlarında yaşanan uygulamalara bakıldığında, sansürün kalkmadığını, etkisini arttırarak devam ettiğini görmekteyiz.  Sansür günümüzde ‘haber yasaklama’ yoluyla yapılmasa da gerçeği çarpıtma, gizleme veya çeşitli tehdit ve yaptırımlarla devam etmektedir. 

İfade ve basın özgürlüğü demokrasinin olmazsa olmazıdır ve Türkiye’de demokratik yaşamın temel sorunu ne yazık ki basın ve ifade özgürlüğünün gerçek anlamda olmamasıdır. Halkın haber alma hürriyetinin işlerliği için, basın ve ifade özgürlüğü temel gerekliliktir.  

Halkın gerçekleri öğrenme ve bilgi edinme hakkının aracı olan basın özgürlüğünün önündeki engeller kalkmadıkça, 24 Temmuzlar bizler için bayram olmayacaktır. Bu nedenle bu yıl da 24 Temmuz’u Basın Bayramı olarak değil, dayanışma günü olarak görüyor, bu anlamda kutluyoruz.”

Bir gazeteci olarak dileğim, kendimden vaz geçtim, genç gazetecilerin 24 Temmuz’u sahiden de bayram gibi kutladıkları günlere erişmesidir.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?