USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ŞİRKETLEŞSEK Mİ?  

18-07-2022

Bakıyorum da; son günlerde benzer söylemler camiada yine dillendirilmeye başladı.

Kuveyt’ten, Katar’dan bilmem nerelerden Bursaspor’a talip olanlar varmış!

Bursaspor’un ekonomik olarak içine düştüğü borç girdabı öyle kolay kolay üstesinden gelinecek bir meblağa değil. Her ne kadar Bursaspor ile birlikte şampiyonluk yaşamış diğer 4 kulübün borçları ile kıyaslanırsa devede kulak kalır. Onlar ‘zengin arabasını dağdan aşırır, fakir düz ovada yolunu şaşırır’ misali bir yolunu bulup işlerini yürütüyorlar.

Türkiye’de faaliyet gösteren futbol kulüplerinin çoğu halen dernek statüsünde faaliyetlerini sürdürür. Şirketleşmenin beraberinde getirdiği ve spor kulüpleri açısından en önemli negatif özelliklerden bir tanesi şirket sahibinin kulübün mutlak sahibi olmasıdır. Kendine ait ticari işletmeyi kanunları çiğnememek şartıyla istediği gibi yönetme hakkına sahip olan mal sahibinin, şirket tüzel kişiliğindeki bir spor kulübünü satın aldığında da aynı haklara sahip olması yadsınamayacak bir durumdur.

Bu konuya somut bir örnek vermek gerekirse; bir şirketin adının ve ambleminin, markasının hatta renklerinin sahibi tarafından istenildiği gibi değiştirilmesi iş dünyasında olağan bir durumken bunun bir spor kulübüne yapılması ciddi sıkıntılar doğurmaktadır.

Mesela; bu değişimlerden geçmiş iki futbol kulübünün (Wimbledon ve Austria Salzburg) yaşadıkları buna en önemli örneklerdir. Ülkemizde de Göztepe’nin Altınbaş FC’ye veya İstanbulspor’un Sancaklıspor’a dönüşmesinin, Demirbank’ın HSBC’ye, Dışbank’ın Fortis’e dönüşmesi kadar normal karşılanmayacağı açıktır.

Ülkemizde stadyumların spor kulüplerine değil devlete ait olması, kulüplerimizin genellikle çok fazla taşınmaza sahip olmaması, oyuncuların, eski adıyla ‘bonservis bedelinin’ sübjektif ve ticari kıymeti tartışmalı bir varlık olması gibi sebeplerle, satışa konu olan temel değer genellikle kulübün markası olmaktadır.

Bir spor kulübünün şirketleşmesi ve bu şirketin kişiler tarafından ele geçirilmesiyle birlikte sadece sosyal bir kurumun tüm geleceği tahakküm altına alınmış olmakla kalmıyor, taraftar ve camianın yıllar boyunca oluşturduğu değerler de kulüp ile birlikte el değiştirmiş oluyor.

Yıllarca sosyal kurumlar olarak var olmuş, bazen Bursaspor gibi bölgenin bazen de ülkenin en değerli markası haline gelmiş olan kulüplerin, bu değerlerin oluşumuna çok sınırlı katkısı bulunan kişiler (kulüp yöneticileri) tarafından, bu değerleri taraftarları sömürmek amacıyla kullanacak olanlara ön koşulsuz satışı etik olarak kabul edilemez bir durumdur.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?