USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Yasa önünde temsil iç yönerge sorunu

29-12-2015

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanununun (kısaca “TTK”) 367 (1) madde fıkrasına göre; Yönetim kurulu esas sözleşmeye konulacak bir hükümle, düzenleyeceği bir iç yönergeye göre, yönetimi, kısmen veya tamamen, bir veya birkaç yönetim kurulu üyesine veya üçüncü kişiye devretmeye yetkili kılınabilir. Bu iç yönerge şirketin yönetimini düzenler; bunun için gerekli olan görevleri tanımlar, yerlerini gösterir, özellikle kimin kime bağlı ve bilgi sunmakla yükümlü olduğunu belirler.
Bu düzenleme ile anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin, yürütme yetkisini haiz olmayan üye konumuna geçerek, esnek bir yönetim rejiminin kabul edildiği açıktır. Böylece, yönetim kurulu (kısaca “yönetim”) üstlendiği yönetimi, bazı yönetim kurulu üyelerine ve/veya üçüncü kişilere devir (delege) edebilecektir. Yönetimin bu anlamda devri, organsal işlevin devridir.
TTKunda öngörülen bu düzenleme ile, yönetim hakkı ile temsil yetkisi (TTK m. 370) birbirinden ayrılmıştır.
Yönetimin devri, esas sözleşmesel dayanağı gerektirir ve ancak yönetim kurulu tarafından kabul edilen bir teşkilat (eş anlamı ile yönetim) iç yönergesi ile yapılır.
Yönetimin devri, organsal işlevleri içerdiğinden sorumluluk hukuku yönünden önemli sonuçlar doğurur. Söz konusu sorumluluğun kapsamı TTKnun 553. Maddesinde düzenlenmiştir.
Diğer yandan, yönetim devrinin de TTKnun 375. Maddesi göz önüne alınarak yapılması zorunlu bulunmaktadır.
Yönetim hakkı ile temsil yetkisi birbirinden ayrılmış olup, devir, kural olarak temsil yetkisinin devrini içermez. Bunun için temsil yetkisinin, TTKnun 370. Maddesine göre, ayrıca veya aynı işlemde açıkça belirtilmek suretiyle devri gerekir.
Ancak, temsil yetkisinin devrinde, tıpkı yönetim yetkisinin devrinde olduğu gibi bir iç yönerge ile bunun içeriği konusunda herhangi bir yasal düzenlemeye yer verilmemiştir. Buna rağmen, yasal dayanaktan yoksun olduğu açıkça görüldüğü halde, bazı ticaret sicil müdürlükleri ile uygulamada rastlanan bazı çevrelerce benimsenmek suretiyle, temsil yetkisi iç yönergesi hazırlandığı ve uygulandığı izlenmektedir.
Yasal düzenleme önünde, iyi yaptıkları sanılan temsille ilgili iç yönergenin, tartışmadan da öte hem faydasız hem de geçersiz sayılması gerektiği açıktır.
Yürekten esenlikler ve içten saygılarımızı sunarız.

EKOHABER

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?