Yılların getirisiyle tanık olduğum nice teknik adam tanıtımlarında çevresine şaşkın bakan, ürkek ve de ‘Allahın izni’ ile diye başladıkları konuşmaları ‘inşallah’ sözcüğüyle noktalayan hocalar gördüm...
Onun için de diyorum ki; otoritesine, bilgisine, deneyimine güvenip ve de en önemlisi ‘Başaracağız’ ilkesine duyduğu kararlılık önemlidir...
Bundan sonra her Bursasporlunun onlara güvenip inanması ve de her konuda tam destek vermesi tek çaredir...
Kaldı ki; başkan tarafından tahtanın açılamayacağı açıklaması sonucu zorunlu olarak alt yapıdaki ‘bizim evlatlarla’ yola çıkılacağına göre bu hedef yürüyüşüne nezaret edecek takım komutanlarının da ‘bizim çocuklar’ olması gayet mantıklı ve de akılcıdır.
Ertekin ve Tam ikilisinin en önemli şansı ‘ya da şanssızlığı(!)’ takımda tribün diliyle ‘kaşar’ futbolcu bulunmayışıdır. Bunu şunun için söylüyorum; Yalçın Koşukavak döneminde ‘Senin yaşın kadar benim Süper Lig de oynamışlığım var’ diyerek hocaya posta koyanları, hatta ayak kaydıran biliyorum. Maalesef o istemezükçülere’ dönemin yönetimleri ‘otur oturduğun yere işine bak topunu oyna’ demek varken; sorunu çözme adına en kolay yolu tercih ederek teknik adamları gönderdikleri için bugün buralara gelindi.
Gelelim madalyonun diğer yüzüne... Kulüplerin içinden yetişmiş eski futbolcuların göreve getirilmesi Türkiye’de maalesef iyi sonuç veren bir uygulama değildir. Çok geriye değil yakın geçmişe giderek şöyle bir baktığımızda Bursaspor kökenli üç isim görüyoruz:
Ersel Uzgur, Adnan Örnek ve Mustafa Er…
Bu üçlünün o günlerin koşullarına göre ellerinden geleni yaptığına inanıyorum.
Bursaspor gibi şampiyon olmuş köklü ‘4 Büyük’ takıma baktığımızda bu paradoksu görüyoruz...
Mesela; Fenerbahçe’de Rıdvan/Oğuz/Aykut ve son olarak İsmail Kartal örnekleri gibi. Galatasaray’da Bülent Korkmaz, Hamza Hamzaoğlu dönemleri uzun sürmedi. Fatih Terim sezonun ortasında gönderildi...
Beşiktaş’ta Rasim Kara, Rıza, Ziya Doğan, Ertuğrul, Samet uymadı. Şampiyon takımın hocası Sergen Yalçın’a kapı gösterildi..
Trabzon’da Giray, Tolunay, Ali Kemal, Hami, Şota, Ünal Karaman dayanamadı... Şenol Güneş kendi memleketinde kan kustu, ‘kızılcık şerbeti içtim’ dedi...
Ancak kimse umutsuzluğa kapılmasın. Orası Süper Lig, Bursaspor ise iki alt ligde mücadele edecek. Onun için kıyaslama yapamayız, çünkü her şey çok farklı olacak... Geleceğe umutla bakıp, ‘Bizim Çocuklara’ gönülden başarılar dileyelim...
Tahta kapalı ama inşallah bahtları açık olur.
