USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Mutlu evliliğin sırrı var mı?

08-06-2022

Son yıllarda özellikle de televizyon kanallarının gündüz kuşağında sosyal faciaları izler olduk.

Artık gençlerin artık Facebook, Instagram’ın yanı sıra Tiktok gibi yeni nesil, her şeyin birkaç saniyelik görüntülerle tüketildiği sosyal mecralarda eş seçer hale geldiğine tanık oluyoruz.

Daha da vahimi gençlerin dışında çoluk çocuğa karışmış evli kadın ya da erkeklerin de sosyal medya ilişkilerine kendilerini kaptırdıklarını izliyoruz. 

Elbette bunlar toplumda küçük bir yüzde. Ama eskiden çok nadir olan mevzuların, köylere hatta yaylalardaki obalara dek uzandığını görüyoruz.

Sosyal medya, toplumsal değerleri, gelenek ve göreneği, Türk toplumunun aile yapısını mikser gibi çırpıyor; parçalıyor, çürütüyor…
Çiftlerin birbirlerini doğru dürüst tanımadan sosyal medyadaki yazışma ve görüntülü konuşmalarla çıktıkları evlilik yolu onları çıkmaz sokağa yani boşanmaya götürüyor…

Bazen ebeveynlerin bencillikleri çocukları perişan ediyor. Kimi zaman bu süreçte darp ve yaralamadan cinayete dek uzanan bir şiddet sarmalı da oluşuyor.

Eskiden büyüklerimiz ‘sokaktan koca bulunmaz’ derdi. Şimdi ‘Sosyal medyadan eş bulunmaz’ demesi gereken bazı anneler ya da babalar; o haltı kendileri yiyor! Çürüme böyle bir şey! Faturayı da devlet korumasına verilen binlerce analı babalı çocuk ödüyor.


KURUMLARIN AİLE DANIŞMANLIKLARI ÇOK ÖNEMLİ!

Yerel yönetimler ile ilgili kamu kuruluşlarının açtığı evlilik okulu adı altındaki eğitimlerini, aile danışmanlıklarını çok önemsiyorum.

Keşke tüm evlenen çiftlerden sağlık raporu ister gibi, evlilik okulu diploması da istense…

Pandemiyle birlikte psikologlara, aile danışmanlarına başvurular arttı. Hal böyle olunca da kamu ve özel sektörde çalışan psikolog ve danışmanlar istifa edip kendi muayenehanelerini açtılar.

Dolayısıyla da artık neredeyse tüm ücretlilerin dar gelirli olduğu ülkemizde ailelerin, gençlerin psikologlara erişimi zorlaştı.

O nedenle belediyelerin, kurumların, sivil toplum kuruluşlarının  ücretsiz verdiği eğitimlerin önemi daha da arttı.

Nagihan Doğan başkanlığındaki Bursa Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifi kurulduğundan beri izlediğim üretken, çalışkan kuruluş… Toplumsal katma değeri olan projelerde de yer alıyor.
Hayata geçirdiği son etkinlik de onlardan biri.
Nagihan Doğan nişanlı ya da evli çiftlere yönelik eğitim programının amacı hakkında şu bilgileri verdi:

“Toplumun temel yapı taşını oluşturan evlilik kurumunun sağlam temellere oturması nişanlı çiftlerin evlilik kurumunu ve haklarını tanıyabilme, daha sağlıklı yarınları ve verimli iletişim kurabilmeleri adına Bursa Uludağ Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi İşbirliği ile Evlilik Rehberliği eğitim programı düzenledik. Katılımcılara eğitimin bu konuda yol gösterici olduğunu umuyoruz…”

MUTLU EVLİLİĞİN SIRRI VAR MI?

Peki mutlu evliliğin sırrı var mı? Kişiden kişiye değişir mi? Bana göre değişir.

Antik tarihte, mutlu evlilik erkeğin mutlu edilmesiyle tanımlanıyordu. Tarih yazıcıları, bilgiyi, felsefeyi, siyaseti üretenler, iktidar erkleri erkekti.

Ya şimdi? Birilerine göre hala mutlu evliliğin tanımı sadece erkeğin beklentileri üzerinden yapılıyor! Kadın mutlu değilse, eşi nasıl mutlu olur? Aynı şey tersi için de geçerli…

1997’de ilk yazdığım köşe yazılarından biri de bu konuydu aslında… Yaşlı bir çifti anlatmıştım…
Muhtemelen 1993 yılında bir arkadaşımla birlikte Fıstıklı’da bir kamu kurumunun kampına gitmiştik. Kampın lokalinde sessiz sedasız kahvaltımızı ediyor, öğle ve akşam yemeklerini yiyorduk. Aralarda da denize gidiyorduk. Hayatımız pek bir rutindi. İki gün sonra kampa yaşları 70’in üzerinde bir karıkoca geldi.

Bir anda lokalin havasını değiştirdiler. Herkesin ayrı ayrı yemek yediği masalar birleştirildi. Akşam yemekleri bir şölene dönüştü. Hep birlikte şarkılar söyleniyor, yarışmalar düzenleniyordu. Herkes birbiriyle selamlaşmaya, konuşmaya, hal hatı sormaya başlamıştı. Yaşlı çift herkesi kendi pozitif yaşam döngülerinin içine çekmişti; sosyalleştirmişti. Mutluluk ve neşeleri bulaşıcıydı. Ve tüm bunları da kimseyi zorlamadan, eleştirmeden, kırmadan başarmışlardı.

Hep el eleydiler. Birbirlerine “Canım, bir tanem, hayatım, sevgilim” diye hitap ediyorlardı. O yıllarda ulu orta hele de yaşlı insanların birbirlerine sevgilim, demesine alışık değildik. Hayran kalmıştık.
Bir gün, deniz kenarında oturuyorlardı, yanlarına gittim; girizgahsız bir soru sordum; “Sırrınız ne?” 
Bana baktılar, anladılar… Ve birbirinin ağzından lafı alarak birlikte şunu anlattılar:

“Bizim evimizde bir bavulumuz hep hazırdır. Her an bir yere gidecekmiş gibi. Sonra bir gün eşim ya da ben, ikimizden biri ‘Hadi gidelim’ der. Bavulu alır yola çıkarız. Anayolda dururuz, önümüzden geçen bir otobüsü durdururuz; bindikten sonra sorarız ‘Nereye?’ diye. Yol bizi nereye götürürse oraya gideriz. Gittiğimiz şehirlerde illa bir dostumuz vardır. Yoksa da yeni dostlar ediniriz… “

Müthişti… Başka hiçbir şey sormadım, soramadım. İki gün sonra yaşlı kadın yanıma geldi ve yarım bıraktığı cevabı kendince tamamladı:

“Bizim hayatımız hep güllük gülistanlık değildi. Sıkıntılarımız da oldu. Ama biz birbirimizin sesini hep duyduk, sessizliğimizin dilini de çözdük.”

Başka da bir şey söylemedi… Öylece düşünekaldım…
Yaşlı kadın ya da adam dediğime bakmayın; hepimizden gençtiler…

Onlar mutlu evliliğin sırrını bulmuşlardı. Büyük ihtimalle çoktan son yolculuklarına çıkmışlardır. Rahmetle anıyorum.

AİLE İÇİ İLETİŞİMDEN SAĞLIĞA VE HUKUĞA

Eğitim programının detaylarına gelince…

Ördekli Kültür Merkezi’nde Borusan sponsorluğunda düzenlenen etkinliğe Bursa Büyükşehir Belediyesi, Bursa Kent Konseyi ve Bosch Çalışanları Tüketim Kooperatifi destek verdi.

Eğitim programı Bursa Uludağ Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nden Prof. Dr. Rüyam Küçüksüleymanoğlu ve öğretim üyesi Dr. Şükrü Dokur tarafından hazırlandı.

Ücretsiz düzenlenen ve Saat 09.00’da başlayan eğitimler 16.30’da gerçekleştirilen belge takdim töreniyle sona erdi. Programda Psikolog Doktor Deniz Erden ‘Aile İçi İletişim; Avukat Okan Dursun ‘Evlilik ve Hukuk’; Doktor İlham Ustay ‘Evllik ve Sağlık’ konularında bilgilendirmede bulundu.

İnteraktif olarak gerçekleştirilen eğitimde konuşmacılar, katılımcıların sorularını cevapladılar. Program sonunda ise BUÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Saim Kılavuz katılımcılara belgelerini takdim etti.

 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?