Görüp, görmezden gelenlere bilip bilmezden gelenlere...
Kısacası herkese karşı kırıldı inancım ve güvenim...
Kadına karşı şiddet önlemi alacak olanların, seyretmesi, korumak yerine beklemesi... İki haftada dört kadını daha aldı gitti aramızdan...
Gelin hep birlikte bakalım; Google'la "Kadın Cinayetleri" yazalım ve karşımıza gelen bağımsız ansiklopedi platformu Vikipedi'ye tıklayalım...
İlk cümlesi; "Türkiye'de kadın cinayeti, Türkiye'de kadınların "namus temizleme" gerekçesiyle öldürülmek gibi, toplumsal rollerine bağlı nedenlerle öldürüldükleri cinayet vakalarını ifade eder." diyor... Nasıl tüyleriniz diken diken oldu mu? Ben dehşete kapıldım. Tarife bakar mısınız? Tam bir felaket...
Devamını da sizinle paylaşayım; "Türkiye'de gerçekleşen kadına yönelik şiddet eylemlerinden birisidir. Kadın cinayetlerinin sayısı Türkiye'de, 2000'li yıllarda geçmiş yıllara göre büyük artış göstermiş; 474 kadının öldürüldüğü 2019 yılı, ülkede son 10 yılda en fazla kadının öldürüldüğü yıl olmuştur. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu yıllık raporuna göre 2020 yılında ise erkekler tarafından 300 kadın öldürülmüş, 171 kadın şüpheli şekilde ölü bulunmuştur. 2010-2019 yılları arasında kadın cinayetlerinin sayısında sadece, İstanbul Sözleşmesi'nin imzalandığı yıl olan 2011 yılında düşüş görülmüştür. Suçluların işledikleri suçu normalleştirmek adına öne sürdükleri başlıca gerekçeler arasında; kadının ayrılık talebi, namus, aldatma-aldatılma, kıskançlık ön plana çıkar."
Buyrun işte, ne diyor sadece 2011 yılında düşüş olmuş, o da neymiş; İstanbul Sözleşmesi imzalandığı yılmış. Ama gelin görün ki bazılarını rahatsız ettiği için İstanbul Sözleşmesi'ne attığımız imza geri çekildi.
Şimdi gelelim şiddetin kadını erkeği olur mu? sorusuna...
Olmaz!
Ama yine de, savunmasız çaresiz ve güçsüz olanı korumak gerek...
Korunmaya ihtiyacı olan savunmasızı ezmek çok kolay...
Zaten gücü yettiği için eline bakan zavallıyı hırpalıyor...
Sadece kadına mı şiddet, ya çocuklar?
Yaşadıkları travma, bir ömür boyu yük sırtında.
Bir ömür boyu işkence...
Kadın mezara, adam hapise, ya çocuğun travması?
Kadın cinayetlerinin haber yapılış tarzı bile, içler acısı bu ülkede maalesef...
Cinnet geçirten, zıvanadan çıkaran aldatan, kısacası kendisini öldürten hep kadın...
Erkek ne yapsın?
Baktı olmuyor, çekiyor tabancayı saplıyor bıçağı, kader mahkumu oluyor.
Altı üstü karısını öldürmüş, üç beş yıl, aslanlar gibi yatar çıkar...
Aslan karısını öldürebilir mi?
Gücü yetmez...
Evlenmek kadar, boşanmak da en doğal hak!
Nasıl bir vicdansızlıktır bu?
Kadın bu kadar mı değersiz?
Vicdanınızla kalın, mutlu kalın...
