USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

‘Rızası var’, ‘Yaşı büyük gösteriyor’ cezasızlığı

02-06-2022

Birkaç gün önce, cinsel istismar suçundan cezaevinde yatan ve Kovid salgını nedeniyle şartlı tahliye edilen biri 18 yaşından küçük, dolayısıyla da hukuken çocuk olan iki kişiyi zorla aracına bindirip taciz ediyor. Çocuklar elinden zor kaçıyor ve durumu polise bildiriyorlar.

Adam zaten cinsel suçlardan sabıkalı, ama yargı sürecinde “Çocukların rızası var’ denerek serbest bırakılıyor…

Hangi ırka ve milliyete mensup olursa olsun mağdur mağdurdur… Aynı şekilde hangi ırk ve milliyetten olursa olsun tacizci de tacizcidir…

Yakındır eski TCK Madde 438 hortlatılır!

Hoş “Hamileyken sokağa çıktı, gece o saatte sokakta işi neydi, üstü askılıydı, şort giymişti” gibi gerekçelerle tecavüzcü ve tacizcilere hak verenler de var…

Eskiler meşhur N.T. öyküsünü, Antalya Mahkemesi’nin Anayasa’ya aykırı diye verdiği kararı ve Anayasa Mahkemesi sürecini hatırlar… Tepkiler kitleselleşince yanılmıyorsam 1990 yılında 438 kaldırıldı…

Eski TCK Madde 438 diyordu ki; “Irza geçmek ve kaçırmak fiilleri fuhuşu kendine meslek edinen bir kadın hakkında irtikâp olunmuş ise, ait olduğu maddelerde yazılı cezaların üçte ikisine kadarı indirilir."
Üstüne iyi hal falan da eklenince tecavüzcüler doğru dürüst ceza bile almıyordu…

Daha da eskiden durum hepten vahimdi… Şöyle ki; bir ya da birden fazla kişi tarafından tecavüze uğrayan kız çocuğu tecavüzcülerden biri ile zorla evlendiriliyordu.

Böylece sapık hem serbest kalıyor hem de mağdur çocuğa ömür boyu özgürce tecavüz etme hakkına kavuşturuluyordu…
Yanılmıyorsam 2002 yılında yaşları 17 ile 75 arasında değişen 6 tecavüz mağduru kadın ve bir de tecavüzcü ile söyleşi yapmıştım… Çok zordu…
Mağdurlardan 75 yaşındaki kadın komşumuzdu; tecavüz mağdurlarıyla yaptığım görüşmelerden çok etkilenmiştim. Annemi ziyarete geldiği gün, ben de evdeki arkadaşıma ben de mağdurların öykülerini anlatıyordum.

O da kulak misafiri olmuştu; birden elimi tuttu; hüngür hüngür ağlamaya başladı…
Sonra da anlattı; henüz 14 yaşındayken, hayvanları otlatırken 4 adam dağa kaldırmış, tecavüz etmişler! Ailesi çok fakirmiş. Tecavüzcüler aralarında anlaşıp ailesine para vermiş ve içlerinden biriyle de evlendirilmiş.

Adamın yaşını bilmiyordu, ama ‘evlendiğimde 40’ın üstündeydi. İckicinin tekiydi’’ diyordu. O yazıda yazmamıştım. İçim elvermemişti. Ama adamın birlikte düşüp kalktığı arkadaşları da tecavüzü sürdürmüş. Gördüğü işkencelerden iki çocuğu ölü doğmuş. İşkencesi 4 yıl sürmüş. Adamı biri öldürmüş. Muhtar, başka köyde karısı doğumda ölen bir adamın yanına götürmüş, o adam da ‘Sen yeter ki çocuklarıma analık et, ben de seni hoş tutarım” demiş. Nikah kıymış. Malı mülkü satıp Bursa’ya göç etmişler.

Şunları anlatmıştı; “Allah razı olsun, 4 evladım oldu, beni ölünceye kadar hoş tuttu. Ben de onun çocuklarını kendi çocuklarımdan hiç ayırmadım. Ama hala o günü, o adamla yaşadığım cehennemi hiç unutmadım. Hala kabus görürüm. Küçücüktüm, beni ateşe attılar. Kendimi kör kuyuya attım, ölemedim; dereye attım boğulamadım. Zehir içtim, kan kustum, ölemedim. Öyle azap yaşadım ki, hala rüyalarıma girer! Sülalemi hiç affetmedim, yok saydım. Adama verdiler beni, 4 yıl hiç arayıp sormadılar. Ben de ailemden kimseyle 14 yaşımdan beri görüşmedim…”

Yanılmıyorsam 2016’da erken yaşta kaçarak ya da kaçırılarak evlenenlerde erkeğin cezasızlığı için kamuoyuna ‘tecavüzcüsüyle evlendirilme’ olarak yansıyan bu eski yasanın yeniden çıkması için TBMM’de epeyce çaba gösterilmişti…

Kadın STK’larının ve muhalefetin yanı sıra Ak Parti içerisindeki aklı selim kadınlar da tepki göstermiş ve yasa çıkmamıştı…

Çıksaydı olacakları yazayım; cezasızlık gelince 13, 14, 15 yaşındaki kız çocukları zorla evlendirilip kaçtı ayağına başlık parasıyla, çoğunlukla da kendinden yaşça çok büyük birilerine mal gibi verilecekti.
İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasından sonra, şimdi yeniden ‘Erken yaşta evlilik / tecavüzcüsüyle evlendirdilme” yasanın gündeme gelmesi söz konusu…
Hatta “Yetmez ama evetçiler” İstanbul Sözleşmesi’nden sonra çoktan  6284’ü hedef tahtasına oturttular…
Yargıda son dönemde sıkça çıkan ‘rızası var’ mevzusunun bilinçaltı tam da budur işte…
Misal..

14 yaşındaki kıza taciz davasında tacizci “21 yaşında sanıyordum” deyince serbest kalıyor! Olay Gölcük’te yaşanıyor! Adam kısa bir süre cezaevinde kalıyor ve mahkeme sanığın beraatına karar veriyor! Kadın Sivil Toplum Kuruluşlarının bile sesi çıkmıyor. Ailelerin itirazları ise cılız kalıyor. Konu bir gün medyada haber oluyor, o kadar!..

Zaten topluma bir şeyler oldu, hepten zıvanadan çıktık. Bebek sahilindeki o rezillik; derken yine Boğaz’da bir adamın üryan şekilde banka uzanması; Antalya’da genç bir kadının yanında yeğeniyle çırılçıplak dolaşması… İstanbul’da tuhaf birinin kendini yakması; Esenyurt’taki tacizlerin asansörden camiye dek uzanması; evlatlarını yakan, bıçaklayan adamların intiharı… Allah sonumuzu hayretsin… 

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?