USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

KİM Mİ O ALEMCİLER?

01-06-2022

İsim vermeden tesisler ve çevresinde futbolcuların karıştığı akla ve mantığa sığmayan olayların getirisiyle bugün 59 yılını geride bırakan Türk futbolunun tarihi çınarının nasıl toprağa gömüldüğüne dikkat çeken bu köşedeki yazım belli ki Yeşil Beyaz sevdalılarını çok üzmüş...

Sevgili dostlar ve siz değerli okurlardan gelen eleştirilerin odak noktasını olayların kahramanlarının isimlerini ‘neden açıklamadığım’ oluşturuyor...

Görüşüm o dur ki; böyle düşünenler hiç de haksız değil hani...

Kumar, alkol, tütün/ duman, bayanlarla gece yarısı tesislerde oturak alemleri, ve son olarak da Bursaspor için ‘Olmak ya da Olmamak’ anlamı taşıyan Bandırma maçı öncesi 5 futbolcunun pavyonda basılması gibisinden çirkin olaylarının aktörlerinin kimler olduğunu merak etmesi ve bilmesi yüreği Yeşil Beyaz sevdasıyla çarpanların hakkıdır..

Ne var ki; bizim gibi meslek etiği açısından düşünüldüğünde gazeteciliğin bir ihbar mekanizması olmadığını da göz ardı edemeyiz. Sözünü ettiğimiz olayların kahramanlarının tamamına yakın bugün bu diyardan çekip gitmişler. Ancak son 3 yıllık zaman diliminde bu skandalların görgü tanıkları Allah ömür versin hepsi yaşıyor...

Başkanından yöneticisine, hocasından tesislerdeki personeline kadar herkes konuya vakıf... Şüphesiz Bursaspor’un peşine takılıp diyar diyar dolaşan haberci kardeşlerimiz de biliyor neyin ne olduğunu.

Hele hele menajer faslını sormayın onun için ayrı bir sayfa açmak gerek. İşinden olma tehditleri, kamplara, tesislere sokulmama gibisinden nice sıkıntılar yaşadıklarını nasıl zor koşullarda görev yaptıklarını öğrenmek isteyenler imkânları varsa onlara bir sorsunlar...

Biliyorum ki; ‘bir soracaklar bin ah işitecekler!’

Söz konusu yazımda bu sezon takım komutanlığını üstlenen teknik adamlar ve de özellikle son dönemde görev yapan Mustafa Er’in hiç mi kusuru olmadığı yolundaki eleştirilere gelince...

Bu soruya benim net bir yanıt vermem mümkün değil. Her ne kadar sevgili hocamız ‘olaylardan geç haberim oldu’ dese de Özlüce’de bir otorite ve disiplin boşluğu olduğunu düşünenlere hak vermemek olmaz...

Bir savaş gerçeği ile noktalayalım...

Savaşları cephede çarpışan askerler kazanır ama madalya en geride askeri yöneten çadırdaki komutana takılır...

Bunun tersi durumunda ise...

Savaşı kaybeden asker değil, komutan asılır!

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?