USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

İstanbul Yolu imar uygulaması

11-05-2022

 Bursa’ya olumlu katkıları şüphe götürmez, değerli araştırmacı yazarımız sayın Yılmaz, yine değerli bir meslektaşımız, eski İMO başkanlarından sayın Necati Şahin’in, İstanbul Yolu imar uygulaması konusunda yaptığı önerileri köşesine taşımış.

    Söylendiği gibi Bursa’nın ana giriş kapısı özelliğine sahip, ancak planlama ve yapılanması yıllarca ihmal edilmiş İstanbul Yolu imar uygulaması hakkında, bendeniz de vatandaş olarak fikirlerimi belirtmek arzusu duydum.

    Konu Bursa olunca, çok seslilik ve şehre duyarlılık adına geçmişte de pek çok kez fikir beyan ettiğimiz kayıtlarda vardır. Fayda etsin etmesin, söylemekten geri kalmamak kentlilik gereğidir. Bu nedenle haddi aşmamak kaydıyla fikir beyan eden konu ile ilgili düşüncelere saygı duyarım. Bizim düşüncemiz de şöyle:

İstanbul Yolu ana giriş kapımız kabul edilmesine karşın yarım asırdan fazla bir süredir ihmal edilmiştir. Nihayet 1/1000 ölçekli bir uygulama imar planının gündeme girmiş olması gelişmedir.   
Bir uygulama İmar planı dahi olmadan, ana giriş sayılan yolun, tam ortasına yapılan T1 hattı ve iki yanındaki beton duvarlar ile adeta bölgenin ikiye ayrılması büyük bir hatadır. Şehir bunun sıkıntılarını ilerde daha çok hissedecektir. Bu hat, en azından panayır kavşağı geçilinceye kadar yer altında olmalı idi.
“Planda; İstanbul Caddesi Uygulama İmar Planı güneyinde, turizm (otel alanı), ticaret-turizm, ticaret-turizm–konut ve donatı alanları öngörülmüş.” Bu şehrin değişik bölgelerinde örnekleri yaşandığı gibi, yüksek emsal ve yüksek kat anlamına gelmektedir. Ayrıca konutlarda bundan etkilenecektir. Bu durum düşünüldüğü gibi kent merkezinin yükünü hafifletmez. Tam tersine arttıracaktır. Bölge doğu batı yönünde yapılaşmış şehrin bizatihi merkezidir ve merkezde cazibenin artması yoğunluğu da arttırır.
Elbette kentsel dönüşüm adına plan yapmak doğru ve çok gecikmiş bir karardır. Bölgede konut alanlarının da planlanması zaten zarurettir. Ancak yüksek katlardan kesinlikle kaçınılmalıdır. Bölge, Bursa Ovası’nın zemini en riskli bölgelerindendir. (Jeoloji raporlarında 400 metre kalınlığında alüvyon zemin yazar) Bölgede eski yapılaşma birkaç katlı yapılardır. Dolayıyla dönüşümde yüksek kat zorunluluğu da yoktur. Bu bölgede şu an yapılmış yüksek katlı yapılar da risk altındadır.
İmar uygulamasının etaplar halinde yapılması yanlış bir uygulama olacaktır. İmar planları mutlaka bir bütün olarak ele alınmalı ve kesinleştirilmelidir. Aksi halde yeni T1 benzeri hatalı uygulamalarla karşı karşıya kalınır. Ayrıca sonraki uygulamaların ilk olanlara hatalarına rağmen emsal olma riski yaşatır. Bütünleşmeyen uygulamalarda, şehrin diğer arterleri ile bağlantılar ve donatı alanları da doğru değerlendirilemez.
“Konut ihtiyacı için yeni yerleşim alanları açmak yerine, altyapı ve sosyal donatı alanı olan bu plana işlerlik kazandırılmalı. Büyükşehir Belediyesi etaplara bölerek imar uygulaması için startı vermeli” düşüncesi son derece yanlış bir bakış açısıdır. Kaldı ki bahsi geçen bölgenin alt yapısı son derece yetersiz kalacak zaten yenilenme gerektirecektir. Ayrıca bu bakış açısı yatay konutlaşma yerine dikey konutlaşmaya zorlar. Bursa gerek 1.derece deprem bölgesi olması, gerek ova koruma alanları üzerine yapılaşması ve kötü bir zemin üzerinde betonlaşması nedeniyle deprem riski yüksek olan bir şehirdir. Bir taraftan sanayisini büyütüp göç alma oranını arttırırken diğer taraftan yüksek binalara yönelmesi ciddi hatadır. Ayrıca bu düşünce arsa spekülasyonları yaratır. Vatandaşın ve yapı sektörü ile bileşeni olan sektörlerin lehine değildir. Fiyatlar artar, konut sahip olmak zorlaşır. Bursa ve Bursalının menfaati yatay yapılaşmadan yana olmaktır. Bu nedenle büyüme yönleri seçilerek düşük emsalle yeni arsalar açmak ve sanayi yapılaşmasına da bir sınır getirmek ya da merkezden ve merkez ilçelerden dışarıya, çevre ilçelere doğru kaymaktır. Örneğin hızla yapılaşan Bursa Teknoloji Organize Sanayi Bölgesi çok değil 20-30 sene içinde şehrin içinde kalacaktır.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?