Hak-İş Konfederasyonu’nun Şehreküstü Meydanı’nda düzenlediği 1 Mayıs etkinliğine Acarsoy emekçilerinin direnişi damgasını vurmuştu…

Öz İplik İş Sendikası Bursa İl Örgütlenme Sorumlusu Serkan Açıcı yaptığı konuşmada, işverene çağrıda bulunarak sendikal örgütlenmenin bir Anayasal hak olduğunu, işten çıkartılan işçilerin sonuna kadar yanında oldukları mesajını vermişti…

Serkan Açıcı yaptığımız görüşmede 1 Mayıs’ta düzenlenen genel mitinge de davet edildiklerini, katıldıklarını, Acarsoy emekçisi kadınlara kürsüde söz verildiğini anımsattı…
Bu da benim 29 Nisan’da yazmış olduğum “Acarsoy emekçileri 46 gündür dayanışa dayanışa direniyor!” başlıklı yazımın ikinci bölümünde yaptığım şu tespiti doğruluyor:

“Son iki yıldır şunu görüyorum… Çeşitli platformlar, akademik odalar, sendikalar, bir fabrika önünde direniş varsa, hangi sendika olduğuna bakmaksızın fabrika önlerinde direnen işçileri ziyaret edip “yanındayız” mesajını veriyor.”

Sendikasız işçi sayısı o kadar yüksek ki; sendikaların birbirlerinin örgütlendiği fabrikalarda yetki almak adına üye çalışmaları yapmaları anlamını yitirdi.

Türk-İş, DİSK ve Hak-İş konfederasyonlarına bağlı Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Çelik İş centilmenlik anlaşması yaptılar.  Birbirlerinin örgütlü olduğu fabrikalarda üye çalışması yapmıyorlar.

Sendikasız işletmelere yöneliyorlar. Bunu yapmaya başladıklarından beri de her üç sendikanın da üye sayısında artış oldu. Enerjilerini, güçlerini birbirlerini yok etmeye sarf etmiyorlar. Olması gereken de bu aslında.

Zira işveren örgütleri asla bölünmüyor; yekpare bir şekilde işçi sendikalarının karşısında duruyor…

Konumuza dönecek olursak…

Serkan Açıcı daha önceki görüşmelerimizde Acarsoy Tekstil’in küresel firmalarla çalıştığını ve onlarla işçilerin çalışma koşulları, insan hakları üzerine de sözleşme yaptıklarından söz etmişti.

Ve Acarsoy’daki sendikal üyelik nedeniyle işten çıkarmaları ilgililere intikal ettirdiklerini, küresel firma temsilcilerinin denetim için fabrikaya geldiklerini anlatmıştı…

Denetim sürecini sordum, şu yanıtı verdi:

; “Küresel firmalar denetime geldi. Hazırladıkları rapor, işten çıkartılan kadın emekçilerin lehine. Küresel markaların ve işverenin Türk işçisine verdiği değer ortada.

Bizim işverenlerimiz ise işçilere Anayasal hakkını kullandırtmamak, işyerine sendikayı sormamak için direniyor. Biz de sendikal örgütlenme için direniyoruz…”

Ayrıca da şu mesajı verdi:

“Biz sendika olarak işçiler direndiği sürece hep yanlarında olduk. Direnen Acarsoy emekçilerinin de yanında olacağız, örgütlenme çalışmalarımızı da sürdüreceğiz.

Bursa Kamuoyu da direnen Acarsoy kadın emekçilerinin yanında. Kadın sivil toplum kuruluşları, akademik odalar, sendikalar, çeşitli kuruluşlar ziyaret edip destek veriyor.

Siz basın olarak sesimizi duyuruyorsunuz. Herkese desteklerinden dolayı teşekkür ediyoruz. Direnen Acarsoy emekçileri yalnız olmadıklarını biliyor. Bu bizim için çok önemli…”

25 SANİYELİK MEVZU!

Dün Türk-İş ve Türk Metal’e bağlı sendikalar İnegöl’de faaliyet gösteren Murat Kablo’nun önünde toplanarak firmanın Türkiye genelindeki 3 fabrikasında Türk Metal üyesi işçilerin işten çıkartılmasını bir basın açıklamasıyla protesto etti.

Türk-İş’e bağlı çeşitli şube başkanlarıyla Türk Metal şube başkanları ve işyeri temsilcilerinin katıldığı 200’e yakın kişi fabrika önünde toplandı… Dün haberlere sendikanın saldırı girişimi olarak yansıyan olaya gelince… Aşağıdaki videodan da izleyeceğiniz üzere 24, 25 saniye süren bir hareketlenme…

Sebebi de servis aracı şoförünün kalabalığın üzerine hızla aracı sürmesi, insanların kaçışarak bir felaketten kendisini koruması. Servis sürücüsüne yönelik tepki saniyeler içerisinde Türk-İş’e bağlı şube başkanları tarafından kontrol altına alındı.

Saldırı denilen mevzu, 24, 25 saniyelik üzerlerine sürülen servis aracına karşı oradaki insanların hareketlenmesidir. Basın açıklamasının videosunda da açık seçik görülüyor.  Öte yandan Türk-İş Bölge Temsilcisi Ruhi Biçer de tahriklere karşı katılımcıları, işçileri açık bir dille uyarmıştı…

İlgili videonun linki şöyledir: