Bunların dünya rezervleri: Kömür: 861 milyar ton, petrol 225 milyar ton, doğal gaz 208 trilyon metreküp.
Bu fosil yakıtların kalan ömrü: Kömür: 112 yıl, doğal gaz: 64 yıl, petrol: 54 yıl olarak görülmektedir.
Bu değerler; önümüzdeki yıllarda dünyada, bir enerji tedarik sıkıntısının yaşanacağını göstermektedir.
Diğer taraftan bunların yerine ikame edilebilecek enerji kaynaklarının başlıcaları; güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, jeotermal enerji.
Bunlardan güneş ve rüzgar enerjisi konularında bu köşede bilgi vermiştim. Bu hafta da sizlere Jeotermal enerji konusunda biraz bilgi vermeye çalışacağım.
Jeotermal (Jeo: Yerküre, termal: ısı anlamına gelir); yerkabuğunun çeşitli derinliklerinde birikmiş ısıya verilen genel addır.
Bu kaynak; birçok farklı element ve diğer maddeleri içeren sıcak su, buhar ve gazlardır.
Jeotermal enerji; bu akışkanların sahip olduğu entalpi (her türlü enerjinin toplamı) ve ısının yarattığı enerjinin adıdır.
Jeotermal enerji; yeni, yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmez, güvenilir, çevre dostu, yerli ve yeşil bir enerji kaynağıdır.
Jeotermal kaynaklar ile:
1- Elektrik enerjisi üretimi,
2- Merkezi ısıtma, merkezi soğutma,
3- Proses ısı temini, kurutma işlemleri gibi endüstriyel amaçlı kullanımlar,
4- Karbondioksit, gübre, lityum, ağır su, hidrojen gibi kimyasal maddelerin ve minerallerin üretimi,
5- Termal turizmde kaplıca amaçlı kullanım,
6- Düşük sıcaklıklarda (30 dereceye kadar) kültür balıkçılığı
7- Mineraller içeren içme suyu üretimi gibi uygulama ve değerlendirme alanlarında kullanılmaktadır.
Jeotermal Enerjinin Faydaları
-Yenilenebilir, sürdürülebilir, tükenmez bir enerji kaynağıdır.
-Bizim gibi şanslı olan ülkeler için bir özkaynak teşkil ediyor.
-Yanma teknolojisi kullanılmadığı için, sıfıra yakın emisyona sebebiyet verir.
-Konutlarda, tarımda, endüstride, sera ısıtmasında ve benzeri alanlarda çok amaçlı ısıtma uygulamaları için ideal şartlar sunar.
-Rüzgar, yağmur, güneş gibi meteorolojik şartlardan bağımsızdır.
-Kullanıma hazır niteliktedir.
-Fosil enerji veya diğer enerji kaynaklarına göre daha ucuzdur.
-Arama kuyuları, doğrudan üretim tesislerine ve bazen de reenjeksiyon alanlarına dönüştürülebilir.
-Yangın, patlama, zehirleme gibi risk faktörlerini taşımadığından güvenilirdir.
-Diğer enerji türleri üretiminin (Hidroelektrik, güneş, rüzgar, fosil enerji) aksine; tesis alanı ihtiyacı asgari düzeydedir.
-Yerel niteliği nedeniyle ithali ve ihracı; uluslararası konjonktür, krizler, savaşlar gibi faktörlerden etkilenmez.
-Konutlarda fuel-oil, mazot, kömür, odun taşınması gibi sorunlar içermez. Bütün bunlar jeotermal enerjinin sağladığı avantajlardır.
Reenjeksiyon; sondajlı üretimlerde jeotermal akışkanın, işlevi tamamlandıktan sonra tekrar yeraltına gönderilmesi işlemi olup, birçok ülkede yasalarla zorunlu hale getirilmiştir.
Dünyada; İtalya'da 1904'ten beri, ABD'de 48 yıldır jeotermal elektrik üretilmektedir. 1890’dan beri ABD'de ve 1934'ten bu yana İzlanda'da, Jeotermal Kaynaklı Merkezi Isıtma sistemi bulunmaktadır.
Ayrıca Paris banliyölerinde 85000 konut jeotermal enerji ile ısıtılmaktadır.
Kaplıca ve jeotermal ısı kullanımında dünyada ilk 5 ülke: ABD, İsveç, Çin, İzlanda ve Türkiye'dir. Jeotermal elektrik üretiminde dünya sıralamasında ilk 5 ülke ise; ABD, Filipinler, Meksika, Endonezya ve İtalya’dır.
Türkiye'de çalışmakta olan 32 adet jeotermal enerji santrali bulunmaktadır.
Bunlar Aydın (20), Denizli (5), Manisa (5), Çanakkale (2) olup, halen Aydın'da (4), Manisa'da (2), Denizli'de (1) adet santral kurma çalışmaları sürmektedir.
Bu santrallerin kurulu gücü 820 megawattır ve Türkiye'nin toplam kurulu gücünün %1,6’sını oluşturmaktadır.
Bu yazı dizisi gösteriyor ki ülkemiz şanslı bir coğrafyadadır.
Devlet yöneticilerine ve yatırımcılara düşen görev; bu şansı fırsatı çevirmeleri ve kalkınmamızı hızlandırmalıdır.
Beklentimiz; daha müreffeh bir Türkiye'dir.
