Ne var ki; 38 haftalık maratonun bitimine 4 etap kaldı ama Balıkesir’in küme düşmesinin dışında direkt Süper Lig’e giden yolda ilk iki biletini matematiksel olarak cebine koyan ya da 4 takım kontenjanlı Play-Off potasına katılma garantisini kesin elde etmiş takım yok!
Bizim işimiz Bursaspor olduğuna göre; bakış açımızı ligin alt tarafına yöneltmemiz gerek. Ne ilginçtir ki; klasmanın baş ve başaltı ve de orta katındaki sıkışık trafiğin dipte de yaşandığını görüyoruz...
Çocukluğumuzun en büyük derdiydi matematik dersinde havuz problemi çözmek.
Ya da Ankara ve İstanbul’dan aynı anda karşılıklı hareket eden iki trenin…
Ne zaman ve de nerede çarpışacağını çözümlemek?
Yarım asrı aşkın bir süre sonra anladım ki o problemleri çözmek…
Bitime 4 adım kala Balıkesir’in ardtından düşecek ikinci/üçüncü/dördüncü takımı kestirmekten daha kolaymış!
Bursaspor ile birlikte Menemen-Bolu-Denizli-Kocaeli hatta düşük bir ihtimal olsa da Altınordu ile Keçiören’i de işin içine katarsak 6 takımdan 3’ü sezon sonu lige veda edecek...
Ancak dikkat çeken bir ayrıntıyı da görmezden gelemeyiz. Sözünü ettiğimiz bu takımlardan kalan süreçte birer maçını ‘bay’ geçecek olan yok. Yani hepsi dinlenme kontenjanını doldurduğu boşta bekleyen 12 puana herkes talip.
Haftalardır eline kâğıt kalem alan 7’den 70’e Yeşil Beyaz sevdalısı herkes…
Fikstürü önüne koyup Timsah’ın kalan 4 hafta da kaç puan toplayacağına ya da yukarıda saydığımız rakiplerin ne kadar puan kaybedeceğine kafa yoruyor.
Koskoca camianın düşündüğü şeye bakın!
Düşünce bir rüzgârdır, bilgi yelken…
İnsan ise bir kayıktır.
İnsanın rüzgâr ve yelkene güvenmediğinde ne yapıp ne edip dalgalı denizde iki kürek bulması gerekir.
Yani...
Bindik bir alamete...
Gidiyoruz kıyamete...
Küreksiz ve yelkensiz!
Allah sonumuzu hayır eyleye...
