Ancak aynı hatayı bir kez daha yapana 'iş bilmez' der geçeriz...
Aynı hataları defalarca tekrar ederek ısrar eden takımada...
'Bursaspor' deriz ama bu kez öyle kolay geçemeyiz!
Geride kalan 3 sezonda yaşanan sıkıntıların başlıca nedeni tekrarlardır. Bu sezon Bursaspor'un üst üste 2 hafta 3 puanı bir araya denk getirememesidir. 'İyi dostu olanın aynaya ihtiyacı olmaz' derler. Kazandığında bile yanlışlara/arızalara dikkat çekmeye çaba gösterenlerden...
Söyleyene nifakçı, yazana bozguncu, sorgulayana sorumsuz yaftası yapıştırıp...
Camiaya pembe mektup yazanlarla birlikte olup, onları hedef gösterirseniz...
Gün gelir, paraşütünüz açılmaz yere çakılırsınız!
Aynen bugün itibarıyla olduğu gibi...
Ankaragücü, İstanbulspor, Bandırma ve Tuzla’dan sonra Gençlerbirliği’de çekinerek geldiği Timsah Arena misafirhanesinde puanı cebine koyup evine döner... Görüldü ki; sezon başından bu yana o gitti bu geldi; şu gitti öteki geldi ama durum değişmedi...
O zaman arıza nerede?
Sadece futbolcular da mı?
Sustuysak; bilinsin ki geçmişin de getirisiyle birilerine olan sevgimizden ve de inancımızdan... Bu saatten sonra ne yararı olur bilemem?
Ancak sabır da bir yere kadar! İğneyi de çuvaldızı da birilerine batırmanın zamanı çoktan geldi geçti.
Artık kör gözlerin bile bellediği bir sistemle bir arpa boyu ilerlemeyeceğiniz belliydi ve de gidemediniz...
Zalazar geriden uzun top çıkarır, pası alan Burak Altıparmak hemen sağındaki Namık Alaskarov’a uzatır, o da en yakınındaki Hasan Ayaroğlu’na bırakır...
Bu süreçte en amatör takım bile toparlanıp kademeyi koyar karşınıza. Sonra da İsmail Yüksek veya Massimo Bruno ya da Pedro abuk sabuk şutlar çıkarır dağlara taşlara!
Bu mudur sisteminiz?
Bu mudur taktiğiniz?
Kolayca girdikleri pozisyonları, aynı kolaylıkla gole tahvil etmeyi beceremezsen...
İşin kolayını seçerek; koca bir devre 'Onlar hata yapsın biz bekleyelim' dersen...
Elini sıcak sudan soğuk suya sokmayıp, 'armut piş ağzıma düş' diye beklersen...
Son maçta olduğu gibi evinde işte böyle avucunu yalarsın!
Vah, vah, vah...
