USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Kentlilerden tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliğine büyük ilgi

18-04-2022

Bursa’da Yıldırım Belediyesi Sosyal Destek Hizmetleri Müdürlüğü Sosyal İnovasyon Merkezi’nde açılan kursa Yıldırım’ın yanı sıra Bursa’nın çeşitli merkez ilçelerinde yaşayan ve gerçekten de çok farklı mesleklere ve farklı eğitim düzeylerine mensup Bursalılar katılıyor.

Bu kadar farklı meslek mensuplarının bir arada olduğu bir kursa hiç denk gelmemiştim…

Katılımcıların bir kısmı emekli olduklarında bugüne dek yaptıkları işten başka bir şeyle uğraşarak yaşamlarını sürdürmeyi hedeflerken…

Toprakla, bitkiyle haşır neşir olmak, yeniden doğaya dönmek, bunu yaparken de gelir elde etmek istiyorlar.

Bunun için de girişimciliklerini bilgiyle beslemeyi tercih etmişler…

İlk dersi izledim… Kurs eğitmeni Ziraat Mühendisi Rüveyda Yılmaz, tıbbi aromatik bitki yetiştiriciliğinde uygulama/saha da dahil birikimi olan biri.

Ailesinin tıbbi aromatik bitki hobi bahçesi var. Saha çalışmalarında kursiyerler orada uygulama yapacak, farklı bitkileri hatta aynı bitkinin farklı türlerini gözlemleme olanağı bulacaklar.

TIBBİ VE AROMATİK BİTKİ YETİŞTİİRCİLİĞİ ŞİFACILIK DEĞİL!

Derste tanışma sohbetinde bile oldukça ilginç konular gündeme geldi. Mesela pek çok kekik türünün olduğu; zufa otunun yeni yeni bilinmeye başladığını, kocakafes bitkisinden ağrılar için krem yapıp satanlar olduğunu öğrendim…

Rüveyda Yılmaz özellikle bir hususun altını çizdi; “Tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliği şifacılık değildir, biz şifacı değiliz…”

Gündeme gelen bir diğer husus ise tıbbi aromatik bitkinin etkili bileşen içermesiydi. Endemik bitkilerin başka ortamda yetiştirilip yetiştirilemeyeceğine dair sorunun yanıtı ise oldukça ilginçti:

“Kendi şartlarını zorlayan farklı ortamda başka içerik üretir.”

Rüveyda Yılmaz son yıllarda Tarım Bakanlığı’nın çeşitli illerde, hangisinde hangi ürünün yetişebileceğine dair çalışmalar yaptığını anlattı.

Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde Tıbbi ve Aromatik Bitkiler Islah birimi kurulmuş. Bakanlık tarafından yayınlanan listeleri var…

‘DÖNDÜK MÜ BAŞA!’

Rüveyda Yılmaz derste tıbbi ve aromatik bitkilerin tarihçesini özetledi:

“Tıbbi ve aromatik bitkiler aslında ilk insandan bugüne kullanılan ilaçlar.  MÖ 2000 yılında insanlar hastalananlara ‘Gel bu otu ye’ demiş; MÖ 1000 yılında ise ‘gel bu duayı oku’ demiş.

 MS 1500’lü yıllarda ise bitkilerin şifası anlaşılmış. Ama iksir iç, iyileş diyenler engizisyon mahkemelerince yargılanmış, yakılmış, idam edilmiş.

Sonra iksirler dönemi bitiyor, insanın hayatına bilim geliyor, bu defa da ‘o iksir olmaz, bu hapı yut’ deniyor. ‘Al antibiyotiği yut’ diyorlar. Sonraya gelince; döndük mü başa! ‘Al bu otu ye, bu kökü yut, iyi ol’ diyorlar! İlacı ve tıbbi aromatik bitkileri dengede tutmak lazım.”


‘BİTKİ STERESE GİRDİĞİNDE ANTİOKSİDAN ÜRETİYOR!’

Rüveyda Yılmaz’ın verdiği örnekler oldukça ilginçti:

“Bitki ‘eyvah ölüyorum’ derse antioksidan üretiyor. O antioksidanlar bitki strese girdiğinde daha çoğalıyor, susuzluk, az ışık, çok güneş, soğuk ve sıcak hava bitkiyi strese sokuyor.

 Evdeki bitkiler için ne deriz? Yerini sevdi ya da sevmedi! Çiçeğin yerini değiştirirseniz çiçek döker, yaprak döker. Bitki ‘öleceğim’ diyor, tohum atmaya bakıyor…”

Tıbbi bitkilerin ve terimlerinin tanımını yaptı:

“Doğrudan doğruya bitkinin çeşitli kısımlarının veya onlardan elde edilen etkili maddelerin dahilen veya haricen insan ve hayvanlarda görülen hastalıkların tedavisinde kullanılan bitkilere Tıbbi Bitki deniyor.”

TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLERE YÖNELİK TEMEL KAVRAMLAR

Rüveyda Yılmaz temel kavramları ise şöyle özetledi:

“Baharat bitkisi; yiyeceklere tat veya aroma vermek için kullanılan bitki kısımları veya bunların karışımlarıdır. Baharat bitkilerinin hemen hemen tamamı tıbbi özellik taşır.

Kokulu bitkiler; Parfümeri ve kozmetik ürünlerde kullanılır. Gül, yasemin ve lavanta bu gruba dahildir.

Drog ise bitkinin çiçek, meyve, yaprak gibi çeşitli kısımlarının kurutulmuş bütün ya da parçalanmış halidir. Tıbbi bitkilerle tedaviye Fitoterapi denir.”

 

İPEK YOLU, BAHARAT VE TIBBİ BİTKİLER

Rüveyda Yılmaz tıbbi ve aromatik bitki ticaretine getirdiği tarihi yorumu ilginç bir şekilde, felsefi bir boyut da katarak İpek Yolu üzerinden Bursa’ya bağladı:

“İpek yolu dünyayı yöneten yol! Çin’den Cebelitarık Boğazı’na uzanır. Baharat Çin’den batıya, oradan doğuya gitmiş. Bazı bitkilerin tohumu doğudan gelmiş.

Ata tohumları deniyor ya, mesela patates, domates ata tohumu değil, ülkemizdeki geçmişi 150 yıllık! Güney Amerika’dan Avrupa’ya, oradan da ülkemize gelmiş.

Bu güzergahta, İpek Yolu’na lojistik geçmişte de günümüzde de çok önemli. Kara yolu deniz yoluna geçiyor. Yolu kısaltmak için Almanlar Süveyş Kanalını açıyor. Şu anda dünyayı yönetenler geçmişte de söz sahibi idiler.

Dünyanın en çok muz satan ülkesi Almanya! Almanya’da muz yok; Lojistik doğudan batıya, batıdan doğuya önemli. Lojistik kaynaklarının kontrolü çok önemli. Baharat yolunu anlamadan hangi bitkinin yetiştirileceğini anlayamazsınız. Bursa da İpek Yolu’nun, baharat yolunun merkezidir.”

UZAK DOĞU TARIMI

Rüveyda Yılmaz Çin, Endonezya, Tayland, Kore gibi ülkelerdeki güneydoğu tarımına dikkat çekti:

“Küçük parsellerde çözüm üretmek doğu tarımına özgü. Biz batının alıp geliştirdiği sisteme soktuğu uygulamaları öğreniyoruz. Uzakdoğu’da tarım müthiş seçenekler sunuyor”.

TIBBİ VE AROMATİK BİTKİLER VE MECLİS ARAŞTIRMA KOMİSYON RAPORU

Öte yandan TBMM’de Tıbbi ve Aromatik Bitki Çeşitliliğinin Korunmasında, Bunların Üretiminde ve Pazarlanmasında Karşılaşılan Sorunlar ve Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi Amacıyla 8 Mayıs 2019 tarihinde Meclis Araştırması Komisyonu kurulmuştu. Komisyon üyeleri arasında Bursa’dan CHP Milletvekili Erkan Aydın da yer aldı.

Komisyon çalışmalarını tamamladı ve hazırlanan rapor 23 Şubat 2022’de TBMM’de görüşmeye sunuldu… Bu da tıbbi ve aromatik bitki yetiştiriciliğine son yıllarda verilen önemin göstergesidir…

Komisyon  tıbbi, aromatik bitki çeşitliliğinin yoğun olduğu ve farklı projeler geliştiren çok sayıda ilde yerinde inceleme yapmış. Ancak aralarında Bursa yok! Bu alanda ticaret yapan Çinli sanayicileri de TBMM’de ağırlayarak görüş alışverişinde bulunmuş…

Ve tıbbi ve aromatik bitkiler alanında 8 başlık altında 127 öneriden oluşan bir rapor hazırlanmış.  

Komisyon raporuna göre;

Dünyada tıbbi ve aromatik bitki pazarı yaklaşık 117 milyar dolar iken ülkemizde milyon dolarla ifade ediliyor. Birkaç yıl içerisinde 200 milyar doları aşması beklenirken, ülkemiz için belirlenen hedef ise 5 milyar dolar.

ARVİN’DEKİ BİTKİ ÇEŞİTLİLİĞİ ALMANYA’DAN FAZLA!

Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından yürütülen Nuh’un Gemisi projesine göre Türkiye’de şu ana kadar 3 bin 857'si endemik olmak üzere 13 bin 425 doğal bitki türü tespit edilmiş. Bunun yüzde 80’i ormanlarda. Türkiye’de sadece Artvin’deki bitki çeşitliliği bile Almanya’dan fazla!

En çok ithalat yapan ülkelerin başında ise aynı zamanda da ihracatçı olan ABD, İngiltere, Almanya, Fransa, Hollanda, Çin ve Hindistan geliyor,

Dünyada toplam 422 bin bitki türü sayısı varken bunların 52 bini tıbbi ve aromatik bitki türü…

Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre yaklaşık 20 bin bitki tıbbi amaçlarla kullanılıyor. 4 milyar kadar insan sağlık sorunları için ilk etapta bitki droplarını tercih ediyor.
Reçeteyle satılan ilaçların yüzde 25'i de bitkilerden elde ediliyor. Ülkemizdeki ticari amaçla doğrudan toplanarak iç ve dış piyasaya satılan bitki sayısı 347 kadar; 35 tanesi ise endemik! Doğadan toplanıp yurt dışına satılan doğal bitkilerin sayısı ise 100!
TÜİK verilerine göre, ülkemizde yaklaşık 20 çeşit tıbbi ve aromatik bitkinin ekimi 1,3 milyon dekar alanda yapılıyor.

Tıbbi ve aromatik bitkilerin ekim alanı 2020 yılına göre yüzde 40 oranında artmış!

Türkiye’de tıbbi bitkilerin önemli kısmı aktar ve baharatçılardan ya da internette yapılıyor. Bunların çoğu kuralına ve standartlara uygun değil.

KÖYLÜ YA DA ORMAN MÜDÜRLÜĞÜ DEĞİL TÜCCAR KAZANIYOR!

TBMM’de İyi Parti Milletvekili Arslan Kabukçuoğlu’nun TBMM’de rapor konuşulurken verdiği örnekler ise çok çarpıcı:

“2013 yılında defne, kekik, ladin, fıstık çamı kozalağı, ıhlamur, yaban elması, harnup başta olmak üzere 231 bin ton ürün elde edilmiş olup Orman Genel Müdürlüğü bu toplamadan 4,2 milyon Türk lirası, köylüler 31,5 milyon Türk lirası, tüccarlar ise 223,5 milyon Türk lirası gelir elde etmiştir.

2018 yılında ise yukarıda bahsedilen bitkilere ilaveten geven, yaban mersini, dut, kızılcık, fındık, zeytin, alıç, nar, sakız, yabani kiraz, vişne, hurma, trüf, ardıç, elma gibi bitkiler de toplama kapsamına girmiş ve 534 bin tonluk bir toplamda 6,45 milyon Türk lirasını Orman Genel Müdürlüğü, 182 milyon Türk lirasını çiftçi ve 668 milyon Türk lirasını ise tüccarlar kazanmıştır. Her durumda tüccarların kazanması Orman Genel Müdürlüğü ve çiftçilerin toplamından kat kat fazladır.”

Köylü toplamış, tüccar kazanmış!

(TBMM Meclis Araştırma Komisyonu Raporu’nu merak edenler internetten aratarak ulaşabilir.)

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?