Öncelikle Bifouma krizinden başlayalım...
Küme düştüğümüz sene takımın en yetenekli oyuncusu Jires Kembo ile sorun yaşanıyordu.
Teknik Direktör Samet Aybaba, Kembo'yu oynatmıyor ben de kendisini eleştiriyordum.
Bir gün TSYD Bursa Şubesi merkezinde Samet Aybaba ile karşı karşıya geldiğimde diğer medya mensubu arkadaşlarımın da olduğu bir ortamda Aybaba'ya Kembo'yu oynatması gerektiğini hatta Ali Akman'ı da mutlaka oynatması gerektiğini söylemiştim.
Bu iki oyuncunun skora direkt katkı yapan özellikleri olduğunu en az 3-4 maçı alacaklarını vurgulamış, aksi takdirde küme düşme tehlikesi ile karşı karşıya kalabileceğimizi ifade etmiştim.
Aybaba da bana "Bursaspor küme düşer mi ya" şeklinde cevap vererek sorunu Kembo'nun çıkardığını, Ali Akman'ın ise henüz A Takım düzeyinde olmadığını söylemişti.
Ben de Hoca'm Bursaspor daha önce 3 kez küme düştü, yine düşer. Elimizdeki her silahı kullanmalıyız demiştim; ancak dinletememiştim.
Ki bu konuşmayı yaptığımda ligin henüz ilk yarısı bitmemişti.
Şimdi benzer bir durumla Bifouma da yaşıyoruz.
Kadro dışı kararı olmadan gündüz gelen bir telefonla Bifouma ve teknik ekip arasında yaşananı öğrenmiştim.
Zaten maçta olmaması ve sakatlık ile ilgili bir bilgi gelmemesini anormal bulmuş "Para sorunu herhâlde" diye düşünmüştüm.
Kimin oynayacağına elbette hoca karar verir. Burada da Mustafa Er yaşanan olayda haklı.
Ancak Bursaspor öyle bir noktada ki elindeki her silahı kullanmak durumunda.
Evet tablo hiç iyi değil, buradan dönüş çok zor görünüyor. Ancak matematiksel olarak şans devam ettikçe mücadele de devam etmeli.
O mücadeleyi verirken de eldeki tüm imkanları ve silahları kullanılmalı.
Bunun için de gerekirse ödün de, taviz de vermek durumundayız.
Açıkçası şu an bu tarz yani hedefe ulaşmaya zarar veren cezai çözümlerin hiç sırası değil.
Evet ifade ettiğim gibi Mustafa Hoca haklı; ancak en azından köprüyü geçene kadar Bifouma'ya kestiği cezayı ertelemelidir.
YÖNETİM ZAYIF KALIYOR
Bursaspor'un mevcut yönetimin nasıl oluşturtulduğunu hepimiz biliyoruz.
Belediye Başkanı Aktaş'ın kulübe sahip çıkıp el koyması güzeldi; ancak seçilen isimlerin kulüp yönetmedeki tecrübesizliği soru işaretiydi. Evet işlerinde başarılı iş damları, bürokratlar olabilirler, hatta içlerinde amatör kulüp yönetenler de var; ancak Bursaspor'u yönetmek bambaşka bir şeydir.
Keşke eski yönetimlerden tecrübeli isimler de kadroya dahil edilebilseydi; ama olmadı.
Ki süreç ilerlerken bunu bizzat muhataplarına iletmiş hatta bu isimleri alın diye söylemiştim.
An itibariyle ise yapacak bir şey yok. Artık mevcut yönetimin harekete geçmesi gerekiyor.
Futbolcu ödemeleri yapılıyor. Şu ana kadar 35 milyon liraya yakın bir ödeme söz konusu.
Ancak diğer konularda silkinip daha aktif hale gelmeleri lazım.
Hem takım içi problemlerin çözümü hem de Bursaspor'a karşı oynanan oyunlarda net ve etkili adımların atılması, kararların alınması şart.
İçlerinde bir şeyler yapmak adına kafasına göre işler yapan isimler var.
Detayına giremiyorum; ama sadece bu işin çocuk oyuncağı olmadığını bilmeleri gerekiyor.
Bir başka konu, mesela kaleci sorununa dikkat çekilip "Ukrayna'dan kaleci getirelim" deniyor; ama dinletemiyor.
Bursaspor'a karşı yapılan bilinçli hakem hatalarına karşı "Etkili ve dikkat çekici tepkiler koyalım" deniyor, sosyal medyada 3 tweet atmak dışında bir şey yapılamıyor.
Ha ! Bir de Başkan Banaz'ın zoraki yapmaya çalıştığı ve hiç de etkili olmayan bir açıklama var.
Değerli yönetim Bursaspor alt lige doğru itiliyor.
Bu durumda böyle sessiz kalınır mı?
İCRA VEYA DANIŞMA KURULU OLUŞTURULABİLİR
Eğer zorlanıyorsanız başarılı olmuş eski yönetimlerden bir icra ya da danışma kurulu oluşturun onlardan yardım alın.
Bilemiyorum yani bu performansınızla bu takımı ligde tutmanız çok zor.
Ego falan yapma zamanı değil. Takımı ligde tutmak için kim ne fayda sağlayacaksa yararlanmak zorundayız.
Taraftar zaten gerekeni yapıyor. Hoca, futbolcular ve yönetim de yapabilirse bu çukurdan çıkmak imkanız değil.
Futbolda hiçbir şey imkânsız değildir.
Yeter ki hedefe ulaşmak için gereken fedakarlıklar yapılsın, doğru karalar alınsın.
