USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

ESKİ GÜNLERDEKİ GİBİ!

05-04-2022
Bursaspor pazar günü Kocaelispor'la adeta "tamam mı, devam mı?" Maçına çıkacak.
Evet matematiksel olarak belki her şeyi netleştiren bir maç değil belki; ancak Bursaspor, taraftarının büyük destek vereceği ve kendi sahasında oynayacağı bu maçı da kaybederse bundan sonra toparlaması mümkün görünmüyor.
Bursasporlu futbolcular mevcut halleriyle ümit veriyorlar mı? 
Bu soruya "evet" yanıtını vermek çok istedim; ancak maalesef veremiyorum.
Ancak bu ümidi artırmak mümkün. Futbolcuları itecek bir güce ihtiyaç var. O güç de tribünde. 
Ben öyle futbolun içinde olmayan mentörlerin etkili olabileceğine pek inanmıyorum. En azından bu kadar kısa sürede çok zor.
Bireysel olarak faydası mutlaka olur; ancak takım halinde tabloyu değiştirmek için futbolun ruhuna uygun bir tedavi şart.
Bana göre en iyi mentör önce teknik direktör sonrasında da gerçek manada takımını destekleyen tribünlerdir.
Futbolcuların mücadele seviyesini yükseltmek için ihtiyaç olan şey çok büyük ve 'Eski günlerdeki gibi' bir taraftar desteği ve sonrasında alınacak galibiyettir.
Evet tribün desteği için "Eski günlerdeki gibi" ifadesi kullandığımı fark etmişsinizdir.
Yani Timsah Park'ta 'bugüne kadar olmayan' bir tribün atmosferinden bahsediyorum.
Her kafadan ayrı sesin çıktığı, her grubun kendi tezahüratıyla diğerini bastırdığı ve ortaya çıkan uğultudan bahsetmiyorum.
Küme düşme maçı olan Göztepe maçındaki gibi bir atmosferden falan da bahsetmiyorum.
Taraftarın adeta sahaya girip golleri atıp maçları kazandırdığı 1987'deki 2-1'lık Karşıyaka maçı, 1990'daki 3-2'lik Fenerbahçe maçı, 1992 Aydın deplasmanı, 1993'deki 4-3'lük Gençlerbirliği maçı, 1997'deki 1-0'lık Zeytinburnu deplasmanı, 2000'deki 3-3'lük Gaziantep maçı, 2003'deki 4-2'lik Rize maçı gibi.
Bu tarz yani tribünün ağırlığını koyarak aldırdığı daha birçok maç var. Ancak ilk akla gelenlerden birkaçını hatırlatmak istedim.
İşte pazar günü Kocaelispor'a karşı aynı o maçlardaki gibi bir atmosfer oluşturmak gerekiyor.
Zira bu futbolcu grubunu itmenin başka yolunu ben artık göremiyorum. 
Hocalar değişiyor olmuyor.
Başkanlar, yönetimler değişiyor olmuyor.
Paraları ödeniyor olmuyor.
Bu durumda Son çare tribünlerin vereceği üst seviye destek görünüyor.
Tribünlerin oluşturacakları atmosferler futbolcuları sarsıp kendilerine getirmesi şart.
Öyle "Tribünlerden korkup elleri ayakları dolaşır" görüşünü ise reddediyorum.
Bugüne kadar rahat rahat oynadılar da ne oldu? Deplasmanlarda taraftar mı var?
Sahada ruh gibi gezinen, elleri ayakları dolaşanları bir de dolu ve hiç susmadan destek veren tribüneler önünde görelim bakalım.
Evet futbolcuların Kocaeli maçından itibaren sahaya çıktıklarında tribünleri görür görmez deli gibi mücadele edip, tekmeye kafa sokmaları gerektiğini anlamaları gerekiyor.
Bu kulüp çok büyük başarıları taraftarının büyük desteği ile yakaladı.
Bu kabustan da ancak uyanırsa taraftarının desteği ile uyanabilir.
Ama ifade ettiğim gibi o destek eski günlerdeki gibi olmalı. 
Daha net ifade edeyim...
Amigo Yaşar'ların, Fiko'ların, Abdül'lerin, Fehmi'lerin, Ertan'ların, Hacı Ömer'lerin, Kıro Metin'lerin, Arap Canip'lerin, Yahya'ların, Tansel'lerin, Öner'lerin, Orkun'ların, Çakal Levent'lerin ve daha say say bitmeyecek rahmetle andığımız eski tribün emekçilerinin zamanındaki gibi bir tribün yapılırsa, o tribünün önünde oynamayacak herhangi bir futbolcu ben şahsen göremiyorum.
Bu yüzden de, Haydi pazar günü eski günlerdeki gibi...
SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?