USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Çocuk istismarı cinsiyet farkı tanımıyor!

31-03-2022

Milli Eğitim Müdürlüğü öncülüğünde hayata geçirilecek olan “İhmal ve İstismarı Önleme Projesi’nde uzmanlar bilgilendirme yaptı. Uzmanların yanı sıra Proje kapsamında Rehberlik Araştırma Merkezi (RAM) uzmanları tarafından hazırlanan broşürde çocuğun cinsel istismarı ile ilgili yanlış düşünceler ve doğruları paylaşıldı. Buna göre;

“YANLIŞ:
Çocuklar cinsel istismarı hayal güçlerinin genişliği ile uydururlar.

İlgi çekmeye çalışan çocuklar şirin ve cazip kız çocukları, evden kaçan çocuklar, ihmal edilmiş çocuklar potansiyel mağdurlardır.

Parklar, genel tuvaletler, ıssız sokaklar, karanlık sokaklar, boş inşaat sahaları tehlikeli yerlerdir!

DOĞRU:

Çocuklara bu konuda genellikle yalan söylemezler. İlk kural çocuğa inanmak olmalıdır.

Mağdurlar her sosyo ekonomik ve her sosyo kültürel gruptan gelen kız ve erkek çocuklarıdır.

Olayın olduğu yer genellikle ev, okul, ev ile okul arasındaki yol gibi çocuğun içinde bulunduğu yakın çevredir.”

YANLIŞ:

İstismarcılar genellikle yaşlı ve yabancı erkekler ile sokakta yaşayan hırpani görünüşlü serserilerdir.

Yalnızca kız çocukları cinsel istismara uğrar.

Cinsel istismar kuşkusuyla olayın üzerine gidilmesi çocuğa daha fazla travma yaşatır.

DOĞRU:

Olguların yüzde 80-95’inde fail 20-45 yaşları arasında kurban tarafından tanınan evli ve çocuklu erkeklerdir.

Sadece kız çocukları değil erkek çocukları da cinsel istismara uğrar.

Yerinde ve uygun bir müdahale istismarı sonlandırır ve çocuğun yaşadığı travmayı atlatabilmesi için destek almasını sağlar.”

İSTOP Projesinde uzmanların anlatıları da çok önemliydi. Tanıtım toplantısının ilk oturumunda salon doluydu, bu tür toplantılarda hep olduğu gibi, verilen arada, protokol salondan gittikten sonra katılımcıların bir kısmı da salondan ayrıldı. Çok önemli olan bilgilendirme bölümünü izlemediler…

Etkinliğin ikinci oturumunda Jandarma Sahil Güvenlik Akademisi Üniversitesi öğretim üyesi Dr. Gülçin Orhan “İhmal ve istismara multidisipliner yaklaşım”; Kestel Çocuk Destek Merkezi Müdürü Zeynep Çetintaş Gündoğu ise “İstismarı önleme ve bildirim sonrası süreç” hakkında bilgi verdi…

SUÇ MAĞDURU ÇOCUKLARIN YÜZDE 46’SI İSTİSMAR MAĞDURU!

Dr. Gülçin Orhan TÜİK verilerine göre 2005-2019 yılları arasında suç mağduru olan 511 bin 247 çocuğun yüzde 46,1’inin istismar mağduru olduğunu söyledi…

Gülçin Orhan istismar vakalarında çocuğun doğruyu söylediğine ve çocuğa güvenmenin önemine dikkat çekti.

Orhan şunları söyledi:

“Bazen uzun süren terapilerde, 35- 40 yaşındaki yetişkinler çocukken yaşadıkları istismarı anlatıyor. Psikiyatride uzmanlar bu bildirimleri alıyor.

Çocuklar 15-18 yaşlarında anlatabiliyor, neden çocukluk döneminde anlatamamış, ona bakmak lazım. Çocuklar yetişkinleri her şeyi doğru yapan insanlar olarak düşünüyor.

Büyüdükçe yaşadıklarının istismar olduğunu fark ediyor. İstismara uğrayan çocuk ve ergenler kendilerini yalnız hisseder, istismarcıdan kendilerini koruyamayan yetişkinlere öfke duyarlar.”

Gülçin Orhan küçük çocukların istismarı resim yoluyla anlatabildiğini örnekleyerek çocuk resimlerinin mahkemede delil olabildiğini anlattı.

SAVCI YA DA KOLLUK GÜÇLERİNE BİLDİRİM ZORUNLU

Ve şunları söyledi:

“Ben kolluğa bildirmek istemiyorum, Çocuk İzlem Merkezi’ne bildiririm, demekle olmuyor. Çocuk İzlem Merkezi bildirim almıyor. Emniyete, savcılığa, kolluk güçlerine bildirim yapmak gerekiyor.

Çocuğun istismarı defalarca anlatmasının önüne geçilmesi gerekiyor. Çocuğun istismarı defalarca anlatması ifadenin değişmesine, bellekte olmayan bilgilerin belleğe girmesine neden olabiliyor.

Çocuk ne kadar az anlatırsa, o kadar iyi. Makul şüphe söz konusuysa, bildirim yapanın cezai sorumluluğu yoktur. Çocuk istismarlarının yüzde 80’i maddi bulgusuzdur, çocuk beyanına dayanır.

Bildirimde bulunmazsanız, istismar tekrarlanır. İstismarcı cezasız kaldığından başkalarını da istismar edebilir. Çocuk hayatını kaybedebilir. İlk öncelik bildirim yapmakta, hız önemli. Çocuklukta maddi bulgular hızla kayboluyor.”

“İSTİSMARI GÖRMEZDEN GELİRSENİZ YARGILANIRSINIZ!”

Orhan bildirim yapılmama durumunda, sonradan ortaya çıkan istismarlarda “Çocuk savcıya ifade verirken, ben öğretmenime ya da şu kişiye anlatmıştım’ dediğinde o kişinin bildirimde bulunmadığından yargılanacağı uyarısında da bulundu.

Çocuk İstismarı anlatmaya başladığında konuşan kişinin çok dikkatli olması gerektiğine değinen Orhan, “Gerçekten öyle mi, derseniz çocukta inanmadığınız kanısı olur. Çocuğun ifadesinin yargısız, yansız, nötr yüz ifadesi ile alınması gerekir” dedi.

İSTİRMARCILARIN YÜZDE 96’SI ERKEK!

Çocuk Gelişim Uzmanı ve aile terapisti olan Zeynep Çetintaş ise çocuk ihmal ve istismarında riskleri önceden görülmesi gerektiğine dikkat çekti:

“İstismar denilince akla ilk kız çocukları geliyor. Oysa kız ve erkek çocuklarında istismarda fark sadece yüzde 3. Ancak istismar edenlerin yüzde 96’sı erkek.

İstismarcıların hep hareketli atak insanlar olduğu sanılır. Oysa onların yüzde 80’i normal görünümlü, hatta içe kapanık, sessiz kişilerdir.”

Zeynep Çetintaş “istismarda çocuk beyanını esas almak zorundayız. Hikaye uyduranlara da rastladık. Ama bu konuda hikaye  uyduruyorsa da o çocukta bir sıkıntı vardır” dedi.

Çetintaş çok önemli bir hususa değindi:

“10 yıl önce Bursa’da şu ya da bu mahallede madde bağımlılığı, istismar var derdik. Bilirdik. Hangi aileler denildiğinde, yoksul, eğitimsiz kesim derdik.

Artık hepimizin çocukları risk altında. Her sosyo ekonomik düzeyde istismar var. Bunda sosyal medyanın da etkili olduğunu düşünüyorum.”

‘ÇOCUKLARIN GÖRÜNTÜLERİNİ SOSYAL MEDYADA YAYINLAMAYIN!”

Çetintaş 0-6 yaş grubu çocukların görüntülerinin sosyal medyada yayınlanmasının doğru olmadığına dikkat çekti.
İstismarcı ailedeyse istismarın banyo ve uyku zamanında gerçekleştiğini ev dışında ise okul çevresinde gerçekleşebileceğini anlattı:

“İstismar o kadar büyük bir gizlilik ile yapılıyor ki, çocuk tembihleniyor, kimseyle paylaşamıyor…”

Aile içi istismarlardan iç acıtan örnekler veren Çetintaş, mahremiyet eğitiminin önemine dikkat çekti:

“Çocuk sosyal medyada istismar ediliyor. Resmini paylaşıyor. Çocuğa hayır demesi öğretilmeli. Çocuk istismarlarının yüzde 60’ı sosyal medyada gerçekleşiyor.

10 yıl öncesinin 5,6 katı istismar var. Çocuk sosyal medyada paylaşmamayı öğrenmeli. Çocuğa mahremiyet eğitimi verilmeli. Çocuklara zorda kaldıklarında arayacakları telefon ve ev adresi mutlaka ezberletilmeli.

Küçük çocuklara banyo yaptıran ebeveynler aynı kişiler olmalı. İki, üç yaşından itibaren, konuşmaya başlayan çocuklara, anne ya da baba tuvaletteyken içeri girmemesi gerektiği öğretilmeli; çocuk kendi yatağında yatırılmalı.”

İstismarda aile yapısının çok önemli olduğuna dikkat çeken Çetintaş “Birbirine bağlı, sevgi ve saygının olduğu ailelerde çocuk istismarı daha az” dedi.

Zeynep Çetintaş da istismarın bildirimi konusunda uyardı:

“Çocuk istismarı dile getirdiğinde “Ben o adamı tanıyorum, asla yapmaz, demek yok! Biz bildirimle yükümlüyüz. Çocuk şu öğretmene söyledim, bir şey yapmadı, dediğinde savcı soruşturma açar.”

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?