USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Şehir Hastanesi’nin dökülen dış cephe kaplamaları ve boyalı camları!

27-03-2022

16 Temmuz 2019’da hizmete giren Bursa Şehir Hastanesi, 1355 yatak kapasitesinde 618 tek kişilik, 256 çift kişilik odalarıyla; 49 ameliyathane, 14’ü yanık olmak üzere 217 yoğun bakım odasıyla, a3 bin 600 civarında sağlık çalışanı ve yardımcı personeliyle hizmet veriyor…

Bursa Şehir Hastanesi hep mükemmel yapı stoku; 5 yıldızlı otel statüsünde hizmet vermesiyle gündeme geldi.

Ama aradan 2 yıl geçmeden dış kaplamaları Bursa’nın lodosuna dayanamayıp dökülmeye başladı…
Bugün Şehir Hastanesi’nde eşinin yanında refakatçi kalan bir arkadaşım aradı ve şunları söyledi:

“Kasım ayında Şehir Hastanesi’ne yatmıştık, o tarihte hastam Kovit idi. Dış duvarlara mantolama yapılıyordu. Birkaç günden beri başka bir sağlık nedeniyle eşim yine hastanede yatıyor. Hala dış cephede tadilat devam ediyor…”

Mantolama olması mümkün değildi; zira hastane kimi kamu binaları bir yana konut olarak üretilen binalarda bile mantolama olmadan enerji verimliliği belgesi alınamıyor. Ruhsat alınabilmesi için o belgenin olması gerek.

DIŞ CEPHE KAPLAMALARI LODOSTAN HASAR GÖRMÜŞ!
Bursa Tabip Odası Başkanı Alpaslan Türkkan ile görüştüm; Şehir Hastanesi’nde fırtınada dökülen dış kaplamanın onarıldığını söyledi…
İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Ülkü Mercan Küçükkayalar ise işçilik hatası ve denetim eksikliği olabileceğini, araştırılması gerektiğini söyledi.

Her halükarda, 5 yıldızlı otel statüsünde hastane olarak nitelendirilen Bursa Şehir Hastanesi’nin dış cephe kaplamaları Bursa’nın lodosuna 2 yıl bile dayanamamış…

Vatandaş ne bilsin; kurulan inşaat iskelelerini ve yapılan kaplama işlerini görünce önceden yapılmayan mantolamanın şimdi yapıldığını zannetmiş…

Mantolama ya da dış kaplama her ne ise, önceden yapılan ama kısa sürede dökülen bir imalat hatası var ve aylardır telafi edilmeye çalışılıyor…

PENCERELER AÇILMIYOR; KOLLAR SÖKÜLMÜŞ!

Arkadaşım Bursa Şehir Hastanesi yapılırken yatan hasta servislerinin hasta güvenliğine uygun planlanmadığından tek kanatlı pencerelerin açma kapama kollarının söküldüğünü söyledi:

Az açılan kelebek camlar yapılabilirdi. Hasta güvenliği için pencere kolları sökülmüş. Açıp odayı havalandırmak mümkün değil. 2 hasta ve 2 refakatçinin kaldığı odalarda havalandırma yetersiz. Kasım ayında eşim Kovit iken yalvardık pencere kolunu versinler diye. Vermediler. 4 kişi kalıyoruz, yetişkin hastanın altını açtığınızda bütün oda feci kokuyor!”

Çözülemeyecek bir sorun. Devasa binaların camlarının odaların havalandırılmasına uygun hale getirilmesi hiçbir şekilde mümkün değil… Bina planlaması önceden yapılan özel hastanelerin tümünde pencereler hasta güvenliğini koruyacak şekilde az da olsa aralanabiliyor ve oda havalandırılabiliyor.

CAMLARA KAHVERENGİ MAHREMİYET BOYASI!

Arkadaşım; “Şimdi de sanki zindandayız!” dedi… Anlamadım, taa ki gönderdiği fotoğrafları görene kadar… Yatan hasta odalarının pencere camları kahverengiye boyanmış!

Şunları söyledi:

“Şimdi iskeleler kurulu ya, inşaat işçileri çalışıyor ya! Mahrem olduğundan hasta odalarını görmemeleri için camları kahverengiye, siyaha, maviye boyuyorlar…  

Odalarda kalın perdeler var. Zaten odalarda biz refakatçılar da, hastalar da bunalmış vaziyetteyiz. Mahremiyet isteyen, perdeyi çeker. Şimdi gökyüzünden de mahrum olduk. Psikolojim bozuldu. Kendimi hapishanedeymiş gibi hissediyorum.”

Tamamı biten bölümlerde daha sonra o boyalar siliniyormuş! Şaka gibi!

ŞEHRE VE ÜLKEYE EKSTRA MALİYETİ!

Öte yandan Bursa Şehir Hastanesi’nin devlete başka maliyetleri de var; Şimdi de metro yapılacak.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın Emek-Şehir Hastanesi Metrosu için  davet usulü çıktığı 2 ihale de iptal edildi. En son Ekim ayındaki ihaleyi Söğüt-Taşyapı ortaklığı 1 milyar 950 bin liraya kazanmıştı.

Şimdi ihale yeniden yapılsa, artan inşaat maliyetleri nedeniyle 2,5 milyar liranın üstünde bir paraya mal olur!

Bursa Şehir Hastanesi oraya yapılmasaydı, Doğanköy’e metro yapılması söz konusu bile olmayacaktı…

Artı Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne de bir maliyeti var…

Şehir Hastanesi’ne ulaşımı kolaylaştırmak adına yolları Büyükşehir yapıyor… Kamulaştırmalar, yol yapımı, asfaltlama... Yol yapımı ciddi bir maliyettir… Ulaştırma Bakanlığı şehrin bütçesinden bu yükü alsa iyi olurdu.

Öte yandan…

Bursa Şehir Hastanesi, Türkiye’deki emsalleri gibi “Yap-İşlet-Devret” modeli Kamu-özel işbirliği (KÖİ) modeliyle hasta garantili olarak inşa edildi. Haziran 2021’e gelindiğinde Rönesans Holding, aralarında Bursa’nın da olduğu beş şehir hastanesinin işletmesini bir Danimarka firmasına sattı…

Neden sattığı ve kaça sattığı da bilinmiyor, muhtemelen o da ticari sır kapsamında…

Yani Bursa Şehir Hastanesi’ne giden hastalar ve hasta yakınları bir Danimarka firmasına (SS Tesis Yönetim Hizmetleri AŞ) para kazandırıyor!

“ŞİKAYETİM VAR” VE ŞEHİR HASTANESİ”

Şehir Hastanesi’ndeki mantolama iddiasını araştırırken; internette sıva dökülmesine yönelik haber var mı diye baktım…
Bursa Şehir Hastanesi diye yazınca “Şikâyet Var” sitesi geldi. Vatandaşların şikayetlerine baktım… Onlar yaşadıkları sorunları erişebildikleri bir platformda dile getirmeye çalışan hasta ve hasta yakınlarıydı.
Şikayetlerin bir kısmı sağlık sistemindeki sorunlardan kaynaklanıyordu; bir kısmı ise sağlık çalışanlarının sorunlu yaklaşımından…
Onca yıldır doktorundan hemşiresine sağlık çalışanlarının hakkını, hukukunu savunur dururum… Mağduriyetlerini dile getiririm…

Kamu sağlık hizmetlerinden bir vatandaş, bir hasta olarak kendimin ya da yakınlarımın yaşadığı mağduriyetleri ise pek dillendirmem, yazıp çizmem…

Ama pek çok kişi gibi ben de zaman zaman kamusal sağlık hizmetlerinde mağduriyetler yaşadım, gidişata göre yaşamaya da devam edeceğim.

Kamu sağlık çalışanları yaşadıkları sorunlardan hasta ve hasta yakınlarını sorumlu tutmamalı, iyi olmayan uygulamalara maruz bırakmamalı.

Hasta ve hasta yakınları da sağlık sisteminden kaynaklanan sorunlardan dolayı sağlık çalışanlarını sorumlu tutmamalı.

5 dakika süren muayenelerin, alınamayan randevuların suçlusu doktor ya da hemşireler değil!

Yani… Ne vatandaşın sağlık çalışanlarına şiddet uygulamaya hakkı var; ne de sağlık çalışanlarının sistemden kaynaklanan sorunlar yüzünden hasta ve hasta yakınlarına fatura ödetmeye…

Tabip Odaları ve sağlık çalışanlarının örgütlü olduğu sendikalar ve derneklerin kendi bünyelerinde insancıl tıp uyarılarını; iyi hekimlik ya da hemşirelik önerilerini, üyeleri nezdinde sürekli gündemde tutması gerekiyor.
Sağlıkta şiddetin önlenmesi için alınması gereken elli önlem varsa biri de bu olmalı.    

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?