Öncelikle Ömer Furkan Banaz başkanlığındaki yeni yönetim kurulunu tebrik ediyor, bu meşakkatli yolculukta kendilerine kolaylık ve başarılar diliyorum.
Zira, el de yetmez, baş da... Taşın altına gövdelerini koymaları gereken bir sürecin içine girmiş bulunmaktalar.
Kemire kemire yiyip bitirecek yeri bırakılmayan, son olarak dibi de ekmekle sıyrılarak 825 milyon liralık kara delikle baş başa bırakılan, bulunduğu ligde tutunma savaşı veren bir Bursaspor var karşılarında.
Şaşalı günlerin sadece tozlu raflarda kaldığı, hem saha içi hem de kulüp içi başarısızlığın zirve yaptığı bir dönemde ateşten gömleği giyiyorlar.
Genç, dinamik, hesap, kitap bilen ve içler acısı durumun farkında olan insanların bir arada olduğu bir yönetim kadrosu var.
İlk etapta en önemli görev bu takımı bulunduğu ligde tutmak.
Mali konular ise nefes almadan üzerinde çalışılması gereken bambaşka bir konu.
Yazının başında da ifade ettiğim gibi genel kurula katılan üye sayısı 442...
Kimse kusura bakmasın, bugün lemurseverler derneği kongresi olsa bundan fazla katılım olurdu!...
Hani lafa gelince mangalda kül bırakmıyoruz ya...
Herkesi eleştirecek muhakkak bir şeyler buluyoruz ya... Buna ben de dahilim.
Şöyle bir süreçte belki de Bursaspor'un en önemli gündemi varken, vaktini ayırıp gelmeyenleri de üzüntüyle karşılıyorum.
Diyeceksiniz ki zaten tek aday var. Seçime gelsem ne olur gelmesem ne? Sonuç belliyken, elimi indir/kaldır yapmak için mi geleceğim?
Hayır...
Büyük Bursaspor söylemini eylemde de göstermek için.
"Kossskoca Bursaspor'u ne hale getirdiler" demeyi biliyorsak, bu kadar yalnız bırakmaya da hakkımız yok.
Gördüğüm en tenha genel kuruldu, çok çok üzücü.
Açık oylamanın gerçekleştirildiği (tek adaylı seçimde boşu boşuna o kabinleri niye kurar, gereksiz masraflar yaparsınız bunu da hiç anlamıyorum ya, bu da ayrı bir komedi) genel kurulda, Emin Adanur'un ekip lideri, Hayrettin Gülgüler'in başkanı olduğu yönetim kurulu ibra edilmedi.
Gerçi daha önce iki başkan ibra edilmemişti de ne oldu, o da ayrı konu!..
Ömer Furkan Banaz'ın etkileyici konuşması konuya hakimiyetini gösterirken, boş vaatlerde bulunmadan, soyundukları zorlu görevin bilincinde olduklarının mesajını vermesi ve bu yolculukta birliğe dair yaptığı vurgular önemliydi.
Bursaspor'un sevenlerine her zamankinden daha çok ihtiyacı var.
Artık edebiyatı bırakalım...
Çünkü dersimiz matematik.
Büyük sınava hazırlanırken, bu 'hesap' döneminde sorulara da sorunlara da çok çalışmak gerek.
Elbet bilmediğiniz yerden ya da daha önce hiç görmediğiniz sorular çıkacaktır karşınıza...
Maksat bu kulübü düzlüğe çıkartmak olduktan sonra gerisi teferruat...
Bir yol bulunur, her zorluğun üstesinden de gelinir.
Tablo ne kadar ümitsiz vaka gibi gözükse de, Banaz yönetiminin 2 yıllık 3 aylık görev süreleri boyunca, boğazına kadar bataklığa girmiş Bursaspor'u, mümkün mertebe oradan çekip çıkaracaklarını umut ve temenni ediyorum.
Gayemiz, şanlı tarihini, başarılarını, büyüklüğünü, yetiştirdiği değerlerini, yitirdiği yüreklerini, ardındaki en büyük gücü olan camiasını şampiyonluk ile taçlandırmış gözümüzün bebeğinin bir an evvel yaşama dönmesi.
"...Alışır her insan, alışır zamanla kırılıp incinmeye,
Çünkü olağan yıkılıp yıkılıp yeniden ayağa kalkmak..." demiş Sezen Aksu "Yalnızlık Senfonisi"nde...
Bursaspor'un bu yalnızlık senfonisinden acilen kurtulması ve yeniden ayağa kalması gerek...
Bu çabanın içinde yer almak, bu savaşta kılıçları kuşanmak, engellere birlikte göğüs germek de her Bursasporlunun boynunun borcu...
Kötü günde bir olalım ki, iyi günleri omuz omuza karşılayalım.
Bir an evvel...
