‘Ankara’nın taşına bak...’
‘Gözlerimin yaşına bak...’
‘Kardeşim yine vurdu beni...’
‘Şu feleğin işine bak...’
Karşılaşma öncesi iki takımın klasmanda durduğu yerlere baktığımızda Ankaragücü’nün konuğuna göre puan açısından tuzunun kuru olduğu anlaşılıyordu. Küme düşen takımdan 25 oyuncuyu gönderip bir o kadarını da transfer ederek kadrosunu A’dan Z’ye yenileyerek sezona iddialı bir giriş yapan başkent ekibi ligin lideriydi bunun ötesinde tahtası kapalı olmasına sınırsız krediye de sahipti...
Yılların getirisiyle biliyorum ki; böyle maçları oynamak da zor, izlemek de…
Bir yanda futbolcuların ‘ya atamazsam paniği’, öbür yanda…
‘Ya yersem bunalımı’ maçı olağanüstü gerilim altına sokar.
Karşılaşma başladığında görüldü ki Bursaspor orta sahada ilk toplara basarak rakibi atağa kaldırmıyor, belli ki hocalarının ‘önce durdur sonra vur’ taktiğine sadık kalarak savunmaya çabuk dönerek müthiş gayret sarf ediyorlardı.
Hani derler ya ‘Futbolun süsü şutsa, bonusu gol’ diye öyle de oldu. Bu sezon ilk yarıda rakip kaleye en fazla isabetli şutun (6) atıldığı bir oyuna tanık olduk.
33’de Burak Altıparmak vurdu kaleci kurtardı korner oldu. Köşe atışından gelen topla Mehmet Erdem golü buldu...
İkinci yarıda Ankaragücü’nün yükleneceği tahmin ediliyordu ama Timsah’ın bu kadar aciz ve pasif bir oyun sergileyeceği düşünülmüyordu.
Beklenen oyun ve skor olarak “dirençli’ bir adımdı. Şöyle ses getirecek, kardeşine korku salacak dev bir adım…
Hadi canım… Emekleyerek başladı Timsah...
Sürünerek devam etti.
Maç yine haftalardır “alışageldiğimiz’ gibi hüsran bir sonuçla bitti...
Deplasmanda önde olmasına rağmen bitime 20 dakika kala 60 saniye içinde kalesinde iki gol görüp geriye düşen bir takım için ne diyebiliriz?
Başkent temsilcisinin atakları sıktı, pozisyonları bolcaydı ama bütün bunlar planlanmış/ çalışılmış değildi... Hal böyle olunca da golün Bursaspor’un yapacağı fahiş hatalardan geleceğinin göstergesiydi...
Nitekim öyle de oldu.
Önce duran toptan Erdem dengeyi sağladı... Ardından da Owusu geçen haftaki Tuzla maçında Ezeh’in golünü izlemiş olmalı ki yine çok uzaktan ‘kardeşlik buraya kadar’ diyerek topu ağlara nalladı...
Futbolda baraj hatasından gelen goller kalecilere yazar... Ya barajı yanlış kurdurmuştur ya da yanlış yerde durmuştur.
Peki 40 metreden gelen ikinci gole ne diyeceğiz?
Hiç kimse kusura bakmasın; böyle 3 gün arayla gelen ahmakça şablon goller de hocaya yazar!
